Şimdi Gabar Sensiz, Sessiz ve Üzgün (Gülbahar - Selma Kaya Yoldaşın Anısına)

Şehit Gülbahar"Borcumu ödemek için, Erdal arkadaşın bir vasiyeti olarak Gabar‘a gideceğim"

Özlemlerini, vasiyetleri yerine getirmek ve hayallerini gerçekleştirmek için Gabar‘a anlamlı bir yürüyüşe başladın. Senin gibi nice Özgürlük savaşçılarını kucakladı Gabar. Ve büyük komutanlar çıkardı. Agitler, Erdallar gibi yüzlercesini korudu Gabar.

Aslında günlüğünde bana hitaben yazdığın yazı da buluşamıyacağımızı hissettirmiştin. "Elimden geldiğince dikkat edeceğim diyordun". Ama şunu da demiştin. "Bilirsin savaş acımasızdır; kurşun senden izin almadan da gelir bunun için, sana vasiyetimdir, eğer bana bir şey olursa yansıtırsın" diye yazmıştın bana. Bir tek resimlerinde gördüğüm ve ütopyalarıyla yaşama sımsıkı sarılmayı öğrendiğim kimi yoldaşların giderlerken geride bıraktıkları eserlerin de olduğu gibi, seni de koca bir özgürlük sevdasını anlatan günlüğünü okuma şansına sahip olarak tanıdım. Biliyorum seni tüm yönlerinle yansıtamayacağım çünkü seni yansıtmaya kelimeler yetmez.

Yoğunlaşman beni çok etkilemişti, güçlü ve asi bir dadın gerillası olduğunu anlamıştım. Düşmanın mermisiyle şahadete ulaşmayı kabul etmiyor, kendin bir mermi olup düşmanın kalbinde patlamak istiyorsun.
Uzun bir süre yoğunlaştığın ve kararlaştırdığın eylemini Viyanları aşmamak, daha da yüceltmek için, bugüne erteledin. Önderliğin tecrit içinde tecride alındığı, gerillaya yönelik topyekûn psikolojik bir savaşın yürütüldüğü bir dönemde bunlara karşı ısrarla ülkenin kuzeyine gitme önerin ve orada güçlü çıkış yapmak, düşmanın beyninde patlamak istiyordun.

"seni daha fazla yüceltmek için, senin Eylemi başka yöntemde gerçekleştirmek istiyordum, sonra düşündüm taklit olur çünkü seni aşacak gücü kendimde görmedim, hata olacaktı. Seni daha güçlü gündemde tutmak için o fedakarlığı yapacağım. Mektubunda yazdığın hayallerine ulaşamadığın için üzgünüm. Kuzeye gitmek oranın halkını görmek, düşmanın beyninde patlamak gerçek bir eylemin sahibi olmak istediğini yazmıştın. Şimdi kuzeye gitme şansını bana örgüt verdi, kuzeye gidip savaşacağımın sözünü sana veriyorum. Her sıktığım mermiyi düşmanın yüreğinde senin yerine patlatacağım. Bunun için elimden geleni yapacağım. Viyanca örgüt çizgisini, kadın özgürlüğünü, yoldaşları sahipleneceğim.´´ diye yazmıştın Viyan yoldaşa"

Yaşarken Önderliği hissetmeyi, şehitlerle bütünleşmeyi başardın. 16 yıllık özgürlük mücadeleni şahadetinle taçlandırdın. Düşmanın son dönemdeki imha ve inkar politikasına bir cevaptı direnişiniz. Yıllarca sevdasına tutunduğun gerilla hayatında vermiş olduğun amansız mücadelenin hala Önderlik karşısında yetersiz olduğunu hissediyor ve daha çok borcunun olduğunu söylüyordun. Borcunu ödedin ´Asi Kürt Kızı´ şimdi Viyanlar ile buluştun. Gökyüzü maviliğinde sonsuzluğa takılarak, gökkuşağı renginde bulutlara asılıp Güneşle gülümsemeye gittin. Ama görüyoruz şimdi Gabar Sensiz, sessiz ve üzgündür. Çünkü yine kendisine sevdalı olan birisini kaybetti. Bizler de bir kadın yoldaş sevdalısını kaybettik. Seninle hep bir gün Gabar‘da buluşacağımı hayal ediyordum ´be heval´. Bizi bütünleştiren Gabar sevdası değilmiydi.

Herkesin özlemlerini ve hayallerini gerçekleştirmeyenlerin yerine de gerçekleştirmeye gitmiştin. Benimde hayallerimi ve özlemlerimi gerçekleştirdin can yoldaş. Ve bir gerillanın en değerli olan şeyi; günlüğünü bana göndermiştin. Nice ölümlerden yaşam kokan bir gerillanın günlüğünü almak onu yaşamsal kılmak benim için hiçte kolay olmayacaktı. Ve şimdi yoldaş adlı zamanlara adanan günlüğünle şahadetinin sızısı derinliğine hüzne boğsa da beni bunu özgürlük sevdalılarının bir büyük yaşam erdemi olduğunun anlamı ile yürüyeceğim izinizden.

Böyle erken gidişini kabullenemedik ve alışamayacağız ne senin ne de tüm gidenlerin yokluğuna.

Seni görmedim hiç tanışamadık, yüz yüze konuşamadık ama sonuçta aynı yoldaydık ve ortak sevdalarımız vardı. Bizi bütünleştiren ortak sevdalarımızdı. Görmemiş olmam engel değildi seni tanımaya. Yazıların seni anlatıyordu ´Erdal yürekli sevdası Gabar´ Gülbahar yoldaş.

Ama birde biliyor musun; seni Annende gördüm. Senin kadar güçlü bir kadındır. "Ben bir şehit Eşiyim ve bir şehit Annesi oldum şimdi. Hiçte Pişman değilim bu Davayı her zaman sahiplendim ve her zamankinden daha fazla sahipleneceğim, siz Gülbaharın yoldaşları olarak onun kanını yerde bırakmamalı ve onun yarıda bıraktıklarını zafere ulaştırmalısınız. Şimdi sende Gülbaharsın benim için" demişti. Seninle gurur duyduğunu ve başı daha da dik olduğunu söylüyordu. Ne zordu sen gökyüzüne kaydıktan sonra yine Annenle konuşmak çünkü ilk görüşmemizde senin resimlerini göndermiş ve iyi olduğunu söylemiştim. Bana umarım bundan sonra her zaman güzel haberler verirsin demişti. Ama senin şahadetinden sonra konuşursam ´´hani bana hep güzel haberler getirecektin?´´ diyecek diye çok korktum. Ama güzel Annen yanıltı beni moral verdi bana, acısını hissediyordum anlıyordum onu. Çünkü, bu güçlü sözleri bana söylerken gözyaşları akıyordu Gururu Ağıt yakmasını bile engelliyordu. Bende yüreğimin sesini bastırarak ona cevap vermeye çalışıyordum.

Evet, bende bundan sonra sohbetlerimde „şehit gülbahar arkadaş çok sevdiğim ve tanıdığım bir yoldaşımdı diyebilirim. Güzel insan, senin vasiyetini yerine getirmeye çalıştım. İstediğin gibi olmasa da.

Ama senin Gabar’a yürüyüşünü devam edeceğimi ve mücadelemizde hep yaşatacağımın sözünü veriyorum. Defterinde yazdığın Özgür bir kadın savaşçısının gereklerini o şekilde yaşatmaya çalışacağız.

Senin ve seninle şehit düşen yoldaşların şahsında tüm özgürlük şehitlerini saygıyla anıyorum. Anılarınız mücadelemizde hep ışık tutacaktır.

Hêwîdar Edessa