GERİLLA KOMUTANI DİCLE

Kadın olmak: aya giden yolda, zamanında okuma yazma bilmemektir.

Kadın olmak: köyün son çitin arkasındaki dünyayı görmemektir.

kadın olmak: kocaya erkek çocuk doğurmak erkek çocuk doğurmayana kadar doğurmayı sürdürmek ve erkek çocuk doğurmadığında ise horlanıp sokak ortasına atılmaktır.

Kadın olmak: 24 saat çalışmak ‘’ne iş yapıyorsun sorusuna’’ cevap bulmamaktir.

kadın olmak: sokak ortasına laf atıldığında başını önüne eğip cevap vermemektir.

Kadınca yaşamak

Kadın olmak: köleliğin zincirlerini kırmak ve özgürlüğe şahlanmaktır.

Kadın olmak: erkeğin egemenliğini ret etmek ve özgürlüğünü sağlamaktır.

Kadın olmak: eril sisteminin maskesini parçalamak kendisiyle birlikte, toplum

özgürleştirmektir.

Kadın olmak: uygarlığın kurduğu dünyaya ev sahipliği yapmamaktır.

Kadın olmak: emeğin, özgürlüğün,duygunun, onurun ve barışın yolundaki ışık olmaktır.

Kadın olmak: Zilanlaşmak, Beritanlaşmak,Semalaşmak ve Viyanlaşmaktır.

 

Kadın olmak: özgürlüğe inanmak ve gördüğün surattan utanmamaktır.

Beş bin yılın egemen uygarlığın kurduğu sistemi ret eden ve özgürlüğe gönül vermiş, özgürlük için canı pahasına savaşan binlerce özgürlük savaşçılarından biriydi gerilla komutanı Dicle.

 

KOD ADI- Dicle Tolhıldan

ADI SOYADI- Leyla Hanan

1976 güney batı Kürdistan AFRİN kentinde orta halı yurtsever bir ailede dünyaya gelir.1992 yılında Kürt özgürlük hareketiyle tanışıyor ve 1994 yılında Kürdistan dağlarında gerilla saflarına katılarak özgürlük mücadelesini orada sürdürüyor. Xınere, Botan, Behdinan,Hevtanin.vb. Kürdistan dağlarının bir çok alanında gerillacılık yapar.

Dicle Afrin Metina taburunda komutan olur. Metina taburuna gelmeden önce cephe karargâh yönetiminde yer alır, Gülbahar yoldaşının gidişinden sonra görevini daha da yükselterek tabur komutanı olur.

Gerilla komutanı Dicle’nin yoldaşları Dicle’yi şu kelimelerle ifade ediyorlar ‘’ tarz ve yöntemi çok farklıydı, İnsanı anlayabileceği kapasitede yaklaşım sergilediğini, her arkadaşa yaklaşımı, yoğunlaştırma biçimi çok farklı’’ olduğunu söylüyorlardı.

Gerilla komutanı Dicle’nın yoldaşları Diclenin eğitime verdiği önemi ve yoldaşlarına olan ilgisini şu sözlerle ifade ediyorlar ‘’Dicle yoldaş Kendini kış eğitim süreçlerine hazırlardı. Yoğunlaştırdı tartışırdı. Önderliğin Savunmaları çerçevesinde sorular sorardı. Mesela derdi Önderlik neden bu kelimeyi söylemiş? Şunu neden anlatmış buna neden gerek duymuş? Kadın nasıl olmalıdır? Kültürüne bağlılık hangi temelde olmalıdır? PKK içerisindeki arkadaşların duruşu yaklaşımı nasıl olmalıdır? Kürt toplumun kişilikleri nasıl olmalıdır? Nasıl değişime uğramalıdır? Kürt toplumunda gelişim seyirleri hangi düzeyde olmalıdır? Diye sorularla bizi yoğunlaşmalara sevk ederdi’’diye anlatıyorlar.

Onun komutanlığını ve yoldaşlığını anlatan yoldaşları bir komutanın Kürdistan dağlarında nasıl savaşacağını,bir komutanın yoldaşlığı nasıl olacağını “biz Dicle yoldaşımızdan öğrendik” diyorlar.

25 Haziran 2008 yılında Ağrı Tendürek kırsalında Türk ordusu tarafında gerillalara karşı yapılan büyük bir operasyonda özgürlük savaşçısı gerilla komutanı Dicle yaşamını yitirir.

Dicle yeni döneme açılan kanatlaşmanın da kendisi olur. O yoldaşlığa bağlılığın da simgesi olur. Onun komutanı olan Nucan, onun ölümünden sonra, anısına yazdığı yazıda onu şöyle ifadelendiriyor.

“Böyle apansız, bu kadar çabuk gidişinin ardından çok düşündüm. Oysa yüreğim hala inanmamakta ısrarlı. İnsanı sımsıkı saran yoldaşlığına, sevgine biraz daha dokunabilecek miyim diye soruyorum kendime; kaldıramıyor yüreğim. Sıcacık gülümseyişinle resimlerini her gördüğümde, ilk kez duyuyor muşum gibi irkiliyorum hala. Ve her seferinde “ asla da kabul etmeyeceğim!” sözünü yineliyorum. Bir de nasıl cevap olunur, nasıl kendimizde var kılarız sorgulamasını hep yaşıyorum. O keşkeleri söylemek yerine tarzını, yaşam duruşunu, Önderliğe olan bağlılığını esas almalıyım diyorum ya, hiçbir şey yüreğimizde bıraktığın ateşin yakıcılığına kâfi gelmiyor işte. İlle de yanında olmak, sana dokunmak istiyor bu yürek. Seni örnek alarak, bu acıya dayanma gücü yaratacak, anlam verecek ve beni ileriye götürmesini sağlayacağım. Senin Önderliğe verdiğin söze bağlılığını esas alacağım. Hani alan sorumlusu olduğun çalışmadan istifa edince, Önderlik üç gün seninle konuşmamış, üçüncü gün sende “ Önderliğe bağlıyım diyorsan bir daha hiçbir görev için itiraz ve istifa etmeyeceksin” sözünü almıştı. Aşırı zorlandığın zamanlarda da bu söze sahip çıktın. En yakından gördüm bunu. Seninle yaşadım zorlanmalarını. Bütün defterlerinde, hatta tuttuğun tutanakların köşelerinde parantez içine aldığın (her şey Önderliğim için) cümlesi, bu yoğunlaşmanın derinliğini yansıtıyordu. Ben de sana, özgürlük koşusunda her zaman iddiamı koruyacağıma ve seninde dediğin gibi “ teslim olmadan” esas aldığın yolda senin kadar güçlü yürümeye dair söz veriyorum. Ve yine aynı senin gibi sözüne bağlılığınla acımın üstesinden gelmeye çalışacağım.”

Mücadele Arkadaşları