Basına ve Kamuoyuna!
1. 17 Eylül 2023 günü Amed’in Licê alanında bir grup yoldaşımız ile işgalci Türk ordusu arasında temas yaşandı. Güçlerimiz ile düşman arasında şiddetli çatışmalar meydana geldi. Sabah saatlerinde başlayıp akşama kadar devam eden bu çatışmalarda düşmana ağır darbeler vuruldu. Yoldaşlarımızın fedailik çizgisindeki direnişleri ve yüksek cesaretleri karşısında sonuç alamayan işgalci Türk ordusu alanı saldırı helikopterleri ve savaş uçakları ile yoğun bir şekilde bombaladı. Yaşanan bu çatışmalarda HPG ve YJA Star Komuta Konseyi Üyesi ve Amed Eyalet Komutanımız Axîn Mûş Gabar yoldaşımız ile birlikte Egîd, Rohat ve Demhat yoldaşlarımız şehadete ulaştı.
26 yıllık mücadelesinde her zaman fedaice bir yaşamın ve Zilanca mücadele tarzının sahibi olan öncü komutanımız Axîn Mûş Gabar yoldaş, kesintisiz devrim yürüyüşünü yine fedailik duruşuna layık bir şekilde zirveleştirerek şehitler kervanına katıldı.
Kurdistan’ın yiğit evlatları Egîd, Rohat ve Demhat yoldaşlarımız da halkımızın en seçkin militanları olarak özgürlük mücadelemizdeki yerlerini aldı. Fedailikleri ile tüm Kürt gençliğinin örnek alacağı öncüler olarak tarihimizdeki yerlerini alan Egîd, Rohat ve Demhat yoldaşlarımız, bizlere büyük bir mücadele mirası bıraktılar.
Axîn, Egîd, Rohat ve Demhat yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyor, intikamlarını alacağımızın ve şehitlerimizin bize devrettiği mücadeleyi mutlaka zafere taşıyacağımızın sözünü veriyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şu şekildedir:
Kod Adı: Axîn Mûş Gabar |
Axîn Mûş Gabar – Hülya Demirer
Kod Adı: Egîd Berxwedan |
Egîd Berxwedan – Habib Karakoç
Kod Adı: Rohat Pasûr |
Rohat Pasûr – Cihat Ay
Kod Adı: Demhat Setkar |
Demhat Setkar – Çetin Temel
Kurdistan’da inkâr ve imha saldırılarının en fazla yoğunlaştığı ve özgür Kürt kimliğinin yok oluşun eşiğine getirildiği bir dönemde PKK’yle tarihin gidişatına müdahale eden Rêber Apo, halkımızı uçurumunun kenarından kurtardı. Rêber Apo, yeni yaşam ve mücadele felsefesiyle, hiçbir umut kırıntısının olmadığı bir ortamda umut tohumlarını ekerek yeşertti ve ezilenlerin kalbine kök salarak en sert fırtınalara direnen bir özgürlük ağacı yarattı. Ölümsüz şehitlerimizin damla damla kanlarıyla yarattıkları değerler üzerinde yükselen halkımızın özgürlük mücadelesi, Kurdistan’da serhildan geleneği ve bu serhildan geleneği içinde yetişen kuşaklar yarattı. Her anı kahramanlıkla örülmüş sonsuz bir destana dönüşen PKK direniş ve zafer çizgisi, özgürlüğe susamış ezilen halkımızın özgür gelecek umudunun adı ve temsilcisi oldu.
Rêber Apo’nun özgürlük yürüyüşünün startını verdiği tarihi ‘Kurdistan Seferi’nin ilk durağı olan Serhed alanındaki yurtsever halkımız, mücadelemizin ilk zamanlarından itibaren kutsal özgürlük yürüyüşüne katıldı. Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’nin dalga dalga Kurdistan’da yayılması, güçlü bir direniş geleneğine ve geçmişine sahip olan yurtsever Serhed halkımızın kitlesel olarak mücadele saflarına akmasını beraberinde getirdi. Sömürgeci Türk devletinin inkâr ve imha saldırılarına yoğun bir şekilde maruz kalan, Geliyê Zîlan’da gerçekleştirilen katliamın acısını asla unutmayan Serhed halkımız, PKK ile işgale ve işgalciye karşı olan öfkesini özgürlük mücadelesine güçlü katılımıyla ortaya koydu. Halklaşan mücadelemizin önünü alamayan işgalciler, halkımızın Kurdistan Özgürlük Gerillası’yla kurduğu bağı koparmak için halkımıza karşı insanlık dışı saldırılar gerçekleştirdi ve bunun sonucunda binlerce Kürt ailesi cennet Kurdistan topraklarından göç etmek zorunda kaldı.
