Basına ve Kamuoyuna!
19 Ağustos 2021 günü Cîlo’ya bağlı Oremar alanında gerçekleşen düşman saldırısında Cîlo Eyalet Komutanlığı üyesi Lokman Dilşêr yoldaşımız ile Munzur, Zana ve Brusk yoldaşlarımız şehadete ulaştı. Partimiz PKK’nin yarattığı ulusal bilinç ve aydınlanma ile Rojhilat ve Rojavayê Kurdistan’dan gerilla saflarına katılan bu değerli yoldaşlarımız, büyük bir inanç ile yüzlerini Bakurê Kurdistan’a dönerek devrimcilik görevlerini yerine getirdi.
Fırtınalı kişiliği ile özgürlük mücadelemize katıldığı günden itibaren her zaman en önde olmayı seçen ve tereddütsüz katılımı ile örnek bir militan olan Lokman yoldaşımız, tim komutanlığından eyalet komutanlığı yapmaya kadar birçok görevi üstlendi. Devrimci sorumluluğu her şeyin üstünde tutan ve nerede ihtiyaç olmuşsa orada olmayı bilen komutanımız Lokman Dilşêr, Önderliğe ve şehitler çizgisine bağlılığın timsali olarak adını mücadele tarihimize yazdırdı.
Arap halkımızın yiğit evladı, enternasyonal devrimci Brusk Ararat yoldaşımız, Önderliğimizin Demoktratik Ulus fikrinin yılmaz bir militanı oldu. Tüm Ortadoğu halklarının demokrasi ve barış içerisinde birlikte yaşamasının ancak Kürt halkının özgürlüğünden geçtiğine inanarak yüzünü döndüğü Kurdistan dağlarında yoldaşlığın en nadide örneği oldu.
Munzur ve Zana yoldaşlarımız da uzun süre bulundukları Cîlo alanında fedakarlıkları, mücadeleyi geliştirmedeki ısrarları ve içerisinde geçilen tarihi sürece cevap olma istemleriyle fedailik çizgisinde bir katılımın sahibi oldular. Rojava Özgürlük Devrimi’nin yetiştirdiği özgürlüğe, halkına ve ülkesine tutkun birer militan olarak kahramanca bir yürüyüş sergilediler.
Lokman, Brusk, Munzur ve Zana yoldaşlarımızı şehadet yıldönümlerinde saygı ve minnetle anıyor, başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halklarımıza başsağlığı diliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:
Kod Adı: Lokman Dilşêr |
Lokman Dilşêr – Mensûr Sadiqî
Kod Adı: Brusk Ararat |
Brusk Ararat – Hemed Erban
Kod Adı: Munzur Rojava |
Munzur Rojava – Yusuf Hacî
Kod Adı: Zana Sêko |
Zana Sêko – Kemal Xizrî
Rêber Apo’nun tarihi bir çıkış yaparak halkımızın üzerindeki ölü toprağı atması ve halkımızı bulunduğu her yerde özgürlüklerini sağlamak için ayağa kaldırması Kurdistan’da tarihi bir süreci başlattı. 50 yıldır devam eden özgürlük mücadelemiz Kurdistan halkında sadece siyasi, toplumsal değişimler yaratmadı, aynı zamanda zihniyet boyutunda da devrimler gerçekleştirerek tüm alanlarda aynı amaç için direnen, savaşan bir halk gerçekliği açığa çıkardı. PKK’den önce sadece bulunduğu bölge, mensubu olduğu aşiret veya yaşadığı parça ile ilgilenen, ufku yaşadığı alanı, aidi olduğu sınıfı aşmayan Kürt gerçekliği Rêber Apo ve partimiz PKK’nin muazzam çabaları sayesinde ters yüz edildi. Kurdistan’ın dört bir yanından ve yurt dışından on binlerce Kürt genci sarsılmaz bir ulusal bilinçle gerilla saflarına mücadeleye koştu. Öyle ki Partimizin yarattığı ulusal ruh sayesinde Kirmanşan’dan gerillaya katılan bir Hewreman genci Dersîm’de, Efrîn’li bir militan Rojhilatê Kurdistan’ın en uç bölgesinde halkımızın özgürlüğü için savaşarak şehadete ulaşmayı göze aldı.
