Apocu Ruhla Donanan Militan

Hamza (Musa Yılmaz) Yoldaşın Anısına

Hamza - Musa Yılmaz

Nasıl başlasam veya nasıl anlatsam ama anlatmak hissetmektir. Hissetmek elbette paylaşım gerektirir. Zor da olsa yoldaşlarımızın ölümsüz anılarını yaşatmak, onlara bağlılığımızın ahlaki ve vicdani bir gerekliliğidir. 15 Ağustos atılımının 25. yıl dönümünde direniş bayramının hazırlıklarını yaptığımız, PKK ocağında Roj TV’de gördüğüm bir resim ve bir haber bir yıldızın daha kaydığını sonsuz özgürlüklere süzülen Hamza yoldaş…

Hamza yoldaşı 2003-2004 yıllarında Mahsum Korkmaz Akademisi devresinde tanıdım. Hem olgun ve tecrübeli hem de çalışkan ve emekçi bir yoldaştı. PKK kültürünü almış yaşamda ve yoldaşları arasında sevilen ve sayılan birisiydi. Hem bu süreçte yaşamda ve özellikle askeri eğitimlerde verdiği yoğun destek, giderek samimiyetimizin geliştiği bir yoldaşlık oluştu. 2003-2004 gibi Botan ve Ferhat tasfiyeciliğinin geliştirmek istediği tüm çizgi dışılıklara karşı Apocu duruşu net olan örnek arkadaşlardan birisiydi. Yaşamda tartışmalarımız kaldıklarımız alanlara ve gideceğimiz alanlara ilişkindi. Sürekli ona Amanosları ve Güneybatıyı anlatır ve tam olarak ona göre olduğunu söylerdim. Kendisi Zağrosların evladıydı. Kaldığı Cilo, Çerçella, Avaşın ve Basya gibi alanları ve oraların anılarını anlatırdı. Kendisi Gever’de büyümüştü. Emekle çocuk yaşta tanışmıştı, bu onun en temel özelliğiydi. Derin yoldaşlık bilinci olan bir yürekliliğe sahipti. 2004 yılı 1 Haziran kararı sonrasında Amanoslara giden şehit Dijwar Erkendi yoldaşın İskenderun’da Dolavahşe denilen temel üstlenme alanında Hasaya bağlı alana bağlı çoban ve yaylacılara verdiği erzak siparişlerini almaya giderken Ekim ayının ortasında komplo ile şehit düşmüştü. Bu alandaki kayıplarımız ve daha önce alanda kalan ve akademiye gelen arkadaşların aktarımları sonrasında oluşan duygusal atmosfer tüm arkadaşlar da olduğu gibi şehit Hamza arkadaşında bu zorlu alana gitme önerisi ve istemi gelişti. Kısa bir süre önce yanımızda ayrılan şehit Dıjvarın akademideyken bizi orada tek bırakmayın, gözümüz arkada sizleri bekliyorum, deyişi sürekli gözlerimizin önündeydi. Yoldaşlığa bağlılığın simgesi olarak Hamza yoldaş ve bir gurup arkadaş kararlaşmışlar. Beraber gidecek oluşumuz, hem büyük bir güç veriyor hem de bir ekip çalışması için en uygun arkadaşlar oluyordu. Devre bitimi ile hazırlıklar yaptık, bazı çalışmalar için tekrardan Zağrosa ç. ve s. noktalarına gittik ve beraber yola çıktık.

Her yeri tanıyor, Cilo’dan Çerçella'ya kadar ki arazileri gösteriyor karış karış gezdiği savaştığı, sevinçleri ve üzüntüleri ile nice kahramanlık destanları gözlerinin önünde canlanıyordu. Tarih tekrardan o canlılıkla yaşıyor ve anlatıyordu. Tekrardan Zağroslara döneceğini bu ayrılığın yıllar alsa de hep gönül verdiği bu ihtişamlı Zağrosların gizemine döneceğini söylüyordu. Eğer ilerde dönersek beraber bu muazzam coğrafyada beraber tanıdığı arazilerde onun öncülüğünde tanıtacağını belirtiyordu. Elbette yolculuk Amanoslara doğruydu. Akdeniz sahillerine ve Azon ormanları gibi olan orman deryasına açılacaktı. Yeter ki sağlam ulaşalım yolculukta sorun çıkmasın derya gibi arazi diyordu. 2004 kışı karda yolculuk ederek ardalı gruplar halinde Amanoslara yetiştik. Fakat belli süre geciken arkada kalan arkadaşların takviyesi ve gücü desteği, moralinin katkısı bambaşka bir duygu çok uzak diyarlara zor bela yetişen bir grubun yaydığı umut büyük bir güç yaratıyor. Hele bir de beraber kararlaşmış bir grup ise bu daha büyük bir güç verecekti. 15 Şubat 2005 günü kara günde oruçlu olduğumuz süreçte küçük cihaz bağlantısıyla iki aydır beklediğimiz şehit Hamza ve grubu yetişti. Kışın iki gurup sağlam geçiş yapmış ve şubat ayının ortasında buluştuk. Kısa bir süre tartıştıktan sonra, yeni planlamalar ile Ş. Hamza yoldaş Erzin ve Osmaniye alanına bir takımlık güçle hareket etti. Alanda daha önce yaşanan şahadetler nedeni ile alan boş bırakılmış ve zor bir alan olarak ele alınıyordu. Yine arazi tanınmıyor ve hazırlıklar çok kısıtlı ve var olanlarda boş çıkması nedeni ile mart ayının başı ile erzaksız kalan gurup doğadan avlanarak belli süre idare etmişti. Ama Hamza yoldaş yaratıcılığıyla kısa süre içerisinde ilişki ve kanal yaratarak, alt yapı sorunu kısa sürede çözmüştü. Newroz da düşman grubu fark etmiş ve bir operasyonla kaldıkları alanı çembere almışlardı. Hem alınan erzakın saklanması, hem ilişkilerin güvenliği nedeni ile düşmanın çemberinde 3- 4 gün düşmanla iç içe kalınmıştı. Fakat yağmur ve yoğun sis nedeni ile düşmanla karşılaşılmasına rağmen bir birlerini fark etmemişlerdi. Birbirlerini fark etmelerine rağmen çatışmaya girmemişlerdi. Ş. Hamza soğuk kanlı ve tecrübesi ile düşmanın içinden kendi gücünü çekmiş ve çıkarmış ve geleceğe ilişkin daha aktif çalışmaları planlamıştı ve alana hakimiyet sağlanmadan yaşanacak bir olumsuzluk gelecek pratiği etkileyeceğini biliyordu.

Sürekli Hamza arkadaş en zor çalışmaları üstlenmişti, açılım grupları Antalya Toros guruplarının sorumluluğunu üstlenmiş ve hazırlıklarını yapıyordu.

Yazın başıyla İskenderun alanına tekrardan bir gurupla geçiş yaptı. Kısa süre içerisinde bu alanda emek ve çabası ile sıfırdan başlayarak, yeniden bu alanı pratik için ve üstenmeler için hazırladı. Fakat bu süreç fiziksel olarak kendisini çok zorlamıştı, 2-3 günlük uzaklıklarda erzak ve benzeri getirmeleri onları çok zorlamıştı. Hem değişik çalışmalar hem de tedavi amaçlı belirli bir gurup ile bir merkeze geçiş yaptı. Kış sürecini burada geçirirken, çalışmaları burada örgütledi, baharla beraber Ş. Karker arkadaşın gurubunu da alıp tekrardan çalışmalara en aktif şekilde destek vermeye devam etti.

Gerillacılığında titiz ve duyarlı olan, güvenlik ve hareket tarzında taviz vermeyen bir özelliğe sahipti. Hep yeni yerler ve noktalar, patikalar ve hatlar acardı. Araziye çok hakim ve arazinin derinliklerini iyi kullanırdı. Hiç kimsenin tahmin bile edemeyeceği yerden hatlar açan gece gündüz hareketi rahat bir temel geliştirebilecek bir konumu yarattı. Bu hakimiyeti nedeniyle komutanlığı ile yoldaşlığı onun tüm açılım guruplarının vazgeçilmezi kılıyordu. Güneybatıya gidecek guruplarında yine sorumluluğunu üstlendi, bilmediği bir alan olmasına rağmen kendisine olan güveni ve tecrübesi ile başarı sağlayacağını bildiğinden tüm alanlarda en öndeydi. Fakat en sonun da saman dağına var olan sorunları çözmek için ve alanı oturmak amaçlı bir gurupla hareket etti. İmkansızlıklara rağmen alanı kısa sürede yaratıcı ve sürekli koşturan ve çalışan tarzı ile bir çok imkan ve değer yarattı. Onun kitabında olmaz ve imkansızlık yoktu. En büyük ilkesi başarmaktı…

Çoğu zaman operasyon ve pusuları fark eder, ön görülülüğü, hızlı oluşu, inisiyatifi ve tecrübesi ile düşmana bu pusularda darbe vuruyordu. Amanos'un en hızlısıydı, bir yola çıktımı rüzgar gibiydi. Kimse onu tutamaz ve her zaman öncüydü. Alanda sorumlu olmasına rağmen her zaman önde yürüdüğü için herkesin içi çok rahattı. Alanın bel kemiği ve her yere koşuşturduğundan bazen kendisine joker gibiyim derdi. Nerde boşluk varsa ordaydı. Çalışır, hazırlar, yaratır ve gelen guruplara teslim ederdi. Bu konuda her hangi bir hesap içerisine girmez, derin yoldaşlık bilinci içerisinde zorlukların içine girerdi.

Hamza yoldaş iyi bir avcıydı. Zorunluluklardan ve alandaki imkansızlıklardan dolayı gidince boş gelmezdi. Çünkü bir çok çalışma alt yapı sorunlarıyla bağlantılıydı ve bunu ortadan kaldırırdı. En çok ga kuvilerini avlardı. Bol bol kali ve güzel şişler yapardı. Bu konuda lokantacılık yaptığından ellerindeki hüner bambaşkaydı. Misafirperverdi, ne zaman yanına gitsek mutlaka kendi elleriyle şişler yapardı. Müzik zevki ise; Muazzez Ersoy'u dinlerdi, hatta güneyden gelirken bile tek getirdiği şey onun kaseti idi. Yine bol bol yerel radyoları dinleyerek isteklerde bulunurdu: Hamza yoldaş wa disa bu şew parçasını çok severdi.

Yaşam coşkusu ve morali olan, Apocu ruhla donanan ender yoldaşlardandı. En son 2007 kasımında ayrıldığımızda yeniden buluşma daha önce verdiğimiz sözlere bağlı kalacağımızı belirtiyordu. Hamza yoldaşın 2008 yılında başarılı pratiği emeğinin sonuçlarını aldı. Alanda eski ve tecrübesi ile gelen guruplara yardımcı oluyordu. Kendisi çalışmaları devretmesi gerekiyordu. Fakat kendi tercihi ile kendi yoldaşlarını kendisinden çok düşündüğü için onlara daha öncelik vererek alanda kaldı. 2009 yılında gelmesi gerekiyordu, ama ağustos ayı çatışmasızlık sürecinde 17 yıldır dağların yılmaz savaşçısı en zorlu süreçleri atlatan, onlarca kez feleğin çemberinden geçen Musa Yılmaz yani ş. Hamza bu sefer hain ve alçak bir pusu ansızın yakalamıştı. Böylesi bir çınar emek ve çabası ile yetişmişti. Kısa süre önce beraber kaldığı Ş. Karker'in ölümsüzlüğe oda katılmıştı. Özgürlük mücadelesine bir yıldız daha sonsuz özgürlüklere kaymıştı. Ruhları şah olsun gözleri arkada kalmasın onların amaç ve umutlarını özgür Önderlik ve özgür Kürt halkını yaratma arefesinde son nefesimize kadar bağlılığımızı ve yollarını devam ettireceğiz. Anıları tüm şehitlerimizin anıları önünde 15 Ağustos atılım ruhuyla Önder Apo'nun özgürlüğü ile taçlandıracağız, şehitler ölümsüzdür.

Sefkan Dersim