Serhed’in güçlü direniş kültürü ve derin yurtseverlik çizgisinin diri olduğu yurtsever bir aileden gelen Axîn yoldaşımız, sömürgecilerin uyguladığı politikalar nedeniyle ülke topraklarından uzakta; Kıbrıs, Lefkoşa’da dünyaya geldi. Aslen Mûş’un Kop ilçesinden olan yoldaşımız, fiziki olarak Kurdistan’dan uzakta büyümesine rağmen yurtsever ailesinden mücadele bilincini alarak direniş kültürümüzü özümsedi. Axîn yoldaşımız küçük yaşlardan itibaren sistemin kadına biçtiği rolü ve içinde tutulduğu kölelik statüsünü asla kabullenmedi ve buna karşı mücadele etti. İnsanlık tarihine yön veren Neolitik Devrimi gerçekleştiren Kürt kadınının tarihi hafızası ve hissi Axîn yoldaşımızın yaşantısına yön verdi. Özgürlük umudu, arayışı ve sistemi reddedişi Axîn yoldaşımızı küçük yaşlardan itibaren tanımaya başladığı partimiz PKK’ye daha fazla yakınlaştırdı ve ilgisini arttırdı. Halkımızın çektiği acılara cevap olmak ve özgür bir kadın olarak kendi gerçek kimliğiyle yaşamak için mücadelenin doğru zeminin PKK safları olduğu gerçeğini bilince çıkaran yoldaşımız, 1997 yılında tereddüt etmeden Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ne katıldı. Bir dönem toplumsal çalışmalarda kalan yoldaşımız, kısa sürede bir halk öncüsü haline geldi ve halkımızın özgürlük iradesinin gelişmesinde büyük emek sahibi olan yoldaşlarımızdan oldu. Kurdistan ve Türkiye metropollerinde yürüttüğü başarılı çalışmaların ardından işgalciler tarafından birçok kez gözaltı terörüne maruz kalan yoldaşımız, Avrupa’ya geçti ve sürgünde yaşamak zorunda kalan halkımız içinde çalışma yürüttü, emek verdi.
Yürüttüğü başarılı çalışmalara rağmen mevcut durumla asla yetinmeyen Axîn yoldaşımızın yüreğindeki ülke sevgisi ve özlemi hiç dinmedi. Bu yüzden Kurdistan dağlarına gelip gerilla saflarına katılmak için büyük bir ısrarın sahibi oldu. Gerillalaşarak işgalcilere hesap soracağı günün hayalini her zaman diri tuttu. Bütün Kürtlerin ve ezilenlerin kalbinde onulmaz bir yara açan Uluslararası Komplo süreci Axîn yoldaşımız için son nokta oldu ve yoldaşımız 2000 yılında Kurdistan dağlarına geçerek gerilla saflarına katıldı. Halkımızın çektiği acıları ve Uluslararası Komplo’ya karşı olan büyük öfkesini en güçlü mücadele gerekçesi haline getiren yoldaşımız, yaşamının her anını devrim mücadelesine adadı. Devrimci yaşamı bu minvalde gelişen Axîn yoldaşımız mücadele saflarında nitelikli bir savaşçı ve hızla gelişen öncü bir gerilla komutanı oldu. Qendîl, Zap, Garê başta olmak üzere birçok alanda kalan ve gerillacılık yürüten yoldaşımız hızlı gelişimi ve tereddütsüz katılımıyla ilk günden itibaren bütün yoldaşlarının dikkatini çekti. Axîn yoldaşımızın olduğu her yerde komünal yaşam çizgisi, ortak akıl ve kadın öncülüğü her zaman önde oldu. Gereken her yerde ilkeli ve adil bir savaşçı olup, tutum ve tavır sahibi oldu. O’nda özgür kadın olma iddiasıyla yürüyen her kadında görülen içsel güzelliği, ruh yüceliğini, duygu güzelliğini ve yaşamı derinden hisseden narin yüreği görmek mümkündü. Yüreği ve fikri berrak, özgürlük arayışında net bir kadındı, gerillaydı, komutandı ve her şeyden önce iyi bir yoldaştı. Axîn yoldaş, Zîlan çizgisinde yürüdü, Berîtan çizgisinde savaştı ve özgür bir yaşam için her an emek verdi. Emekle kendisini geliştirdi, yarattı ve yoldaşlarını eğiterek onları da yükseltti. Yüzlerce savaşçı ve onlarca komutan yetiştirdi. Yaşamda ve savaşta Zîlanca tarzın, kararlılığın, irade ve pratiğin sahibi oldu. Halkımızın öncü bir fedaisi olarak fedailere komutanlık yaptı. Sorumluluk gerektiren en ağır görevler için kendisini her zaman hazırda tutarak, Devrimci Halk Savaşı görevlerini başarılı bir şekilde gerçekleştiren öncü bir YJA Star komutanı oldu.