Partimiz PKK’nin toplumumuzdaki tüm geri, geleneksel özellikleri bir kenara atarak çağdaş bir Kawa hareketi olması ve tüm Kurdistan ve Ortadoğu’da etkili olmaya başlaması kuşkusuz özgürlüğe aç oaln ve bunun için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olan Rojhilatê Kurdistan halkımızı da derinden etkiledi. Yıllar boyunca yaratılan örgütlülük, geliştirilen ulusal bilinç sayesinde Rêber Apo ve partimiz PKK etrafında kenetlenen Rojhilat halkımız, 15 Şubat Uluslararası Komplosu’na karşı geliştirdiği serhildanlar ve daha sonra en değerli evlatlarını akın akın gerilla saflarına katmalarıyla mücadelemizde öncü konuma geldi. Rojhilatê Kurdistan’da gelişen bu devrimsel süreç Rojhilatê Kurdistan’ın tüm kesimlerini etkisine alarak müthiş bir potansiyeli açığa çıkardı.
Lokman yoldaşımız da böylesi bir zihinsel, toplumsal sürecin yaşandığı bir halk gerçekliğinin olduğu Kotol’un Ravyan köyünde ulusal değerlerine bağlı, yurtsever bir ailede doğdu. Yakın çevresinden gerilla saflarına katılımların olması, gerillanın Kotol alanında her geçen gün daha fazla etkili olmaya başlaması Lokman yoldaşımızı etkiledi. Gördüğü ilk gerillaların kendisine verdiği değer, kendi aralarındaki yoldaşlık ilişkileri ve büyük bir fedakarlıkla halkımız için mücadele etmeleri Lokman yoldaşımızda derin izler bıraktı. Kendisinin de halkımızın onurlu bir üyesi olarak mücadele saflarında yer alması gerektiğini düşünen yoldaşımız bu yönlü arayışlara girdi. Kendisi için sıradan bir yaşamı asla kabul etmeyen Lokman yoldaşımız, her zaman anlamlı yaşamanın çabasında oldu. Halkımızın her türlü katliam ve soykırım uygulamalarına maruz kaldığı bir süreçte anlamlı yaşamın, bu halkın bir ferdi olarak onun özgürlüğü için mücadele etmekten geçtiğine kanaat getirdi. Bu temelde 2007 yılında yüzünü Kurdistan’ın özgür dağlarına veren yoldaşımız gerilla saflarına katılarak anlamlı yaşama ilk adımını attı.
Gerilladaki ilk eğitimini Zap alanında alan Lokman yoldaşımız, bu eğitim sürecinde yaşadığı yoğunlaşmalarla dağ ve gerilla yaşamına kısa sürede uyum sağladı. Değerli komutanımız Şehîd Rustem Cudî’den aldığı eğitimleri ve yaşadığı yoğunlaşmaları tüm gerillacılık yaşamının temeli yapan Lokman yoldaşımız, daha mücadelenin ilk gününden itibaren, coşkulu, moralli ve yaşamın her anında ve alanındaki aktifliği ile öncülük misyonu yüklendi. Üstlendiği bu misyonu tüm gerillacılık yaşamı boyunca sürdüren yoldaşımız hiçbir zaman var olanla yetinmedi. Halkımızın özgürlüğü için her zaman daha fazla mücadele etmesi gerektiğini düşünen Lokman yoldaşımız, her geçen gün katılım temposunu artırarak mücadelesini büyüttü. Zap alanında üç yıl boyunca gerillacılık yapan yoldaşımız, burada hem yaşamsal hem de askeri anlamda büyük bir tecrübenin sahibi oldu. Yaşadığı tüm yoğunlaşmalarını anında pratiğe geçirmek isteyen yoldaşımız, bu özelliğiyle tüm yoldaşlarının örnek aldığı bir militan oldu. Zap alanındaki başarılı pratiğinin ardında gelecek vadeden bir komutan adayı olarak 2010 yılında Zagrosların asi dağlarında gerillacılık yapmaya başladı. Burada da başarılı pratiğini sürdüren Lokman yoldaşımız, efsanevi komutanlarımızdan Şehîd Reşîd Serdar ve Rojîn Gewda öncülüğünde yürütülen Şemzînan Devrimci Hamlesi’ne katılarak tarihi bir görev üstlendi. Hamle sürecinde gerçekleşen ve düşmana tarihinin en büyük kayıplarının verdirildiği Rindikê eyleminde fedaice savaştı. Savaş esnasında başından ve ayağından yaralanan Lokman yoldaşımız, insanüstü bir irade ile kısa sürede yaralarını sardı. 2013 yılında yaşadığı uzun pratik çalışmaları değerlendirmek, gerekli dersler çıkarmak ve yeni çıkışlar yapabilmek için Haki Karer Akademisi’nde eğitim çalışmalarına katılan yoldaşımız, burada yaşadığı yoğunlaşmalarla, askeri ve ideolojik anlamda eksik gördüğü yanlarını tamamlamak, halkımızın ve Hareketimizin içinden geçtiği tarihi sürece cevap olmaya çalıştı. Bu anlamda gerilla savaş taktiğinde daha fazla derinleşerek, öncü bir komutan olarak akademiden mezun oldu.
