Özgürlük uğruna can veren atalarının ve yoldaşlarının meşalesini onurlu bir şekilde taşıdı!

Goran Çarçel (Hamit Bayram) Yoldaşın Anısına

Şehit Goran Çarçel - Hamit Bayram

Partiye 1991’de katılan Goran arkadaş, Botan’ın Uludere’ye bağlı bir köyünde dünyayı gelir. Özgürlük saflarına katılıncaya kadar köyde kalır. 93’lü yıllar Kürt halkı için çetin yıllardı. Bu yıllarda PKK öncülüğünde özgürlük ve direnişin dalga dalga yayıldığı Kürdistan coğrafyasında, Goran arkadaşın bulunduğu köyde en önde saf tutar. PKK’nin çıkışıyla yeşeren özgür ve onurlu yaşam istemleri, Goran arkadaşı da etkiler ve kısa sürede onu köy ortamından koparıp, özgürlük mekanlarına, gerilla saflarına katar.

Halen 17-18 yaşlarında partiye katılan Goran yoldaş, genç yaşında Botan alanında pratikte kaldı ve daha sonra Zagros eyaletine düzenlemesi oldu. Zagros alanının kuzey ve güney tarafı şartlara göre farklılık arz ediyor. Özellikle kuzey Kürdistan’a düşen kısım zorludur. Zagros’ta gerillacılık, fiziki olarak güçlü bir beden ister. İşte Goran arkadaş Zagros’un en zor alanlarında, zor bir pratik geçirdi. Özellikle Goran yoldaşın bu pratikteki bir anısını hiç unutmam. Goran arkadaş hareketli taburun artçılığını yapıyordu. Gerilla grup olarak yola çıktığında, artçı ve öncüler grubu hem arkadan hem de önde korumaya alır. İki görevde tabi ki, zorlu ve yüksek sorumluluk gerektiren görevlerdir. Goran arkadaşın artçı olduğu tabur, bir bölgeden diğer bir bölgeye geçtiklerinde düşmanın hakim olduğu bir yerden sızarak geçmeye çalışırlar. Tabur bu yoldan çatışmalı bir şekilde geçmeye çalışır. Çatışa çatışa tehlikeli bölgeden çıkarken, Goran yoldaş kısa bir süre, taburdaki arkadaşlarından kopar. Bu kopuşta Goran arkadaş, aynı istikametten yoluna devam eder. Araziyi tam tanımamasına rağmen, mantık yürütüp aynı yönde yoluna devam eder. Yolda grubundan kopan ve yolunu şaşıran bir askerle karşılaşır. Bu karşılaşma öyle aniden ve hızlı olur ki, ne asker ne de Goran arkadaş ateş fırsatı bulabiliyor. Asker şaşkın şaşkın durup Goran arkadaşa bakarken, Goran arkadaş hemen elini onun silahına atar ve anında yumruğu indirir. O anda asker de, yumruk atmaya çalışır ve birden her ikisinin silahı yere düşer. Bu sefer silah yerine yumruk yumruğa birbirlerine düşerler. Belli bir dövüşten sonra, Goran arkadaş kendini silahına atmaya çalışır. Asker de aynı gayretler içinde olur. Goran arkadaş aynı hızla elini G-3 silahına atar ve kapar. Aynı şekilde Goran arkadaşın qılêşine yakın olan asker de Goran arkadaşın silahını kapar. Goran arkadaşın fiziği çok gelişkin olmadığından izbandot gibi askerle zor bela baş eder. Asker silahı kaptıktan sonra, kendini aşağı yamaca bırakıp kaçmaya başlar. Kaçmanın sebebi de qılêş silahını kullanmasını bilmemesinden kaynaklıydı. Goran yoldaş da askerin silahı ile onu vurmaya çalışır. Silahın önüne mermi verene kadar, asker kendi birliğine doğru kaçarak, bağrışmalar içinde kaçıp kurtulur. Goran arkadaş da oradan uzaklaşıp birliğine ulaşmak için acele eder ve bir gün sonra, bu anısıyla taburuna ulaşır. Goran yoldaşla her karşılaştığımızda bu olaydan bahsederdik. Goran yoldaş da, ay gülüşüyle, gülerdi.
Goran arkadaş 94-2001 arası Zagros alanının en zor alanlarında pratik yürüttü.