2004 yılında yönünü Botan’a veren ve 4 yıl boyunca gerillacılığın kalbi olan Botan’da mücadele yürüten yoldaşımız, savaş içinde pişerek daha da yetkinleşti. Axîn yoldaşımız, her zaman en önde yürüdü, en ön cephede yerini aldı ve bir öncü olarak mücadele bayrağını hakkını vererek dalgalandırdı. Botan’dan sonra Mêrdîn ve daha sonra da Medya Savunma Alanları’na geçerek mücadele temposunu sürekli yükseltti. Aldığı Sakince Cansız PKK Ocağı ve PAJK eğitimleriyle Rêber Apo ideolojisinde derinleşen Axîn yoldaşımız, Önderlik felsefesiyle bütünleşerek daha güçlü bir biçimde çalışmaların başına döndü. Gulan, Mahîr, Delal ve Hüseyin Mahir arkadaşlarla birlikte mücadele yürütme şansına sahip olan Axîn yoldaşımız, büyük fedai komutanlarla yürüyen büyük bir komutan oldu. Geliştiği kadar da geliştirmeyi esas aldı. O, birlikte olduğu her arkadaşı daha ileri taşıdı ve mutlaka daha fazla geliştirdi. Yüzü daima ileriye ve zafere dönük bir komutan olarak, gelişim ve ilerleme planına sahipti. Axîn yoldaşımız her yoldaşının kalbinde yer edindi, iz bıraktı. Kadın – erkek tüm yoldaşlarının büyük sevgisini ve derin saygısını kazandı. Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü için en önde savaş iddiasıyla yaşadı ve bunu pratiğine aktardı. Kendi önerisi ve ısrarı ile yine yönünü Bakur’a çevirdi. İddialı, coşkulu, sevinçli ve moralli şekilde Şehîd Ali Piling yoldaş ile omuz omuza vererek Amed’e doğru yola çıktı. Hedefine hızla ulaşıp pratiğe başladı, alana uyum sağlayıp komutanlık görevlerini üstlendi. En zorlu koşullarda yüksek bir irade ile komutanlık yapıp dönem görevlerini yürütmeyi başardı. Beş yıl boyunca Amed alanında işgalcilere ağır darbeler vurulan birçok eylemde öncü düzeyde görev aldı. Bulunduğu her alanda düşmanın kalbine korku salan Axîn yoldaşımız, zorlu dönemlerin ve görevlerin Apocu fedai militanı ve komutanı oldu.
HPG ve YJA Star Komuta Konseyi Üyesi olarak görevlerini büyük bir başarıyla yerine getiren Axîn yoldaşımız, Rêber Apo’nun geliştirdiği Kadın Özgürlük İdeolojisi’yle kendisini yeniden yaratan özgür ve fedai Kürt kadın gerçekliğinin somut örneği oldu. Son olarak Amed Eyalet Komutanlığı görevini yürüten Axîn yoldaşımız, fedaileşen Apocu komutanlığın yaşamda ve savaşta zafer çizgisinde yürümesinin adı oldu.
Çeyrek asrı aşan devrimci bir yaşama büyük başarılar sığdıran ve Rêber Apo felsefesinin yarattığı en güzel özgür kadın hakikatlerinden ve fedai komutanlarından biri olan Axîn yoldaşımız, ardında asla unutulmayacak bir mücadele mirası bıraktı. Axîn yoldaşımızın fedai yürüyüşü her zaman önümüzü aydınlatacak ve ardında bıraktığı mücadele bayrağı biz geride kalan yoldaşları tarafından mutlaka zafere taşınarak, ‘Özgür Önderlik, Özgür Kurdistan’ hayali gerçekleştirilecektir.
Direniş ve serhildan kenti Amed; partimiz PKK’nin kurulduğu, tarihi zindan direnişinin geliştiği ve gerilla mücadelemizin en dorukta yaşandığı bir alan olması dolayısıyla her zaman mücadelemizin merkezlerinden oldu. Değerli Amed halkımız, daha mücadelemizin başından itibaren bu misyonuna denk bir duruşun sahibi olarak sömürgecilere gereken dersi verdi. İşgalci Türk devletinin tüm yoğun baskı, katliam, asimilasyon politikalarına rağmen Amed halkımız taviz vermeyerek, direnişte ısrarcı olduğunu gösterdi. Direnişi adeta günlük yaşamının ilkesi haline getiren Amed halkımız aynı zamanda geliştirdiği tarihsel hamlelerle de düşmana birçok defa geri adım attırmayı başardı. Bu özelliğiyle özgürlük hareketimizin önemli bir sacayağı olarak tarihi görevlerini yerine getirmeyi başardı. Amed halkımız geliştirdiği bu direniş geleneğini kuşaktan kuşağa aktararak mücadelemizin sürmesini sağlayarak, halkımızın özgürlük umudunu diri tutmayı başardı.