Rojava halkımıza yönelik gerçekleşen DAİŞ çete saldırılarına karşı, halkımızın yanında yer almak isteyen Lokman yoldaşımız, bunu ulusal bir sorumluluk olarak ele aldı. Halkımıza yönelik neredeyse her gün gelişen saldırılara karşı kendisini tamamen halka adayan bir militan olarak görevlerine sahip çıkması gerektiğine kanaat getirerek Rojava alanına geçti. Rojava alanında çetelere karşı geliştirilen neredeyse tüm devrimci hamlelerde yer alan Lokman yoldaşımız burada da öncülük misyonuna denk bir katılımın sahibi oldu. Yaşanan savaş sürecinde bir kez yaralanan Lokman yoldaşımız, bunu kendisi için engel yapmamış, kısa sürede iyileşerek direniş saflarındaki yerini aldı. Özellikle savaşta büyük bir fonksiyonu olan ağır silah branşında uzmanlaşan Lokman yoldaşımız, onlarca yoldaşını eğiterek uzman birer savaşçı düzeyine getirdi. Dürüst, fedakar ve cesur katılımı ile yer aldığı her hamlede kendisini daha fazla geliştiren Lokman yoldaşımız bir çok düzeyde komutanlık yaptı. Son olarak alay komutanlığı görevi yürüten Lokman yoldaşımız beraberindeki onlarca yoldaşıyla adeta çetelerin korkulu rüyası haline geldi. Bulundukları her hamlede tüm savaşçıların öncüsü olan Lokman yoldaş ve beraberindeki yoldaşları DAİŞ çetelerinin yenilmesinde tarihi bir rol oynadılar. Yaşanan savaş sürecinde birçok yoldaşının şehadetine tanıklık eden Lokman yoldaşımız her bir şehadeti daha fazla mücadele gerekçesi haline getirdi. Şehitler gerçekliğine ancak onların mücadelesini daha da büyüterek, anılarını yaşatarak layık olabileceğine olan sarsılmaz inançla her zaman daha fazla çalıştı, mücadele etti. DAİŞ çetelerinin büyük oranda yenilgiye uğratıldığı, artık halklarımız üzerinde ciddi bir tehlike olmaktan çıktığı 2018 yılında halklarımıza karşı görevini yerine getirdiğini düşünen Lokman yoldaşımız yüzünü tekrar Kurdistan dağlarına döndü.
Uzun yıllar uzak kaldığı, kendisi için yeniden doğuşun ve yaşamın kaynağı olan Kurdistan dağlarına ulaşması Lokman yoldaşımızda tarifi imkansız duygular açığa çıkardı. Gerillaya ilk katıldığı andaki duyguları tekrar yaşayan, aynı coşku ve heyecanla yaşama sarılan Lokman yoldaşımız, yaşanan yoğun savaş sürecinin ve bir komutan olarak kendisine yönelik beklentilerin farkındaydı. Bunun için yaşamdaki coşkulu katılımını yer aldığı Mahsum Korkmaz Akademisi’nde; örgütsel, askeri öncülükle perçinleyerek büyük bir çıkış yakaladı. Eğitimini başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra eyalet komutanlığı üyesi olarak Zap alanına geçen yoldaşımız, burada yaklaşık 2 yıl pratik yürüttü. Zap alanına yönelik düşman saldırılarına karşı geliştirilen birçok eylemi koordine eden Lokman yoldaşımız, engin askeri tecrübelerini yoldaşlarıyla da paylaşarak, onların da birer öncü militan olmasını sağladı.
Zap’daki başarılı pratiğinden sonra 2020 yılında daha önce çalışma yürüttüğü Cîlo alanına geçen Lokman yoldaşımız, burada eyalet komutanlığı görevi üstlendi. Asi ve zorlu coğrafyası ile bilinen Cîlo alanında, işgalci Türk devletine karşı en kıt imkanlarla mücadele eden ve gerçekleştirilen birbirinden başarılı eylemlerin örgütleyicisi olan Lokman yoldaşımız, mücadele çizgimizin öncüsü olmayı başardı. Düşman saldırılarına karşı aynı biçimde cevap verilmesi gerektiğini düşünen Lokman yoldaşımız, ancak bu şekilde saldırıların kırılıp zaferin gerçekleşebileceğine inandı.
Lokman yoldaşımız sahip olduğu ulusal bilinçle katıldığı PKK saflarında her zaman yoldaşlığa büyük bir değer biçti. Yoldaşlarına karşı her zaman samimi ve dürüst olan yoldaşımız, her bir yoldaşının şehadetini kendisi için daha fazla mücadele gerekçesi yaptı. Bundan dolayı da hep daha fazla katılarak yoldaşlarının yükünü hafifletmeyi esas alarak, yoldaşlık görevini yerine getirdi. Savaştaki cesareti, taktik konulardaki uzmanlığı ve kendisini yoldaşlarına kabul ettirebilen doğal otoriterliği ile bulunduğu her alanda, öncü bir komutan olmayı başardı. Canlı, moralli ve doğal kişiliği ile tüm yoldaşlarında etki yaratan Lokman yoldaşımız, bu özellikleriyle savaşta olduğu kadar yaşamda da öncü oldu.
14 yıllık devrimcilik yaşamı boyunca her zaman Önderliğimize ve kahraman şehitlerimize sarsılmaz bir bağlılık temelinde mücadele eden, her anında onları hisseden ve yaşayan Lokman yoldaşımız, bizlere mutlaka başarılması gereken önemli görevler ve bağlı kalınması gereken değerli anılar bıraktı. Lokman yoldaşımız şahsında tüm şehitlerimize verdiğimiz zafer sözünü mutlaka yerine getireceğimizi bir kez daha yineliyoruz.
Brusk yoldaşımız, Rêber Apo’nun fikirlerinden etkilenen Arap halkımıza mensup yurtsever bir ailenin ferdi olarak Lübnan’da doğdu. Ailesinin Önderliğimizin fikirlerini benimsemesi ve bu fikirler temelinde yaşaması sebebiyle Brusk yoldaşımız, daha küçük yaşlardan itibaren Partimizi tanıdı. Rojava Özgürlük Devrimi’nin gelişmesi nasıl ki tüm ilerici insanlık için bir umut olmuş ve özgür yaşam vahası haline gelmişse Brusk yoldaşımızın ailesi de bu devrimden etkilenerek tekrar Rojava’ya döndü. Rojava’lı Arap, Kürt, Süryan, Çerkes ve daha birçok halktan savaşçıların DAİŞ çetelerine karşı yürüttüğü destansı mücadeleden etkilenen Brusk yoldaşımız, özellikle 2016 yılında Şehîd Feysel Ebû Leyla öncülüğünde Minbic kentinin çetelerden temizlenmesiyle Rojava direniş birliklerine katıldı. Burada yaklaşık 2 yıl boyunca pratik yürüten yoldaşımız, çetelere karşı geliştirilen birçok hamlede yer aldı. Burada savaş anlamında belli bir tecrübe edinen Brusk yoldaşımız, Rojava Özgürlük Devrimi’ne ruh veren Rêber Apo felsefesinde derinleşmek için gerilla saflarına katılma kararı aldı. Ancak dağ şartlarında, sistemden uzakta daha iyi yoğunlaşacağını düşünen yoldaşımız bu temelde 2018 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına dönerek gerilla saflarına katıldı.
Gerilla saflarına katıldıktan sonra Şehîd Kadir Usta Akademisi’nde eğitim alan Brusk yoldaşımız, bu eğitimle birlikte hem dağ ve gerilla yaşamına adapte olmuş hem de Rêber Apo’nun fikirlerini daha iyi tanıma ve anlamaya başladı. Bütünlüklü düşünebilen ve tutarlı bir militan olan Brusk yoldaşımız anladıklarını hemen kişiliğine yedirerek yaşamsallaştırmaya başladı. Güzel düşüncelerini yüzüne, üslubuna, bir bütün yaşamının her anına yansıtmayı başaran Brusk yoldaşımız bu özelliğiyle tüm yoldaşlarının sevgisini ve saygısını kazanmayı başardı. Eğitimini başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra Apocu bir militan olarak kendisinden beklendiği gibi gerçekleşen düşman saldırılarına karşı bir an önce direniş mevzilerindeki yerini almak istedi. Askeri anlamda edindiği tecrübelerini sömürgeci Türk devletinin işgal saldırılarına karşı pratiğe geçirmek isteyen Brusk yoldaşımız, önerisi üzerine Cîlo alanına geçti. Cîlo’nun insanı cezbeden muhteşem doğası karşısında hayranlığını gizlemeyen Brusk yoldaşımız, bir an önce pratiğe başlamak istedi. Cîlo gibi sert bir arazide gerillacılık yapmanın sarsılmaz bir irade gerektirdiğinin farkında olan Brusk yoldaşımız, büyük bir iddia ve kararlılıkla bu iradeyi göstermeyi başardı. Cîlo alanında düşmana karşı geliştirilen birçok eylemde yer alarak Türk sömürgeciliğine karşı olan öfkesini gösteren Brusk yoldaşımız, tüm yurtsever gençliğe doğru mücadele yöntemini de gösterdi. Özgürlük iddiası büyük olan ve bunun için her türlü fedakarlığı yapmaktan geri durmayan Brusk yoldaşımız, bunun düşmanın askeri anlamda yenilgiye uğratılmasıyla mümkün olduğunun derin bilincindedir. Bunun için askeri taktik anlamında sürekli yeniyi arayarak, zenginleştirmeyi esas aldı. Cîlo alanında düşmana karşı birçok farklı taktikle eylem gerçekleşmesinde önemli bir rolü olan yoldaşımız, katılımı ile alanda bulunan yoldaşlarına öncülük yapmayı başardı.
Her zaman Önderlik ve şehitler çizgisine bağlı kalmayı başaran, tüm yaşamında bu bağlılığın hakkını veren Brusk yoldaşımız; Arap ve Kürt halklarının kardeşliğinin ve ortak mücadele ruhunun önemli bir örneği oldu. Brusk yoldaşımız yoldaşlığa biçtiği değerle her zaman mücadelemizde anılacak ve bizlere önderlik etmeye devam edecektir.
Munzur yoldaşımız, Rojavayê Kurdistan’ın Tirbespiyê kentine bağlı bir köyde yurtsever bir ailede doğdu. Ailesi Önderliğimizin Rojava ve Suriye’ye geçmesinden sonra Partimizi tanıyıp sempati duydu. Özgürlük mücadelemizin Rojava’da gelişmesiyle birlikte Munzur yoldaşımızın değerli ailesi de çalışmalara katılarak, Rojava alanında özgürlük bilincinin oluşumunda önemli bir emeğin sahibi oldu. Çocuklarını da bu bilinçle büyüten değerli ailemiz, Rojava Özgürlük Devrimi’nin gelişmesiyle aktif bir şekilde devrim çalışmalarına da dahil oldu. Munzur yoldaşımız da Rojava Özgürlük Devrimi’nin gelişmeye başladığı 2011 yılında, oluşturulan yerel direniş birliklerinde yer alarak devrim çalışmalarına katıldı. Bir Kürt genci olarak halkımızın savunmasında kendisini sorumlu gören ve en öncelikli çalışma olarak halkımızın savunmasının güçlenmesini öngören Munzur yoldaşımız, bu bilinçle katılım sağladı. Kendisi gibi onlarca gencin de direniş saflarında yer almasını sağlayan Munzur yoldaşımız daha devrimci yaşamının başlarından itibaren öncülük misyonuna soyundu. 2 yıl boyunca yer aldığı direniş birliklerinde belli bir askeri kültür edinen Munzur yoldaşımız, aynı zamanda Rêber Apo’nun fikirlerinden etkilenerek devrime öncülük eden devrimcileri de tanıma fırsatı buldu. Bu devrimcilerden Rêber Apo gerçekliğini, O’nun halkımız için anlam ve önemini anlamaya başlayan Munzur yoldaşımız, Rêber Apo’nun mücadele gerçekliğinden ve fikirlerinden etkilenerek, Rêber Apo’yu daha iyi tanıyıp anlayabileceği Kurdistan dağlarına geçmeye karar verdi. Gerilla saflarına katılmasında her ne kadar Rêber Apo ve mücadele gerçekliğini tanıma, anlama istemi belirleyici olmuşsa da yakın akrabalarından gerilla saflarına katılımların olması da Munzur yoldaşımızı etkiledi.
2013 yılında geldiği Kurdistan dağlarında ilk eğitimini Garê alanında alan Munzur yoldaşımız, bu eğitim sürecine tüm benliği ile katılarak Rêber Apo ve partimiz PKK gerçekliğini tüm boyutlarıyla anlamaya çalıştı. Yaşamdaki en küçük bir ayrıntıdan ideolojik bir yaklaşıma, silah kullanmaktan savaş taktiklerine kadar birçok konuda kendisini geliştirmeye çalışan Munzur yoldaşımız, bu anlamda önemli bir emeğin sahibi oldu. Tereddütsüz, kendinden emin ve adanmış bir katılımın sahibi olan Munzur yoldaşımız büyük bir iddia ve kararlılıkla pratiğe geçmeye hazırlandı. Bu duruşuyla yoldaşlarına güven veren Munzur yoldaşımız, 2014 yılında zorlu arazisi ve muhteşem doğası ile bilinen Cîlo bölgesine geçti.
Cîlo bölgesinde birçok alanda ve birçok farklı çalışmada yer alan Munzur yoldaşımız, yer aldığı tüm çalışmalarda çalışkanlığı ile örnek bir militan oldu. Devrimci Halk Savaşı’nın tüm boyutlarıyla halkımızın gündemine girdiği bir süreçte, halkımızın öncü gücü olarak savaşın hazırlık aşamalarında yer alan Munzur yoldaşımız, en küçük bir ayrıntıya kadar büyük bir titizlikle bu çalışmaları yürüttü. Yer aldığı çalışmanın stratejik öneminin farkında olan Munzur yoldaşımız, büyük bir ciddiyet ve kararlılıkla katılım sağladı. Fedakarlığı ve yüksek temposuyla adeta zamanla yarışan yoldaşımız, bu özellikleriyle yoldaşlarına da örnek oldu. Bulunduğu alanda örgütümüzün genel hazırlıklarına denk gelmeyen kimi yaklaşımları gördüğünde Apocu bir militan olarak bu durumların aşılması için gerekli çaba ve mücadeleyi yürüten Munzur yoldaşımız, Parti çizgisinin yılmaz bir savunucusu oldu. Her geçen gün anlam gücünü daha da geliştiren Munzur yoldaşımız, anladıkça daha fazla derinleşti ve mücadelesini daha kararlı bir şekilde yürüttü. Munzur yoldaşımız kendisini eğitmekte bir an bile geri durmayarak, yaşamın her ayrıntısını eğitim gerekçesi ve materyali yaptı. Yoldaşlarıyla yaptığı bir sohbetten, yürüttüğü çalışmaların detayına kadar her konuda yoğunlaşarak, sonuçlar çıkararak yaşanan sürece cevap olmaya çalıştı. Uzun bir süre kurye çalışması yapan Munzur yoldaşımız, son derece dikkat ve duyarlılık gerektiren bu çalışmada da bütünlüklü yoğunlaşması sayesinde başarılı oldu. Bu çalışma ile birlikte Cîlo bölgesinin her alanına, arazinin tüm detaylarına hakim olan yoldaşımız, bunu önemli bir avantaja çevirmesini başardı. Düşmanın halkımıza ve Hareketimize yönelik saldırılarına karşı Apocu bir militan olarak dönem görevlerine sahip çıkması gerektiğini iyi bilen Munzur yoldaşımız, bunun da düşmana karşı sürekli eylem halinde olunarak gerçekleşebileceğinin farkındadır. Bunun için düşmanı sürekli takip eden yoldaşımız, fırsat bulduğunda en etkili bir şekilde düşmanı vurarak yaşanan yoğun savaş sürecine cevap oldu.
Düşmanın Önderliğimiz üzerindeki tecridi daha da ağırlaştırması, halkımıza yönelik saldırılarını günden güne artırması, düşmanın şehit yoldaşlarımızın mezarlıklarına ve cenazelerine yönelik insanlık dışı uygulamaları Munzur yoldaşımızda derin bir öfkeye neden oldu. Bu nedenle düşmana mutlaka tarihi bir cevap verilmesi gerektiğinin bilincinde olan Munzur yoldaşımız 2018 yılında fedai eylem raporu yazarak, fedai eylem önerisinde bulundu. Duruşu ve yoğunlaşmalarıyla bir fedai gibi yaşayan yoldaşımız, fedai eylem gerçekleştirerek mücadelesini zirveleştirmek ve düşmana hak ettiği cevabı vermek istedi. Bu yönlü yoğunlaşmalarını sürekli kılan Munzur yoldaşımız, şehadete ulaştığı an’a kadar da fedailik çizgisinden taviz vermedi.
Yaklaşık 8 yılı bulan başarılı Cîlo pratiğinde, öncü bir militan ve fedai bir PKK kadrosu olan Munzur yoldaşımız; derin yoldaşlık sevgisi, Parti görevlerine olan ciddi yaklaşımı ve başarıya kilitlenmiş duruşuyla tüm yoldaşlarının örnek aldığı ve izinden yürümeyi borç bildiği bir yoldaş oldu. Yoldaşları olarak Munzur yoldaşımızın şahsında tüm şehitlerimizin mücadele çizgisinin takipçisi olacağımızın sözünü bir kez daha yineliyoruz.
Kurdistan Özgürlük Gerillası’nın Türk sömürgeciliğine karşı on yıllardır sürdürdüğü tarihi direniş ve halkımıza onurlu bir yaşamın kapısını yeniden aralaması Kurdistan’ın tüm alanlarında olduğu gibi Rojhilatê Kurdistan’daki halkımızı da etkileyerek mücadele çekti. Yüz yıllardır, baskıcı rejimlerin sömürüsü altında yaşamak zorunda kalan, fakat hiçbir zaman özgürlük umudunu yitirmeden mücadele eden Rojhilatê Kurdistan halkımız, partimiz PKK’nin mücadelesi ile yeniden umutlanarak en değerli evlatlarını özgürlük saflarına kattı. PKK’nin tamamen fedailik çizgisinde yürüttüğü özgürlük mücadelesinin halkımıza zaferi getireceğine tüm varlıkları ile inanan halkımız, her zaman yüzünü ve yüreğini Kurdistan’ın özgür dağ doruklarına dönerek, mücadelemizi destekledi.
Zana yoldaşımız da böylesi bilinçli bir halk gerçekliği içerisinde Rojhilatê Kurdistan’ın Serdeşt kentine bağlı bir köyde doğdu. Doğal köy yaşamı içerisinde büyüyen ve kişiliğini bu ortamda şekillendiren yoldaşımız, sistemden uzak özellikleri ile ailesinde ve çevresinde sevilen bir çocuk oldu. Her Kürt çocuğunun ülkemizin sömürgeleşmesinden ve işgal altında olmasından dolayı yaşadığı çelişkileri Zana yoldaşımız da yaşadı. Kendi anadiliyle eğitim alamaması, her zaman sistem tarafından ötekileşmeye maruz kalması ve hatta kendisini var eden öz değerlerinden olan kültürünü dahi özgürce yaşayamaması, yaşadığı temel çelişkiler oldu. Büyüdükçe bu çelişkilerin sebeplerini daha iyi anlamaya başlayan Zana yoldaşımız, düşmana karşı büyük bir öfke duymaya başladı. Bu öfkesi zamanla arayışa evrilmiş ve mevcut sömürge durumunun sadece Rojhilatê Kurdistan ile sınırlı olmadığının farkına vardı. Ülkemizin diğer parçalarında da halkımızın aynı durumda olduğunu anlaması Zana yoldaşımızın daha derinlikli yoğunlaşmalar yaşamasına neden oldu. Yine sömürgeci güçlere karşı başta Bakurê Kurdistan’da olmak üzere yürütülen özgürlük mücadelesi yoldaşımızın dikkatini çekti. Özellikle Kurdistan Özgürlük Gerillası’nın işgalci Türk devletine karşı geliştirdiği eylemler Zana yoldaşımızı etkiledi. Bu sebeple Partimizi, daha çok merak eden ve araştırmaya başlayan yoldaşımız; gerilla yaşamını, onun maneviyatını ve anlam yüklü yoldaşlığını tanıma fırsatı buldu. Onurlu bir Kürt genci olarak kendisinin de mutlaka gerilla saflarına katılarak hem halkımıza karşı olan özgürlük görevini yerine getirmek hem de gerillanın anlamlı yaşamından payını almak istedi. Bu amaçla halkımız ve Hareketimiz için tarihi bir günü ifade eden 15 Ağustos Diriliş Bayramı’nın yıldönümünde 2013 yılında gerilla saflarına katıldı.
Gerilla ve dağ yaşamına uyum sağlanması, yeni yaşamın temel ilkelerinin öğrenilmesi ve düşmana karşı gerekli özsavunma bilincinin oluşması için geliştirilen Yeni Savaşçılar eğitim devresine Qendîl alanında katılan Zana yoldaşımız, eğitimin başlarından itibaren büyük bir coşku ve moralle katılım sağladı. Kimi zaman bazı zorlanmaları olsa da bunları büyük bir irade ve kararlılıkla aşmayı başardı. Eğitimini başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra 2014 yılında Cîlo alanına geçen Zana yoldaşımız, şehadete ulaşana kadar bu alanda çalışma yürüttü. İşgalci Türk devletinin en fazla yöneldiği, zorlu arazisi ile tamamen iradeye dayalı bir mücadelenin yürütüldüğü Cîlo alanında gerillacılık yapmak, Zana yoldaşımız için bir dönüm noktası oldu. Kapitalist sistemin insanları iradesiz kıldığı, kendi başlarına ayakta durmayacak hale getirdiği gerçekliğini sürekli aklında tutan yoldaşımız, insanüstü bir çaba ve büyük bir fedakarlıkla mücadele ederek sistemin kişiliğinde yaratmak istediği özellikleri kişiliğinden söküp attı. Düşmanın 2015 yılından itibaren tüm gücüyle saldırdığı Cîlo alanında, içinde biriktirdiği öfke ve hırsla düşmana cevap veren Zana yoldaşımız bu alanda gerçekleşen birçok eylemde yer aldı. Özellikle Oremar alanında bulunduğu süreçte sürekli eylem halinde olmuş, adeta düşman göz açtırmayan pratiklerin içinde yer alarak dönem görevlerine sahip çıktı. Zana yoldaşımız tüm başarılı pratiğine rağmen, her zaman kendisini eksik görerek mücadelesini daha da büyütmek istedi. Başarı çıtası olarak Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü belirleyen Zana yoldaşımız, bu amacına ulaşmadan kendisini başarılı saymadı. Aynı zamanda bu amacın şehit yoldaşlarının da en büyük amacı olduğu gerçekliğinden hareket etmiş, şehitlerimize layık olabilmenin de ancak Önderliğimizin fiziki özgürlüğünden geçtiğinin farkındadır. Bunun için her zaman kendisini geliştirmeyi ve askeri anlamda yenilenmeyi esas alan yoldaşımız, akademik düzeyde hiçbir eğitim almasa da kendi çabalarıyla kendisini eğitti. Birlikte mücadele ettiği ve aynı yaşamı paylaştığı değerli komutanlarımızdan Bager – Fatih Özden yoldaşın şehadeti Zana yoldaşımız için zorlayıcı olmuşsa da bunu daha fazla mücadele etme gerekçesi haline getirdi. Şehitlerimizin intikamını ancak onların mücadelelerini de omuzlayarak ve daha yüksek bir tempo ile çalışmalara katılarak alınabileceğini bilen Zana yoldaşımız, şehadete ulaştığı an’a kadar bu bilinçle çalışmalara katıldı.
Özgürlük mücadelemizin başarısının ideolojik netleşme ile mümkün olduğunun farkında olan Zana yoldaşımız, yaşamını adadığı Önderlik felsefesinin yaşamsallaşması için büyük bir emek ve çaba harcadı. Bu anlamda örgütsel ve ideolojik mücadeleden bir an bile taviz vermeyerek Apocu militanlığın gereğini layıkıyla yerine getirdi. Yoldaşlığındaki sadelik, ulaştığı ulusal bilinç ve mütevazı yaşamıyla tüm yoldaşlarının örnek aldığı ve birlikte çalışmak istediği bir Apocu militan oldu.
19 Ağustos 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi