Haki Karer yoldaş Kürdistan kurtuluş mücadelesinde sürekli yanan bir meşaledir!

Kürdistan gerçekliğini en erkenden kavrayan ve bu mücadelenin bütün zorluklarının bilincinde olan büyük insan, büyük devrimci Haki Karer yoldaşın Kürdistan'da marksizmin zaferi yolunda yürüttüğü militanca mücadele, başta gençliğimiz olmak üzere halkımız ve bütün devrimciler için büyük derslerle doludur.

Ülkemizdeki mücadelenin bir özelliği de, çok büyük zorluklarla dolu geçeceğidir. Bu zorlukların üstesinden, bir insanın maddi ve manevi gücünü en elverişli bir şekilde birleştirerek devrim yolunda sarf etmesiyle gelinebilir. Haki Karer yoldaş bunu şahsında en iyi bir şekilde somutlaştırmıştı. Bütün günlük işlerini kendisi yapar, çok az bir gıda ile gününü geçirir, çevresindeki arkadaşlarının giyim, yemek ve temizlik işlerini bizzat yapardı. Teorik yönden başta kendisi olmak üzere çevresini eğitmek için sürekli okumayı ve tartışmayı bir kural haline getirmişti. Çevresinin tüm olumsuzluklarının aşılması için her yönü ile bir esin kaynağıydı. Yanında bulunanlar zamanın nasıl geçtiğini fark etmezlerdi. O'nunla her zaman birlikte yaşamaya can atarlardı. Bu konuda genç, yaşlı, erkek, kadın herkes O'nunla geçirdiği kısa süreli bir sohbet toplantısının anısını bile bir türlü unutamazdı.

Haki Karer yoldaş, Kürdistan'daki mücadelenin bir özelliğinin aşırı fedakarlıklarla dolu olacağının bilincindeydi. Kürdistan'a marksizmin taşınmasının gereğini kavradığı andan itibaren, üniversitenin son sınıfını terk edip, yatağını sırtladığı gibi hiç tanımadığı ülkemize yönelmekte tereddüt etmedi. Beş kuruşu olmadığı zaman hamallık yaparak mücadeleyi yürüttüğü günler az değildir. Elde ettiği cüzi bir parayı en iyi şekilde harcar, ilerdeki günleri düşünerek, aç ve susuz kalması pahasına her zaman elde bir fon bulundurmaya özen gösterirdi. Kendisini yakından tanıyanlar, en yırtık elbiseleri kendisinin giydiğini, aylarca tek öğün basit bir kahvaltı ile yaşadığını unutmazlar.

Pratiğe hakim olmak için devrimci teorinin özümsenmesinin şart olduğunu bildiğinden, bu konuda yıllarca hazırlık çalışmasında bulundu. Bütün konuşmalarında bilime büyük bir saygısı vardı. Bilim dışı davranışlarla karşılaştığında kararlılıkla tavır alır, onu kimse bu yoldan alıkoyamazdı. İnsanlar arasında ayrım yapmadan büyük bir içtenlikle tartıştığı ve onları ikna etmek için günlerce uğraştığı, çoğu arkadaşın gözlemlediği diğer önemli bir yanıydı.

Kürdistan devriminin Türkiye ve Ortadoğu'daki halk devrimlerinin kilidi olduğuna inanırdı. O'nun bu inancı, aslen Kürdistanlı olmadığı halde, O'nu en erkenden Kürdistan'da mücadele vermeye götürdü. Bu konuda proletarya enternasyonalizminin canlı bir sembolüydü. Bir proleter devrimcinin, eğer şartlar gerekli kılıyorsa, ezilen her halkın mücadelesi içinde yer alacağını kendi pratiği ile kanıtladı. Ezen ulus içindeki sosyal-şovenizmle ezilen ulus içindeki dar görüşlü milliyetçiliğin yenilgiye uğratılmasında tavrı belirleyici oldu. Bu konuda attığı adımlar, gerek ülkemizde ve gerekse Türkiye'de ürünlerini vermeye devam ediyor. Kürdistan, Türkiye ve giderek Ortadoğu halklarının devrimci mücadelesi hakkındaki görüşleri, bugün daha geniş ellerde ve maddi bir güç halinde hepimize yol gösteriyor.

Günümüz dünya komünist hareketi içinde modem revizyonizmin her iki biçiminin tehlikesini de büyük bir öngörüyle erkenden kavramıştı. Başta Sovyetler Birliği'nde boy veren Kruşçev-Brejnev revizyonizminin başını çektiği akımı tehlikeli gördüğü halde, buna tepki olarak doğan ve ÇKP içinde boy veren revizyonizmin de başlangıçtaki haklı savlarından giderek nasıl uzaklaştığını ve daha tehlikeli bir revizyonist akım olarak dünya halklarının mücadelesini parçaladığını bizzat gördü ve eleştirdi. Bu konuda marksizmin yaratıcı özünü her zaman savundu. Dünya halklarının kazanımlarını ve bunun somut ifadesi olan marksizm-leninizmin zengin teorisini tüm pratiğinin temeli haline getirdi. Çin ve SSCB de dahil olmak üzere güçlü bir sosyalist ülkeler topluluğu, giderek gelişen ulusal kurtuluş mücadeleleri ve işçi sınıfının uzun yıllar boyunca elde ettiği demokratik kazanımların günümüzde de etkisini duyurmakta olduğuna dünyanın devrim ile değişmesinde güçlü bir kamp oluşturduğuna dair inancı en ufak bir sarsıntı geçirmedi.

Kürdistan'daki devrimin en büyük ideolojik engelleri olarak gördüğü sosyal-şoven akımları ve bu akımların giderek açık ajan-provokatör örgütler haline dönüşmesini yakından tanıdı ve bunlara karşı amansız mücadele verdi. Bu mücadelede o kadar tavizsiz davrandı ki, sonunda kendisine karşı bu komplonun hazırlanmasına ve bu komploda canını vermesine yol açtı.

Teori ve pratiğin birlikteliğini en iyi uygulayan kişilerin başında gelirdi. En son devrimci mücadelesini verdiği yörede, devletten de güç alarak yaygın bir örgütlenmeye girişen ve bunu l.MC döneminde zirveye ulaştıran gizlik ve açık faşist örgütlere karşı kararlı, militanca bir mücadele yürüttü. Birçok eylemin başında bizzat kendisi yer aldı.

Emperyalist-sömürgeci sistemin çarkları arasında varlığına son verilmek istenen Kürt halkının, tarihi boyunca karşılaştığı tüm ihanetlere ve dönekliklere karşı Haki Karer yoldaş gibi büyük bir insanı kendi mücadelesine kazanması tarihi önemde bir olaydır. Bu halk kendi aydınlarında, gençlerinde görmediği dostluğu onda gördü.

Haki Karer yoldaş Kürdistan kurtuluş mücadelesinde sürekli yanan bir meşaledir!

Haki Karer yoldaşın anısı ölümsüzdür!