Egîd yoldaşımız da böylesi bir direniş geleneğinin içinde Amed’in Farqîn ilçesinde yurtsever bir ailede doğdu. Çocukluğunun geçtiği 90’lı yıllarda Kurdistan’da yaşayan her çocuk gibi düşman gerçekliğini yaşayarak öğrendi. Özellikle düşmanın halkımıza karşı hiçbir insani değer gözetmeksizin saldırması Egîd yoldaşımızda tarifi imkansız bir öfke yarattı. Daha çocuk bilinciyle mutlaka düşmandan hesap sorması gerektiğini düşünen yoldaşımız, yaşam çizgisini daha o zamanlardan belirlemiş oldu. Önderliğimizin geliştirdiği KCK sisteminin ilan edildiği 2005 Newrozu’nda daha önce sempati duyduğu Partimizi yakından tanımaya başlayan Egîd yoldaşımız, ilk olarak gençlik faaliyetlerinde yer aldı. Faaliyetlerde uzun bir süre kalan yoldaşımız kendisini ideolojik olarak eğitme imkanı buldu. Aldığı Önderlik felsefesi temelli eğitimlerle soykırımcı Türk devlet okullarının geliştirmeye çalıştığı etkileri bir bir üzerinden atmayı başardı. Önderliğimizin ve Hareketimizin tüm olumlu çabalarına ve ısrarlarına rağmen demokratik çözüme yanaşmayan sömürgeci Türk devletine karşı 2010 yılında geliştirilen Devrimci Halk Savaşı sürecinde çalışmalara daha aktif bir katılım sağlaması gerektiğini düşünen Egîd yoldaşımız 2011 yılında nihayet çocukluk hayali olan gerillaya katılımını gerçekleştirdi.
Kısa bir süre Amed alanında gerillacılık yapan yoldaşımız, burada temel gerillacılık eğitimlerini gördü. Bakurê Kurdistan’da ve yoğun savaş sürecinin içinde eğitim görmeyi fırsata çeviren yoldaşımız kısa sürede yılların tecrübesini edinmeyi başardı. Eğitimde öğrendiklerini hemen pratikleştirme imkanı bulan yoldaşımız Amed alanında gerçekleşen eylemlere katılarak kendisine biçtiği misyonun gereklerini yerine getirdi. Gerillada yeni olmasına rağmen cesareti, katılımı ve militanca duruşuyla yoldaşlarına güven veren Egîd yoldaşımız daha sonra Bakurê Kurdistan’ın zorlu alanlarından Erzirom’a geçti. Burada da mevcut katılım düzeyini gün geçtikçe daha da geliştiren yoldaşımız, öncü bir gerilla olmayı başardı. Yaklaşık 2 yıl pratik yürüttüğü Erzirom alanında yoldaşlık ilişkilerindeki sadelik ve dürüst katılımı ile yoldaşlarının saygısını kazandı.
Egîd yoldaşımız 2014 yılında DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye saldırması üzerine halkımızın kazanımlarını korumak için Kobanê alanına geçti. Göğüs göğüse bir savaşın yaşandığı Kobanê’de Apocu fedai militanların destansı direnişine tanıklık eden Egîd yoldaşımız, aynı fedai ruhla direniş mevzilerindeki yerini aldı. Çetelere ağır darbelerin vurulduğu ve Kobanê’nin karış karış özgürleştirilmesini sağlayan birçok eylemde yer alan yoldaşımız, Apocu fedai ruhun asla yenilmeyeceğini bir kez daha işgalcilere ve onların işbirlikçilerine gösterdi. Yaşanan yoğun savaş sürecinde ağır yaralanan Egîd yoldaşımız Bakurê Kurdistan’da tedavi gördüğü süreçte DAİŞ çeteleri ile kader birlikteliği yapan Türk devleti tarafından esir edildi.
Apocu bir militan olarak her nerede olursa olsun Parti ilkelerinden taviz vermemeyi kendisine düstur edinen yoldaşımız, partimiz PKK’nin zindan direniş geleneğine tüm varlığı ile dahil oldu. Ağır yaralı olmasına rağmen düşmanın yaptığı tüm işkencelere göğüs germeyi başaran yoldaşımız, Kemal ve Hayrilerin direniş ruhunun temsilcisi oldu. Uzun zindan sürecini kendisi için adeta bir akademiye çeviren yoldaşımız, burada kendisini Önderlik felsefesinde daha da derinleştirdi. Kendisini kapitalist sistemin tüm kirlerinden arındıran yoldaşımız Önderliğimizin geliştirdiği; özgürlüğe, eşitliğe ve sosyalistçe bir yaşama dayanan Demokratik Modernite kişiliğine ulaşmayı başardı. Yaşadığı ideolojik yoğunlaşmaların yanı sıra halkımızın kendi çözümünü kendisinin sağlaması gerektiğine inandı. Bunun da ancak Devrimci Halk Savaşı’nın tüm Kurdistan’a yayılmasıyla mümkün olduğunu düşündü. Bu temelde askeri taktiklere de yoğunlaşarak önemli dersler çıkardı. Yaşadığı yoğunlaşmaları ve ulaştığı sonuçları pratik sahada uygulamak için sabırsızlanan ve fiziki özgürlüğüne kavuşacağı günü dört gözle bekleyen yoldaşımız 7 yıllık esaretin ardından zindandan çıktı ve yüzünü kendisini ait hissettiği Kurdistan dağlarına döndü.
Daha önce gerillacılık yaptığı alanlara ulaşmakta zorlanmayan yoldaşımız, yoldaşları ile buluşacağı anı büyük bir coşku ve heyecanla gözledi. Gerilla ile buluştuğu anı yaşamının en değerli anlarından biri olarak ele alan yoldaşımız, yoldaşlarından aldığı güç ve moralle hemen pratiğe başlamak istedi. Yıllardır hasretini çektiği Kurdistan’ın özgürlük dağlarıyla buluşmanın tarifsiz coşkusu ile pratiğe yönelen Egîd yoldaşımız, bulunduğu her alanda Apocu bir militan olarak öncülük misyonuna denk bir duruşun sahibi oldu. Zindanda edindiği ideolojik birikimle yoldaşlarının eğitimine yardımcı olan Egîd yoldaşımız aynı zamanda yoldaşlarından da pratik tecrübeleri öğrenerek eksik yanlarını tamamlamaya çalıştı. Amed alanında birçok çalışmanın başarılı bir şekilde sonuçlanmasında emeği olan Egîd yoldaşımız, sürekli daha fazla mücadele etmenin ve başarı kazanmanın arayışında oldu. Ancak bu şekilde Önderliğimize ve kahraman şehitlerimize layık olunabileceğini düşündü.
Bulunduğu her alana rengini vermeyi başaran ve birlikte çalışma yürüttüğü her yoldaşında mutlaka iz bırakan Egîd yoldaşımız militan kişiliği ile örnek bir Apocu oldu. Şehadete ulaştığı ana kadar da partimiz PKK’nin direniş çizgisini temsil etmeyi başaran Egîd yoldaşımız, son nefesine kadar direnerek Apocu militanlığın yenilmezliğini ispatladı.
Rohat yoldaşımız, başkentimiz Amed’de yurtsever bir ortamda yaşama gözlerini açtı. Sömürgeci soykırımcı Türk devletinin Kürt çocuklarını asimilasyondan geçirmek üzere soykırım çarkı olarak kullandığı YİBO (yatılı ilköğretim bölge okulları)’nda 7 yıl boyunca okudu. Burada insanları köksüzleştiren asimilasyoncu sistemi tanıdı. Okulu bırakarak farklı işlerde çalıştı. Dürüst ve toplumsal ahlakı güçlü olan Rohat yoldaşımız, Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ne ilgi duydu. Özellikle de 2006 yılında Mûş alanında 14 gerillanın kimyasal silahla şehit edilmesi ve ardından gelişen halk serhildanları Rohat yoldaşımızı derinden etkiledi. Böylesine vahşi ve katliamcı bir düşmana karşı ancak mücadele edilerek varlığını korumanın ve özgürlüğünü sağlamanın mümkün olduğunu gördü. Bu bilinçle mücadeleye atıldı. 2007, 2008 ve 2009 yıllarında Apê Musa’nın küçük generallerinden biri olup özgür basın çalışmalarında yer aldı. Hakikati haykıran ve özgürlüğün sesi olan gazete ve dergilerin dağıtımcılığını yaptı. Aynı zamanda toplumsal alan çalışmalarında yer aldı, demokratik özerklik ve öz yönetim hakikatine sonuna kadar inanıp, bunun için toplumu örgütleyip komünleri kurmaya çalıştı, kent meclislerinde görev aldı ve üzerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye çalıştı.
Onurlu bir yurtsever ve özgür Kürt kimliğini temsil ettiği için sömürgeci soykırımcı Türk devleti tarafından tutuklanıp 2009 ve 2011 yılları arasında bir yılı aşkın süre boyunca Amed zindanında tutuklu kaldı. Bu süreçte kendisini Kürt dili, kültürü, mücadele tarihi, özgürlük ideolojisi ve paradigmasında geliştirip derinleştirerek düşmana en etkili cevabı verdi. Zindanda Mazlum, Dörtler, Sara, Hayri ve Kemaller’in direniş çizgisini esas alarak düşman karşısında asla geri adım atmadı, yüreğindeki isyancı direniş ruhunu daha da gürleştirerek dışarı çıktı. Bir süre daha toplumsal alandaki görevlerini yürüttükten sonra 2013 yılında Amed’de gerilla saflarına katıldı.
Rohat yoldaşımız katıldıktan sonra demokratik çözüm yürüyüşlerinin başlamasıyla Medya Savunma Alanları’na geçti. Rohat yoldaşımızın mücadeleyi tanıması, Apocu ideolojideki yetkinliği, Parti ölçülerini özümsemiş kişiliği, sadeliği ve olgunluğu O’nu gerillayı yaşamıyla erkenden kaynaştırdı. Zorluk çekmeden dağların özgür yaşamına adapte oldu. İlk gerilla eğitimlerini hızla tamamlayarak Medya Savunma Alanları’nda üç yıl boyunca çeşitli görevler alıp önemli bir birikim ve tecrübe edindi. Aynı zamanda gerilla basınında yer alıp gerillanın özgür yaşam hakikatine şahitlik ettiği dönemlerini kayıt altına aldı, yazdı ve tarihe miras bıraktı.