Yoldaşlığı, dürüstlüğü, savaşçılığı, emekçiliği, komutanlığı tüm yoldaşlarca örnek alınırdı. Ve önderliğe, şehitlere, halka bağlılığı attığı her adımda, ne kadar önde olduğunu hemen belli ederdi. Düşmanına karşı sonsuz öfkesi olan bir volkan gibiydi. 2001’in sonlarına doğru Kandil’e gitti. Oradan da HRK’ye katılıp, Doğu Kürdistan’da 3 yıl faaliyet yürüttü. Buradaki başarılı çalışmasından sonra, Doğulu halkımızdan büyük sempati kazandı. Doğu Kürdistan’ın birçok alanında yeni sahalar açtı ve Rêber Apo’nun özgürlük ideolojisini yaydı. Parçalar arasındaki köprüleri kurarak sınırları ortadan kaldırdı.

Sonrasından eğitim için Mahsum Korkmaz Akademisinde 6 aylık bir eğitimden sonra, 13 yıl önce koptuğu topraklara, Botan’a dönüş için öneri geliştirdi. Bu özgürlük ve hasret duyduğu topraklara yürüyüş sonunda 2007 baharında asi ve zorlu Kato bölgesine geçti. Orada kaldığı iki aylık pratik sonucu, gerçekleşen birçok faşist ordu birliklerinin operasyonlarına, en önde pusu ve saldırılar gerçekleştirdi. En son düşmanın Kato dağlarına yönelik eylül ayında gerçekleştirdiği bir haftayı aşan bir operasyonda, Goran yoldaş ve arkadaşları düşmanın büyük bir askeri koluna pusu atıp, Kato dağlarının ve gerillasının heybetini düşmanın gönlüne nakşetti. Gerçekleştirdikleri eylemde birçok düşman askeri öldürülür. Geri çekilme esnasında, düşman kullandığı yoğun teknikle yeniden saldırılarına başlar. Günlerce süren çatışmalar sonunda, Goran yoldaş ile 7 yoldaşı kahramanca direnerek şahadete ulaşırlar.

Evet, Goran arkadaş Botan’ın, asi ve yüce dağlarının yamansız ve yılmaz savaşçısıydı. Ataları binlerce yıldan beri, derin, uzun ve cenneti andıran vadilerinde, uçurumlu, yol-geçit vermez, sert-göklere yakın duran yüksek dağlarına düşmanlarına karşı en onurlu, yiğitçe bir direniş sergilemişlerdir. Kendilerini ve üzerinde yaşadıkları toprağı, içtikleri suyu, bolca yedikleri doğal bitkileri ve telafüz ettikleri havayı bile, en ağır bedellerle korumayı bilmişlerdir. Binlerce yıldan beri süre gelen ve nesilden nesile gelen onurlu direniş kültürünü en son devr alan yiğit çocuklar, kahramanca yürüten binlerce yiğit halk evladından sadece biri olan Goran yoldaş, bu onuru onurlu devr aldı. Özgürlük uğruna can veren atalarının ve yoldaşlarının meşalesine sarılıp geleceğe taşımak ve uğrunda ölüme gitmek kadar, öne atılmak ve bunun yüceliğe en bilinçlice katılmayı, onur ve özgürlük borcu olarak yaklaşacaktı Goran ve yoldaşları. Mazlumlar gibi, Halliler gibi zalim düşmanlarına karşı boğun eğmeyeceklerdi. Nasıl ki, 2300 yıl önce, Goran arkadaşın ataları Büyük İskender’i bozguna uğratıp ve lanetli dağlar dedirtmişse, bugünde insanlık düşmanı olan faşist ordu da aynı akıbeti yaşıyor.

Fırat Şemzinan