İnsanda düşünme ve anlama yetisi geliştiğinde etrafında gelişen olay ve olguları tanıma ve onları adlandırmaya başladı. Kimi zaman yaşam için yararlı ve gerekli gördükleri varlıkları kutsamaya ve tapmaya da gidebildi. Güneş, su, rüzgar, dağ, ağaç ve değişik hayvanlar konulu nice efsaneler, şiirler, öyküler söylenmiş, yazılmış. Hatta bazen bir kabileyi, bölgeyi ve halkı sembolize eden konumdadırlar.
Mesela Kürdistan denilince belki akla ilk gelen şeylerin arasında dağlar vardır. Uçsuz bucaksız, göklere uzanmış, haşin ve asi dağlar. Tabii bunların arasında da tarihi geçmişi ve insanlığa atfettiği yaratımlarıyla Zagros dağları, Kürt halkının gönlünde ayrı ve çok özel bir yeri vardır.
Zagros bir anlamıyla yani asilik, direniş, yaratıcılık, isyan, mücadele ve özgürlük. Halkının kanlı talanlardan korunmak için Zagros dağlarını en iyi sığınak belleyerek ona güvenmiş, haksızlıklara karşı başkaldırıda hep cesaretli ve yürekli olmuştur.
Zagros dağları yenilgiyi, yıkılmayı, çaresizliği, hele hele teslimiyeti asla kabul edemeyecek denli mağrur ve yiğittir. Zagrosun özlü, saf sütünden beslenmiş olan halkımız da onun içindir ki yılların sömürü, istismar ve talan harabeleri içinden tekrardan dirilip, mücadeleye baş koydu. Böylece Zagros dağları da sayısız özgürlükçünün kanıyla beslenip, direniş tohumunu daha fazla toprağın döl yatağına atmıştır.
Nasıl ki Zagrosun zirvesinde asırların biriktirdiği karlara rağmen, her yıl berfin çiçekleri açılıyorsa, dört tarafı tel örgülerle çevrelenmiş Kürdistan toprağında, genç kadın ve erkekler özgür yaşamı yeşertmek için mücadelelerini yükseltiyorlar. Onların arasında da Zagros yürekli savaşçılar vardır ki Çarçella ve Cilonun soyluluğuyla yaşama bakarlar. Doğu diyarından Zagros yoldaş bunlardan biriydi. İlik görenlere, coşkusu, heyecanı, alçak gönüllülüğü, dürüstlüğü, sabırsızlığı, fedakarlığı ve direnişçiliğiyle hem etkiler hem bir şeyleri, bir yerleri hatırlatırdı. Bu özelliklerin çağrıştırdığı şeyin ne olduğunu uzun süre merak ettik. Bu asilik, yaşama sevinci, başarı hırsı, direniş ve mücadele azmi nereden kaynağını alıyor olabilir ki?
Bu yıl Zagros dağlarını görme fırsatım oldu. Sislerle örtülmüş Zagrosun zirveleri, güneşin doğudan doğuşuyla, birer birer anlatmaya başladı, bağrında yaşanan direniş, kahramanlık destanlarını. Bana bu destanlar bildik geliyordu. Uzun düşünmeye ve hafızamı kurcalamama gerek yoktu. Çünkü Zagros yüreklilerden birini tanıyordum. Onlar yaşamın her anında zirvede yaşamayı biliyorlar. Sıradan, değersiz, özellikle tutsak yaşamı asla kabul etmemeleri Zagrosun özgürlükçü ruhundan esinleniyordu. Bundan dolayı Zagros Tolhıldan yoldaş’da yaşamayı hızlı yaşamayı hızlı olduğu kadar özlü ve anlam yüklü kılınmasını bilenlerdendi. En karanlık ve kuytu gecelerde rotasını şaşırmadan ihanet ve geriliğin dev dalgalarına yenilmeden özgürlük sahiline doğru yelkenleri hep açık ve güçlü tuttu. Adıyla bütünleşmişti adeta. Bu yüzden nasıl ki Zagros dağları gerillanın sevgilisiyse, Zagros yoldaşta arkadaşların gönlünde taht kurmuş, sevgilerini kazanmıştı.
Zagrosun direniş, asalet, kahramanlık sesi, onun yaşamında yankılandı ve her şeyiyle bu gerçekliği dile getirir gibiydi. Bu yüzden diyorum ki o gerçekten Zagrosça yaşadı, sevdi, sevildi ve sevilecek. Zagros yoldaşın şahadeti, Çarçella, Ciloda bir berfin çiçeğinin daha açılması, gökyüzünün pırıl pırıl bir yıldıza daha kavuşması oldu. Biz arda kalanlara düşen ise başarı ve yarattıkları mirası korumak, ona değer katmak ve şehitlerimizi böylece sonsuz yaşatmaktır.
Zagros yürekli Zagros yoldaş birlikte özgür Çarçellada başarı türküsünü söylemek umuduyla diyorum....
Mücadele arkadaşları