Rohat yoldaşımız, sömürgeci, soykırımcı ve katliamcı düşmana karşı mücadele etmeyi en temel amacı olarak belirledi. Çünkü bu düşmanın insanlık dışı saldırıları durdurulmadan ve yenilgiye uğratılmadan özgür Kürt varlığına karşıtlığının da asla bitmeyeceğini biliyordu. Rohat yoldaşımız bu bilinç ve inançla 2016 yılında yüzünü Bakurê Kurdistan’a ve doğup büyüdüğü Amed’e döndü. Gerillaya ilk katıldığı topraklara tecrübe edinmiş ve gerilla taktiklerinde ustalaşmış Apocu bir militan olarak dönüşü gerçekleştirerek ülkeye bağlılığını göstermiş oldu.
Amed’de büyük bir aşk ve istekle pratiğe başladı. Rohat yoldaşımız, Amed’in birçok alanını adeta karış karış gezerek faaliyet yürüttü. Fedai ruh ve yüksek cesaretiyle en zorlu an ve yerlerde sorumluluk almaktan çekinmedi. Nerede fedakarlık ve yüksek emek gerektiren bir iş varsa tereddütsüzce oraya koştu. 7 yıl boyunca aralıksız bir biçimde durmadan ve yılmadan mücadele etti. Birçok eylemde yüksek cesaretiyle öncülük ederek işgalci düşmana ağır darbeler vurdu. İşgalci Türk ordusunun Amed’de gerçekleştirdiği binlerce saldırı ve operasyonunu boşa çıkarıp etkin bir gerillacılık yürüttü. Rohat yoldaşımız samimi yoldaşlığı, fedakarlığı, sarsılmaz iradesi ve Apocu fedai ruhu ile her zaman yoldaşlarına güç veren, ideolojik donanımıyla öncülük eden ve yol gösteren örnek bir yoldaşımızdı. Şehadete ulaştığı son olayda da fedai komutanımız Axîn yoldaşımızla beraber omuz omuza vererek işgalci düşmana karşı koyup, büyük bir cesaret örneği sergileyerek saatlerce çarpıştı. Rohat yoldaşımız, dönemin fedai ruha sahip örnek militanlığını en yüksek düzeyde temsil ederek şehitler kervanına katıldı.
Özgürlük mücadelemizin ilk geliştiği ve kitleselleştiği alan olan Botan, bu nedenle sürekli düşmanın hedefi oldu. Halkımızı özgürlük mücadelesinden uzaklaştırmak ve soykırım saldırısını sürdürmek için birçok yöntem deneyen işgalci Türk devleti, bu çerçevede koruculuk sistemi geliştirerek halkımızı birbirine kırdırmak istedi. Düşmanın bu politikasını gören onurlu halkımız, bu dayatmaları asla kabul etmedi. Bu nedenle düşman halkımıza yönelik daha fazla baskı ve işkence uygulayarak binlerce yıllık ana topraklarından göç etmelerine neden oldu. Yurtsever halkımıza ya onursuz bir yaşamı kabul edip koruculuğu kabul etmeyi ya da yaşadıkları yerlerden göç etmeyi dayatan soykırımcı Türk devleti bu şekilde sonuç almak istedi. Fakat onurlu yaşamı tercih eden milyonlarca insanımız tüm benlikleriyle bağlı oldukları topraklarından kopma pahasına düşmana boyun eğmedi, politikalarına teslim olmadı. Elkê’ye bağlı Setkar köyünde yaşayan yurtsever halkımız da onurlu yaşamı tercih ederek düşmana teslim olmadı. Bu nedenle Setkar’lı değerli halkımız köylerinden göç edip farklı alanlara göç etmek zorunda kaldı. Fakat düşmanlıkta sınır tanımayan işgalci Türk devleti Setkar köyünü yakıp yıkarak halkımızın geri dönüş umudunu da kırmak istedi.
