Şehitler Hakkında Açıklamalar

Gulbahar, Eylem ve Dîcle Yoldaşlarımız Şehadete Ulaştı

Basına ve Kamuoyuna!

4 Ağustos 2023 günü Mêrdîn’in Bagok alanında gerçekleşen düşman saldırısında öncü YJA Star komutanı Gulbahar yoldaşımız ve Apocu fedai militanlar Eylem ve Dîcle yoldaşlarımız şehadete ulaştı.

Her biri birer Apocu fedai militan olan Gulbahar, Eylem ve Dîcle yoldaşlarımız, uzun süredir yer aldıkları özgürlük mücadelemizde duruşları, katılımları ve Önderliğimizin kadın özgürlük felsefesindeki derinleşmeleri ile örnek olmayı başardı. PKK ve PAJK’ın özgürlük çizgisini, kadın kurtuluş ideolojisini, özgür kadın hakikatini ve ölçülerini kişiliklerine nakşeden bu değerli yoldaşlarımız yer aldıkları her çalışmada fedaice bir katılımı esas alarak öncü olmayı başardılar. En zor alanlarda, olmazı olur kılan Gulbahar, Eylem ve Dîcle yoldaşlarımız bu özellikleriyle YJA Star’ın yeni dönem gerillacılığının timsali oldular.

Halkımızın özgürlük mücadelesine Gulbahar, Eylem ve Dîcle yoldaşlar gibi seçkin militanları kazandıran başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.

Şehadete ulaşan yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:

Kod Adı: Gulbahar Mercan
Adı Soyadı: Şekirnaz Kaplan
Doğum Yeri: Bedlîs
Anne – Baba Adı: Mîran – Îskan
Şehadet Tarihi ve Yeri: 4 Ağustos 2023 / Mêrdîn

Gulbahar Mercan – Şekirnaz Kaplan

Kod Adı: Eylem Munzur
Adı Soyadı: Emine Kaplan
Doğum Yeri: Êlih
Anne – Baba Adı: Dîlber – Cengiz
Şehadet Tarihi ve Yeri: 4 Ağustos 2023 / Mêrdîn

Eylem Munzur – Emine Kaplan

 

Kod Adı: Dîcle Eylem
Adı Soyadı: Leyla Gülcü
Doğum Yeri: Amed
Anne – Baba Adı: Ayten – Alaattin
Şehadet Tarihi ve Yeri: 4 Ağustos 2023 / Mêrdîn

Dîcle Eylem – Leyla Gülcü

Gulbahar yoldaşımız Bedlîs’in Hîzan ilçesinde yurtsever ve Kürtlük değerlerine bağlı bir ailede doğdu. Kalabalık bir aile içerisinde büyüyen yoldaşımız, aldığı aile terbiyesi ve ahlakı kişiliğini şekillendirdi. Aynı zamanda Kürtlük özellikleri ön planda olan ailesi nedeniyle dilini, kültürünü bilerek büyüdü. Gulbahar yoldaşımızın ailesi daha 1980’li, 90’lı yıllardan itibaren düşman baskılarına maruz kalması, ailede düşmana karşı bir duruşun ortaya çıkmasına neden oldu. Bundan dolayı bu değerli ailemiz kendilerini var eden değerlere daha fazla sarılarak, onları korudu ve yeni nesillere de aktarmayı başardı. Böylesi değerli bir aile ortamında büyüyen Gulbahar yoldaşımız, kuşkusuz bu değerlerden önemli ölçüde pay aldı. Fakat yoldaşımız genel toplumda var olan bazı zihniyet kalıplarına karşı her zaman sorgulayıcı oldu. Özellikle kadının toplumdaki konumu, yaşadığı kölelik statüsü Gulbahar yoldaşımızın daha küçüklükten itibaren dikkatini çekti, bu nedenle bazı çelişkiler yaşamasına neden oldu. İlk öğretmeni olan annesinin bir sohbet sırasında yılların verdiği tecrübelere dayanarak ettiği bilgece “Jin dara şikestî ye” sözü Gulbahar yoldaşımızın çelişkilerinin daha da derinleşmesine neden oldu. Annesini dile getirdiği acı gerçekliği yaşamının hiçbir anında unutmayan Gulbahar yoldaşımız, bu sözü kendisi için temel mücadele gerekçesi yaptı. Kadına dayatılan toplumsal rolü hiçbir zaman kabul etmeyen Gulbahar yoldaşımız, her zaman bu anlayışlarla mücadele etti. Fakat yürüttüğü mücadelenin bireysel kalması ve sonuçta yine erkek egemenlikli zihniyetin duvarlarına çarpması Gulbahar yoldaşımızın farklı arayışlara girmesine neden oldu. Üniversite okumak için gittiği Amed’de bu arayışlarının ve yaşadığı çelişkilerin cevabını bulmak için çabalayan Gulbahar yoldaşımız, burada devrimci yurtsever gençlikle tanıştı. Yaşamdaki temel çelişkisi kadın ile erkek arasındaki eşitsizlik ve kadın yaşamının erkekler tarafından belirlenmesi olan Gulbahar yoldaşımız tanıştığı Apocu gençlik sayesinde, burada yürüttüğü tartışmalardan bu çelişkilerinin cevaplarını almaya başladı. Önderliğimizin kadın özgürlüğüne dair çözümlemelerini, savunmalarını okudukça var olan çelişkilerini gidererek onları birer mücadele gerekçesi haline getirdi. Sonunda bir kadın olarak özgür yaşam alternatifini Önderliğimizle bulan yoldaşımız, büyük bir aşkla çalışmalara dahil oldu. Okudukça, kendisini geliştirdikçe daha fazla mücadele eden Gulbahar yoldaşımız, Kürtlük bilincini de daha fazla geliştirme imkanı buldu. Düşmanın halkımıza yönelik bütünlüklü bir saldırı geliştirdiğini ve sonuç olarak halkımızı soykırımdan geçirmek istediğini bilince çıkaran yoldaşımız, mücadelenin de bütünlüklü yürütülmesi gerektiğini düşündü. Bu temelde Gulbahar yoldaşımız 2009 yılında özgürlüğe susamış genç bir Kürt kadını olarak okuduğu üniversiteyi 3. sınıfta bırakarak yüzünü Kurdistan dağlarına döndü ve gerilla saflarına katıldı.

Gulbahar yoldaşımızın gerilla saflarına katılması ailesinde büyük bir etki yarattı ve diğer kardeşlerinin de mücadele saflarına dahil olmasına vesile oldu. Bu yönüyle daha devrimci yaşamının başından itibaren öncü bir konuma gelmeyi başardı. Gerilladaki ilk eğitimini Garê alanında alan yoldaşımız, daha sonra Qendîl alanına geçti. Burada belli bir süre pratik yürüten yoldaşımız, gerilla yaşamının tüm inceliklerini büyük istek ve heyecanla öğrendi. Yüksek özgüveni sayesinde hem çabuk öğrenen oldu hem de gerillada yeni olmasına rağmen öğreten oldu. Gerilla yaşamının zorluklarını istek, adanma ve amaca kilitlenme ile aşan Gulbahar yoldaşımız, asıl zorlukların insanların kendisine çizdiği sınırlar olduğunu ifade ederek, gerilla yaşamının hakikatini çok açık bir şekilde dile getirdi. Qendîl alanındaki istekli katılımı ile yoldaşlarının dikkatini çeken Gulbahar yoldaşımız, yoldaşlarına güven vermeyi başardı. Bu temelde daha çok tecrübeli yoldaşlarımızın bulunduğu özsavunma çalışmalarına dahil olmak üzere Gever alanına geçti. Bu alanda yaklaşık bir yıl kalan yoldaşımız, başarılı bir pratiğin sahibi oldu. Daha çok halkımızın örgütlenmesi çalışması yürüten yoldaşımız, duruşu, katılımı ve samimiyeti ile Gever halkımız tarafından sevilen, sayılan bir yoldaş oldu.

Devrimci Halk Savaşımızın ivme kazandığı 2012 yılında doğup büyüdüğü Garzan alanına bir özgürlük savaşçısı olarak dönen Gulbahar yoldaşımız, burada da katılımını sürekli yükselterek cevap olmak istedi. Şehitlerimizin bizlere emanet ettiği kutsal PKK yaşamının radikal ve yılmaz bir savunucusu olan Gulbahar yoldaşımız, örgütsel anlamda önemli bir mücadele süreci yaşadı. Garzan alanında özgün kadın örgütlülüğünün gerçekleştirilmesi gereken bir görev olarak ele alan Gulbahar yoldaşımız, bunu gerçekleştirmek için eşsiz bir emek ve çabanın sahibi oldu. Tim komutanı olarak görev yürüten yoldaşımız, gerillaya yeni katılan kadın yoldaşların eğitimleriyle birebir ilgilendi, onların Apocu özgürlük felsefesini yakından tanımlarını sağladı. Samimi yoldaşlığı ile birlikte çalışma yürüttüğü tüm yoldaşlarının sevgi ve saygısını kazanmayı başaran Gulbahar yoldaşımız, yoldaşlarının bu sevgisine mücadelesini daha da büyüterek cevap oldu.

DAİŞ çetelerinin 2014 yılında halkımızın kazanımlarını ortadan kaldırmak ve halkımızı katliamdan geçirmek için Kobanê’ye saldırması üzerine Gulbahar yoldaşımız, tüm yoldaşları gibi bu çete saldırılarına karşı savaşmak istedi. Büyük bir istek ve ısrarla gittiği Kobanê alanında hemen savaş mevzilerindeki yerini alan yoldaşımız, kendisinde yarattığı Apocu irade ile çete saldırılarına karşı koydu. Taktik yaratıcılığı sayesinde çetelerin kırılmasını sağlayan ve Kobanê’nin adım adım özgürleştirilmesinde rol sahibi olan Gulbahar yoldaşımız fedailik çizgisindeki savaşıyla komutası altındaki yoldaşlarına güç kaynağı oldu. Yaşanan yoğun savaş sürecinde belinden yaralanan yoldaşımız, kısa sürede yarasını sararak mevzilerdeki yerini tekrar aldı. DAİŞ çetelerinin Kobanê’de yenilgiye uğratılmasından sonra görevini başarıyla yerine getirmenin verdiği gururla yüzünü bir kez daha Kurdistan dağlarına dönen Gulbahar yoldaşımız, Medya Savunma Alanları’na geçti.

Kendisi için temel mücadele alanı olarak seçtiği kadın özgürlük ideolojisinde derinleşmek için özgür kadın akademisi olan Şehîd Berîtan Akademisi’ne geçen Gulbahar yoldaşımız, burada bir grup kadın arkadaşı ile eğitim sürecine girdi. Gulbahar yoldaşımız eğitim sürecinde hem yaşadığı yoğun savaş pratiğini değerlendirme hem de özgürlük iddiası yüksek bir militan olarak kendisini kadın özgürlük çizgisi temelinde ele alma imkanı buldu. Eğitim sürecinde yaşadığı yoğunlaşmalarla kendisine engel olan kişilik özelliklerini aşma noktasında önemli adımlar atan yoldaşımız, ancak özgür bir kadın kişiliği ile öncü olunabileceğini bilince çıkardı. Gulbahar yoldaşımız, özgürlük mücadelemizde kadın yoldaşlarımızın büyük emekler vererek ve yeri geldiğinde de bedel ödemekten çekinmeyerek kazandıkları öncülük misyonunu kendi kişiliğinde de temsil etmeyi ilke düzeyinde ele aldı. 

Eğitimini başarı ile tamamladıktan sonra Bakûrê Kurdistan çalışmalarına dahil olan yoldaşımız, burada yaklaşık iki yıl boyunca muhabere çalışması yürüttü. Güven ve yüksek disiplin gerektiren bu çalışmada, katılım tarzındaki yaratıcılık ve yüksek temposuyla kısa sürede önemli başarılar elde etti. Bu çalışmada birçok konuya hakim olma imkanı bulan Gulbahar yoldaşımız, bunu öncü bir komutan olabilmek için fırsata çevirmesini başardı. Yaşanılan eksikliklerden ders çıkarmayı başaran Gulbahar yoldaşımız, yoldaşlarını geliştirip onların da birer Apocu militan olmalarını sağlamanın yöntemleri üzerinde detaylı bir yoğunlaşma süreci yaşadı. Sömürgeci Türk devletinin 2018 yılından başlayarak Heftanîn alanına saldırmaya başlamasıyla Gulbahar yoldaşımız da Heftanîn alanına geçti. Burada birçok değerli yoldaşıyla aynı mevzileri paylaşan Gulbahar yoldaşımız, düşman saldırılarına cevap verebilmek için yoğun bir eylemsel sürecin içine girdi. Özellikle hareketli gerilla timleriyle işgalcilere karşı birçok başarılı eylemin gerçekleştirilmesinde emek sahibi oldu. Askeri anlamda önemli bir tecrübesi olan Gulbahar yoldaşımız düşman karşı gerçekleştirilen birçok eylemde yer alarak dönem görevlerini yerine getirmeyi başardı. Cenga Heftanîn Hamlesi'ndeki başarıları nedeniyle birlikte mücadele ettiği yoldaşlarının saygı ve sevgisini kazandı. Daha sonra tekrar tekrar Bakurê Kurdistan çalışmalarına geçen Gulbahar yoldaşımız, bu sefer tüm yoğunlaşmalarını burası üzerine yaptı. Bakur gerillacılığında önemli bir tecrübesi ve birikimi olan yoldaşımız, düşmanın başta Önderliğimiz ve halkımız olmak üzere bir bütünen Hareketimize yönelik geliştirdiği topyekün saldırılarına Bakurê Kurdistan’da cevap olmak istedi. Bu amaçla özellikle yeni dönem gerillacılığının kişilik, tarz ve taktiğinde derinleşmek için Mahsum Korkmaz Akademisi’nde komutanlık eğitimi aldı. Akademi sürecinde birlikte eğitim gördüğü kadın yoldaşlarının sorumluluğunu da üstlenen Gulbahar yoldaşımız bir yandan kendisini Bakurê Kurdistan için hazırlarken, diğer yandan da yoldaşlarının gelişimi için emek ve çaba gösterdi. Bu süreçte yoldaşlık ilişkilerini, sorunlara müdahale tarzını, olay ve olguları ele alış biçimini daha da derinleştiren Gulbahar yoldaşımız, akademi ortamında çözüm gücü olmayı başardı.

Eğitimini başarılı bir şekilde tamamlayan Gulbahar yoldaşımız, Bakurê Kurdistan’a geçme hayalini gerçekleştirdi. Yeni görev alanı olan Mêrdîn’e bölge komutanlığı görevi ile geçen yoldaşımız, alana kısa sürede uyum sağlayarak çalışmalarına başladı. Daha önceleri gençlik ve özsavunma çalışmalarında kalması ve hem dağda hem de şehirde savaşmış olmanın verdiği tecrübe ve özgüvenle Mêrdîn alanında önemli çalışmalar yaptı. Başta kadın ve gençlerin örgütlenmesi olmak üzere halkımızın örgütlenmesinde emek sahibi olan Gulbahar yoldaşımız, Mêrdîn halkımızın saygısını kazanmayı başardı.

Yaptığı çalışmalar, yoldaşlık ilişkilerindeki derinlik ve kadın özgürlüğünde ulaştığı düzey ile tüm yoldaşlarını ve halkımızı etkileyen Gulbahar yoldaşımız, şehadeti ile de bizlere doğru mücadele çizgisini gösterdi. Gulbahar yoldaşımızdan aldığımız güç ve moral ile onun şahsında tüm şehitlerimize layık olacağımızın sözünü bir kez daha yineliyoruz.

Eylem yoldaşımız Êlih’in Hezo (Kozluk) ilçesinin Hergemon köyünde yaşama gözlerini açtı. Doğal köy ortamında büyüyen Eylem yoldaşımız, ailesinin güçlü toplumsal ahlakı, değerleri ve yurtseverlik bilinci ile büyüdü. İlk ve orta okulu köyde okudu. Ancak iktidarcı ve erkek egemenlikçi zihniyete sahip bir TC öğretmeni ile yaşadığı tartışma sonucunda, Eylem yoldaşımız bu yaklaşımı reddederek tavır aldı ve Türk devletinin okulunu bıraktı. Öğretmeni de olsa gerici bir erkeğin kadını küçümsemesini kabul etmedi, genç yaşında başkaldırdı ve bu durum Eylem yoldaşımızda derin bir arayış ve sorgulamanın başlangıcı haline geldi. Daha sonra 2007 yılında ailesi ile birlikte İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı ve yaşamını metropollerde devam ettirdi. Ancak Eylem yoldaşımız, ne metropollere ne de kapitalist modernite yaşamına alışabildi. Sürekli olarak kendisinin o dünyanın insanı olmadığını, ait olduğu topraklara ve yaşama dönmesi gerektiğini hissetti. Bu duygu ve bilinçle kendisini kapitalist modernitenin insanı bireycileştiren, ahlaki-politik toplum değerlerinden koparan ve yozlaştıran etkilerinden korumayı başardı. Derin arayış ve sorgulamalar geliştiren Eylem yoldaşımız, bir etkinlikte Sema Yüce ve Zeynep Kınacı yoldaşların fedai eylem mektuplarını dinlediğinde derinden etkilendi. Arayışlarının cevabını buldu ve bu yoldaşların kişiliklerine, eylemlerine, onlarda bu düzeyi açığa çıkaran ideolojiye yoğunlaştı.

Özgür kadın hakikatini ve fedailiği tanıdığı ilk anda buna katılım kararı alan Eylem yoldaşımız, 2011’den 2013’e kadar yurtsever devrimci gençlik ve özgür kadın çalışmalarında yer aldı. Ancak ne kadar etkili ve verimli işler yapsa da kendini hep yetersiz gördü. Eylem yoldaşımız daima kendisini gerillaya ait gördü, özlemlerini, hayallerini ve özgür yaşamı gerillada aradı. Bu nedenle gerillaya, dağlara büyük bir aşk ve özlemle ulaşmayı hedefledi. Özellikle de özgür kadın ordulaşmasının görkeminden etkilenerek mutlaka özgür kadın gerillalardan biri olmaya odaklandı.  Bu temelde 2013 yılında gerilla saflarına katıldı.

Yüreğinde büyük bir gerilla olma aşkı olan Eylem yoldaşımız, gerillaya katıldığında hiç zorlanmadı. Erkenden adapte oldu. ‘’Yaşamım bir gün de olacaksa mutlaka dağlarda ve özgür olmalı’’ diyerek gerilla yaşamının her anına ve gününe büyük bir anlam bahşederek yaşamayı esas aldı. Özgür dağlarda, Apocu hareket içinde asla sıradan yaşamadı, sıradan bir katılımı ve militanlığı kabul etmedi. Bir gerilla şehit olunca binlercesinin onun adını aldığı ve katıldığı mücadele diyalektiğinin yenilmezliğini gördü. Bu diyalektiği devam ettirmek için yakından tanıdığı ve birlikte kaldığı Eylem yoldaşın ismini aldı. Gerillaya katıldığı gibi Hêzên Taybet’e geçip fedailik çizgisinde yürümeyi amaçladı. Eylem yoldaşımız, yüksek kararlılığı, büyük inancı, ölçülerdeki keskinliği, umutlarının diriliği, özlemlerinin derinliği ve hayallerinin yüceliği ile daha ilk anında fedaileşmeyi esas alan sıra dışı bir militan oldu. Eylem yoldaşımızın kişiliğinde temsil ettiği hakikat ve başarılı bir geleceğin nişanelerini göstermesi onu fedailik kurumuna dahil etti.

Eylem yoldaşımız, dürüst ve özverili katılımıyla Apocu fedai militanlıkta ve özgür kadın duruşunda büyük bir gelişme kaydetti. Kendisini özgür kadın iradesine, diline, bilincine, duygularına, ölçülerine ve yaşam tarzına ulaştırdı. PKK ve PAJK’ın ideolojik ilkeleri temelinde büyük bir emekle kişiliğinde önemli bir düzey açığa çıkardı. Yüreği tertemiz duygularla çarpan eylem yoldaşımız, aynı zamdan yüksek feragat duygusunu ve fedailiği de kişiliğinde derinleştirerek Apocu fedai ruhu kendisinde yaratmayı başardı. PKK yoldaşlığının samimiyetine, sevgi dolu olmasına, insanda yarattığı heyecan ve coşkuya aşkla bağlı olan Eylem yoldaşımız, yaşamının tüm anlarında yoldaşlığa bağlı olmanın mücadelesini verdi. Bunun amansız çabasına girişti. Rêber Apo’nun fedai bir militanı ve yeterli yoldaşı olmak için çok çalıştı. Eylem yoldaşımızın berrak bir su gibi duru olan kişiliği, temiz duyguları, fedai ruhu ve içten yoldaşlığı onu hakikatin sırrına ermede önemli bir düzeye taşırmıştır. Gerilla yaşamından aldığı moral ile yüzü daima gülen ve yoldaşlarına güç kaynağı olan fedai bir militan oldu.

Yaşamının tüm anlarını fedaice yaşamayı esas aldı, fedailiği bir eylem yapmak olarak görmedi. Fedailiği bir yaşam tarzı, katılım biçimi ve doruklarda seyreden öncü militanın temposu olarak gördü. Fedailiğe en doğru şekilde yaklaşarak, özgür iradesiyle tercih ettiği bu kutsal yaşamın hakkını vermeye çalıştı. İrade ve kararlığını daima fedai eylem yapmaya hazır halde tutarak, korkusuzca yaşayarak ve hep düşmana karşı tetikte olarak katılım sergiledi. Bu ruh ve katılım tarzıyla farklı mücadele sahalarında önemli görevlerde yer aldı ve aldığı tüm sorumlulukları büyük bir başarıyla yerine getirdi. Son dönemdeki mücadele tarihimizde açığa çıkan başarılarda rol oynayan, emek veren ve damgasını vuran ama ismi bilinmeyen kahramanlardan biri de Eylem yoldaşımızdı.

Apocu fedailik yürüyüşünü ve mücadelesini Bakurê Kurdistan'da sürdürmek isteyen Eylem yoldaşımız, daima en önde savaşmanın önerilerini geliştirdi. 2020 yılında önerisi kabul edilince Mêrdîn eyaletine geçti. Nisêbîn’deki halkımıza 2015 ve 2016 yıllarında yaşatılan zulmü, katliamları, masum halkımızın hunharca katledilmesini asla unutmadı ve hepsinin intikamını almak üzere Mêrdîn’e yürüdü. Bakur’da mücadele etmeyi büyük bir şans olarak ele aldı, Önderliğe, şehitlere ve halkımıza olan borcunu ödemenin, beklentilere yanıt olmanın fırsatı olarak yaklaştı. Büyük bir emek, çaba, fedai irade ve azimle zorlukların üstesinden gelmeyi başardı. Birçok düşman saldırısını boşa çıkarmayı, en zorlu anlarda bile taktik zekası ve çabasıyla düşmanı atlatmayı, yeri ve zamanı geldiğinde işgalcilere en ağır darbeleri vurmayı başardı. Fedaice şehadete yürüyen Zana ve Xebat yoldaşlarla omuz omuza mücadele etmenin ve yoldaş olmanın şansına erişti. Hem yoldaşlarına özgür kadın duruşu ve fedai ruhuyla büyük bir güç verdi, hem de onların samimi ve doğru yoldaşlığından kendisi de güç aldı. Yoldaşların yoldaşı olmayı başararak en zorlu anlarda PKK’nin yoldaşlık sinerjisini açığa çıkarıp zorlukların üstesinden gelmeyi başardı.

İsmi gibi daima eylem halinde olan Eylem yoldaşımız, tüm mücadele yaşamı ve pratiği boyunca daima fedai ruhla ve melek saflığında bir katılımın sahibi oldu. Gerçekleşen düşman saldırısında iki kadın yoldaşıyla birlikte şehadete ulaştı. Eylem yoldaşımızın, duruşu, mücadelesi, amaç ve hayalleri biz yoldaşları tarafından örnek alınarak mutlaka zaferle taçlandırılacaktır. Eylem yoldaşımızın dediği gibi; ‘’şehit olan her yoldaşın adını alan ve silahını kaldıran binlercesi çıkacak ve özgürlük mücadelemiz kesinlikle kazanacaktır.’’

Dîcle yoldaşımız aslen Çewlîk’li bir ailenin ferdi olarak Amed’de doğdu. Ailesinin yurtsever olması ve Kürt kültür ve geleneklerini yaşatmada ısrarlı olması nedeniyle Dîcle yoldaşımız da kendi öz kültür ve gelenekleriyle büyüdü. Kurdistan’da yaşayan her çocuk gibi Dîcle yoldaşımız da düşman gerçekliğini çok küçükken öğrenmek zorunda kaldı. Yurtsever ve çevresinde sevilen bir yurtsever olan dedesinin Hizbul-kontra tarafından şehit edilmesi Dîcle yoldaşımız düşman gerçekliğini ve Kurdistan’daki işbirlikçi çizgiyi yakından tanımasını sağlar. Bundan dolayı daha küçüklükten itibaren düşmana ve işbirlikçi kontra çizgiye karşı büyük bir öfke duydu. Düşmanın Kurdistan’da her gün halkımıza karşı katliamlar gerçekleştirmesi, soykırım politikalarını en incelikli yöntemlerle uygulaması Dîcle yoldaşımızın bu öfkesini daha da büyüttü. Gençlik dönemlerinde bu öfkesini mücadele etmeye kanalize etmek isteyen yoldaşımız, bunun partimiz PKK öncülüğünde gelişen özgürlük mücadelesiyle mümkün olacağına inandı. Partimiz PKK’nin Kurdistan’da yarattığı özgürlük havası, bu amaçla gerillanın büyük bir fedakarlıkla mücadele etmesi, savaşması Dîcle yoldaşımızı da derinden etkiledi. Yine Partimiz öncülüğünde gelişen ve temelinde kadın özgürlüğü olan yeni yaşamın çekiciliği Dîcle yoldaşımızın mücadeleye katılmasında etkili oldu. Her onurlu Kürt kadını ve genci gibi Dicle yoldaşımız da yaşanan direniş gerçekliğine, bu uğurda verilen bedellere kayıtsız kalmayarak mücadeledeki yerini aldı.

2008 yılında profesyonel bir devrimci olarak mücadele saflarına katılan yoldaşımız, ilk olarak daha çok gençlik ve kadın çalışmalarında yer aldı. Kurdistan gençliğinin ve kadının Önderliğimizin “Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü Paradigma” çerçevesinde eğitilmesinde, örgütlenmesinde önemli bir emek ve çaba sahibi olan Dîcle yoldaşımız, hiçbir zaman kendisini yeterli görmeyerek mücadelesini daha da büyütmeyi esas aldı. Halkımızın bilinçlenerek mücadele saflarına daha fazla katılım sağlaması ve Bakurê Kurdistan’da demokratik özerk sistemin kurumlaşması için her anını mücadeleye adayan Dîcle yoldaşımız, katılımındaki fedakarlığı, halkımızın acısını ve sevincini tüm içtenliği ile paylaşması nedeniyle doğal bir halk önderi olmayı başardı. Temas ettiği her gençte ve kadında derin izler bırakmayı başaran yoldaşımız, halkımızın özgürlüğe olan derin ve sarsılmaz inancını gördüğünde daha fazla mücadele etme istemi gelişti. Mücadelesini en dorukta yürütebileceği yer olarak Kurdistan dağlarını gören Dîcle yoldaşımız, büyük bir heyecan ve coşku ile 2012 yılının sonlarında yüzünü Kurdistan dağlarına döndü.

Yıllardır hayalini kurduğu, ulaşmak için büyük çaba sarfettiği Kurdistan dağlarına ulaşmayı, günleri bulan uzun bir yürüyüşten sonra başaran Dîcle yoldaşımız; yaptığı bu uzun yürüyüşten, adım adım geçtiği her patikadan, karşılaştığı her yoldaştan büyük bir moral aldı. İdealize ettiği yaşama kavuşmanın vermiş olduğu heyecanla, hızla dağ ve gerilla yaşamına uyum sağladı. Gördüğü ilk gerillaların yaklaşımlarından, samimi yoldaşlıklarından ve kendisi için yapılan fedakarlıklardan etkilenen Dîcle yoldaşımız, ancak kendisinin de bu düzeye gelerek yoldaşlarının emeklerine layık olabileceğini bilince çıkardı. Yoldaşlarının iyi bir yoldaşı olabilmenin kendisini Önderlik felsefesinde eritmekle mümkün olduğunun derin bilinciyle kendisini her an eğitti. Aldığı temel gerilla eğitiminden sonra, Qendîl alanında PAJK çalışmalarına dahil olan Dîcle yoldaşımız, burada basın faaliyeti yürüttü. Daha sonra kendi isteği ile askeri çalışmalara geçen yoldaşımız, 2014-2017 yılları arasında Zagroslarda gerillacılık yaptı. Bu süre içinde daha çok özgür basın çalışmalarında yer alan Dîcle yoldaşımız, gerillanın kahramanlık dolu yaşamını kalemi ve kamerasıyla ölümsüzleştirdi. Bir elinde kamerası, diğer elinde silahı ile Zagroslarda gitmedik tepe, vadi bırakmayan Dîcle yoldaşımız, bu süreçte yaşanan destansı direnişlere tanıklık etti. Birçok şehit yoldaşımızın mücadelesini tarihleştiren Dîcle yoldaşımız, şehitlerimizin mücadelesini büyütmenin yoğun çabasında oldu. Her ne kadar yaptığı çalışmalarda başarılı bir katılımın sahibi olsa da, savaşın yoğun yaşandığı alanlarda olmayı istedi. Yoldaşlarının yanında, direniş mevzilerinde savaşarak şehitlerimizin mücadelesini büyütebileceğini düşünen Dîcle yoldaşımız, 2017 yılında Metîna alanına geçti.

Gerilla saflarına katıldığında en büyük hayalinin ve temel amacının Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü sağlamak olduğunu dile getiren Dîcle yoldaşımız, Önderliğimize karşı yetersiz yoldaşlığın özeleştirisinin ancak mücadelede derinleşmekten ve zaferi kazanmaktan geçtiğinin bilincindedir. Bunun için de ideolojik anlamda yetkinleşmek ve askeri anlamda da profesyonelleşmek gerektiğinin farkındadır. Özellikle Önderliğimizin kadın özgürlük felsefesinde derinleşmek isteyen Dîcle yoldaşımız, özgür kadın özelliklerini kişiliğinde temsil etmeyi en önemli amaçlarından biri olarak belirledi. Fedai komutanlarımız Bêrîtan ve Zîlanların öncülüğünde binlerce kadın yoldaşımızın eşsiz emeği ile yaratılan özgür kadın çizgisinin, ancak daimi bir yoğunlaşma ve amansız bir mücadele ile geliştirilebileceğine inandı. Bu temelde Metîna alanında bulunduğu dönemde aynı zamanda kadın düşmanı da olan işgalci Türk devletine karşı etkili bir mücadele yürütmek için kendisini her anlamıyla hazırladı. PAJK ve YJA Star kimliğini taşımanın gurur verici yanı kadar, önemli sorumluluklar da yüklediğini iyi bilen Dîcle yoldaşımız, kadın bir komutan olarak öncülük misyonuna denk bir duruşun ve katılımın sahibi olması gerektiğinin farkındadır. Düşmanın halkımıza, Hareketimize ve en önemlisi de Önderliğimize karşı geliştirdiği saldırılara karşı mutlaka cevap olması gerektiğini bilen Dîcle yoldaşımız, Bakurê Kurdistan’a geçerek düşmanla daha aktif savaşmak istedi.

İçinden geçtiğimiz tarihi süreçte ancak olağanüstü bir mücadele tarzıyla cevap olunabileceğini iyi bilen Dîcle yoldaşımız, daha çok Erzirom alanına geçmek istemişse de büyük bir olgunlukla örgütümüzün ihtiyaçlarına göre hareket etmeyi bildi. Bu temelde Mêrdîn alanına geçen Dîcle yoldaşımız, burada birbirinden değerli birçok yoldaşımızla aynı alanda mücadele etme şansına sahip oldu. Başta Hewram, Sozdar, Hira, Xebat ve Zana olmak üzere onlarca yoldaşımızla düşmana karşı fedakarca ve fedailik çizgisinde mücadele eden Dîcle yoldaşımız, bu değerli şehitlerimize layık olmak ve onların devrettiği mücadele bayrağını daha da yükseltmek için büyük bir özveri ile mücadele etti. Yoldaşları olarak Dîcle yoldaşımızın büyük bir irade ile sürdürdüğü ve uğruna canını verdiği özgürlük mücadelemizi daha da yükselteceğimizin sözünü veriyoruz.

21 Ağustos 2023

HPG Basın İrtibat Merkezi