Düşman baskılarından dolayı göç ederek Wan’a yerleşen ailelerimizden biri olan Temel ailesi de düşmanın tüm işkencelerine rağmen yurtseverlik duruşundan taviz vermeyerek örnek bir tutum gösterdi. Bu değerli ailede doğan Demhat yoldaşımız da ailesinin ve yurtsever halkımızın direniş kültürü ile büyüdü. Düşmanın halkımıza yönelik katliam, işkence ve sürgün uygulamalarını dinleyerek yetişen yoldaşımız, düşmana karşı büyük bir öfke duydu. Bu nedenle daha küçük yaşlardan itibaren mücadele arayışında oldu. Wan’da yurtsever bir ortam içinde büyümesi, Demhat yoldaşımızın partimiz PKK’yi yakından tanımasını sağladı. Kurdistan Özgürlük Gerillası’nın düşmana karşı geliştirdiği destansı direniş, düşmana darbe üstüne darbe vurması Demhat yoldaşımızı heyecanlandırarak, mücadeleye daha aktif katılmasını sağladı. İlk olarak yurtsever, devrimci gençlik faaliyetlerine dahil olan Demhat yoldaşımız, bu çalışmalarda uzun bir süre mücadele yürüttü. Wan’da yerel gençlik içerisinde başladığı çalışmalarda kısa sürede öncülük konumuna ulaşan yoldaşımız, kendisi gibi birçok Kürt gencinin bilinçlenmesinde, örgütlenmesinde ve mücadele saflarına katılmasında emek sahibi oldu. Daha sonra mücadelesini daha da büyütme kararı alan yoldaşımız Kurdistan’ın birçok alanında faaliyet yürüterek Kürt gençliğinin öncü kadrolarından oldu. Mücadelesini Önderliğimizin paradigması rehberliğinde sürdüren yoldaşımız sürekli kendisini ideolojik anlamda geliştirerek Apocu militan ölçülere ulaşmayı hedefledi. Yüzü her zaman dağlara dönük olan Demhat yoldaşımız Kurdistan dağlarında sürdürülen gerilla mücadelesini, yapılan fedakarlığı ve fedailik çizgisindeki savaşı kendisine örnek aldı. Bu temelde her gün kendisini sorgulayan yoldaşımız, yaşadığı yoğunlaşmaları daha fazla mücadeleye kanalize etmeyi başardı. Düşmanın halkımıza karşı topyekün saldırıya geçmesi, Önderliğimiz üzerindeki tecrit siyasetini kalıcılaştırması ve özgürlük gerillalarına yönelik insanlık dışı saldırılar gerçekleştirmesi Demhat yoldaşımızın yüzünü Kurdistan dağlarına çevirmesine neden oldu.
Amed alanından gerilla saflarına katılan yoldaşımız, gerilladaki ilk eğitimini de burada aldı. İdeolojik ve örgütsel anlamda belli bir tecrübe ve birikime sahip olan Demhat yoldaşımız, kendisini askeri anlamda geliştirdi. Özellikle gerçekleşen düşman saldırılarına cevap olmak ve kimyasal silahlarla şehit edilen yoldaşlarının intikamını almak için kendisini askeri anlamda yetkinleştirmesi gerektiğine inandı. Bu amaçla birlikte çalışma yürüttüğü yoldaşlarının askeri tecrübelerinden yararlanan yoldaşımız, yeni dönem gerilla taktik ve tarzında derinleşti. Son derece mütevazı, emekçi ve fedakar bir kişiliği olan Demhat yoldaşımız, bu özellikleriyle hem yoldaşlarının saygı ve sevgisini kazandı hem de sürekli birlikte çalışma yürütülmek istenen bir yoldaş oldu. Bu nedenle bulunduğu her ortamda moral ve güç kaynağı oldu. Amed alanında birçok yerde çalışma yürüten yoldaşımız, hem düşmana karşı sürekli eylem yoğunlaşması içinde oldu hem de halkımızın Devrimci Halk Savaşı temelinde bilinçlenip örgütlenmesinde yer alarak dönem görevlerine sahip çıktı. Ancak bu şekilde Önderliğimize ve şehit yoldaşlarımıza layık olabileceğinin bilincinde olan Demhat yoldaşımız, öncü bir Apocu militan olarak sürekli mücadelesini büyütmeyi esas aldı.
17 Eylül günü gelişen düşman saldırılarında beraberindeki yoldaşlarıyla fedaice direnen Demhat yoldaşımız, mücadele geçmişine denk bir duruşun sahibi olarak düşmana ağır darbelerin vurulmasını sağladı. Son nefesine kadar özgürlük değerlerimize bağlı kalmayı başaran Demhat yoldaşımız, tereddütsüz bir şekilde şehadete yürüyerek, öncüleşen Kürt gençliğinin en seçkin örneklerinden oldu.
Direnişi ile işgalci Türk ordusuna Apocu bir militan olarak gereken cevabı veren Rênas yoldaşımızın başta değerli ailesi olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Rênas Tolhildan yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:
Kod Adı: Rênas Tolhildan |
Rênas Tolhildan – Ramazan Eliçümüş
Özgürlük mücadelemizle birlikte adeta küllerinden yeniden doğan kadim Botan halkımız tüm varlığı ile partimiz PKK ve Kurdistan Özgürlük Gerillası’nı sahiplenerek, Botan’ı gerilla mücadelemizin merkezi haline getirdi. Partimiz PKK’de özgür geleceği gören halkımız üzerindeki ölü toprağı atarak serhildan halkı haline geldi. Botan halkımızın öncülüğünde gelişen serhildanlarla diriliş devrimimiz gelişti. Botan’dan başlayan direniş, Amed’e ve daha sonra da tüm Bakurê Kurdistan’a dalga dalga yayılarak düşmanın soykırım siyasetine ağır darbeler vurdu. Dirilişin öncülüğünü yapan Botan halkımız, en değerli evlatlarını da gerilla saflarına katarak halkımızın özgürlüğünün elde edilebilmesi için en büyük fedakarlığı yaptı. Mücadelemizde binlerce şehidi olan Botan halkımız her zaman şehitlerimizin anılarına sahip çıkarak mücadelelerini daha da büyüttü. Bunun için hiçbir fedakarlıktan çekinmeyen değerli halkımız, en zorlu şartlarda bile mücadelemizi sahiplenerek geleceklerini Partimizin direnişinden ayrı tutmadılar.
Böylesi bir direniş kültürü içinde gelişen yurtsever bir ailede doğan Rênas yoldaşımız, kuşkusuz bu gelenekle yetişti. Yaşadığı coğrafyanın direnişçiliği ile mayalanan yoldaşımız daha küçük yaşlarda itibaren, köylerine gelen gerillalardan etkilendi, büyüyünce özgürlük gerillası olmak istedi. Kendisi ile birlikte gerilla olma hayalini de büyüten Rênas yoldaşımız bu süreç içerisinde halk gerçekliğimizi daha iyi anlamaya başladı. Halkımızın on yıllardır sürdürdüğü özgürlük mücadelesinin yarattığı değerleri, bu değerler için verilen bedelleri yaşayarak, hissederek gören Rênas yoldaşımız, halkımıza layık bir genç olabilmek için sürekli yoğunlaşma içinde oldu. Aynı zamanda düşman gerçekliğine, onun soykırımcı karakterine ve halkımıza karşı geliştirdiği katliamlara tanıklık eden yoldaşımız kendisini daha da biledi. Düşmanın halkımıza karşı geliştirdiği katliamların hesabını sormanın ve onun soykırım siyasetini parçalamanın yegane yolunun gerillaya katılmak olduğu gerçekliğini bir kez daha bilince çıkaran yoldaşımız 2019 yılında doğduğu topraklardan, Botan’dan gerilla saflarına katıldı.
Bakurê Kurdistan’da düşman yönelimlerinin en yoğun yaşandığı bir süreçte çocukluk hayalini gerçekleştirerek gerilla saflarına katılan Rênas yoldaşımız, ilk eğitimini Botan alanında aldı. Savaş koşulları içerisinde aldığı eğitimini kısa sürede içselleştiren yoldaşımız, yetkin bir gerilla olmayı başardı. Bir süre değerli komutanımız Egîd Civyan yoldaşla birlikte kalan Rênas yoldaşımız, bu süre içinde Egîd yoldaşımızın engin tecrübelerinden yararlanarak kendisini geliştirdi. Dervişane bir yaşamı olan Egîd yoldaşımızdan partimiz PKK’nin ilke ve ölçülerini öğrenerek Apocu militanlığa sağlam adımlarla başladı. Yoldaşlarının yardımıyla gerillacılığın temel kurallarını hemen öğrenen yoldaşımız, disiplinli bir gerilla olmayı başardı. Özellikle yeni dönem gerillacılığında yetkinleşmek isteyen yoldaşımız, bunun için sürekli arayışta oldu. Kendisini askeri branşlarda eğitmek için en küçük bir imkanı da değerlendiren Rênas yoldaşımız, öğrendiklerini pratiğe geçirmek için yoğun bir çabanın sahibi oldu. Bu özelliği ile yoldaşlarının saygısını kazanan yoldaşımız, daha fazla katılım sağlayarak yoldaşlarının saygısına layık oldu. Doğup büyüdüğü Botan alanında gerillacılık yapmanın verdiği avantajı iyi değerlendiren yoldaşımız, bulunduğu her alanda öncülük misyonuna denk bir katılımın sahibi oldu. Besta’dan Gabar’a kadar birçok alanda pratik yürüten Rênas yoldaşımız pratik zekası, çalışkanlığı ve emekçi özellikleriyle üstlendiği her çalışmayı başarı ile sonuçlandırdı. Botan alanında düşmana karşı gerçekleştirilen birçok eylemde yer alarak çocukluğundan itibaren büyük öfke duyduğu Türk devletinden halkımızın intikamını almayı başardı. Fakat hiçbir zaman var olan katılımını yeterli görmeyen yoldaşımız; halkımız, Önderliğimiz ve şehitlerimize karşı sorumluluk ve görevlerinin bilinciyle daha fazla katılmayı esas aldı. Bunun için kendisini ideolojik ve askeri olarak sürekli geliştirmeyi esas aldı.
Dürüst, özgürlük değerlerine bağlı ve Botan’ın kadim kültürünü özümseyen Apocu bir militan olan Rênas yoldaşımız, 17 Eylül günü gerçekleşen düşman saldırısında son nefesine kadar fedaice savaşarak şehadete ulaştı. Böylesi değerli bir yoldaşla aynı amaçlar için aynı mevzilerde mücadele etmekten dolayı yoldaşları olarak onur duyuyor, anısını mücadelemizi büyüterek yaşatacağımızın sözünü veriyoruz.
22 Eylül 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi