Seviyorum toprağımı ve tüm halkımı; bir meşale olmak istiyorum.
Bir sevda şehidi olmak…sessiz çığlığımı duyurmak istiyorum.
Her dağa, taşa isyan mührümü basmak, düşmanıma sormak istiyorum; çocuğunun odasına girerken, onu uyuduğu zaman izlerken, ateşe verdiği bedenler aklına geliyor mu diye? Oynanılan oyunları görmek çok mu zor diye? Neden beş kuruşa karşılık satılmayı kabul ediyorlar? Neden kolaya kaçmak tek adres oluyor diye? Anlamıyorum ihaneti, içime sığdıramıyorum. Her geçen gün Azrail ile olan dansım daha çok hızlanıyor. Kahpe kurşunlara daha çok gülüyorum.
Bir gün bu bedenim kalleş pusu kurşunu altına yatarsa, bilsin ki düşman, kurşun ağlar bedenimde “umuda kurşun oldum” diye. Bedenim alevler ile buluşursa, düşmanın bir kibritiyle, bilsin ki düşman bir özgürlük ateşini de kendisi yakmış, ama göremeyecek kadar kör olmuş. Bedenimde yükselen ateş diyecek düşmana “ben özgürlük ateşiyim, çaktığın her kibritte şehitler kervanına götürdüğüm bir selam elçisiyim, senin ise acı gerçeğinim, ama sen bunu göremeyecek kadar körsün. Görmek isteyenden daha kötü kör yoktur.”
Sen de onlardansın. Yanan her gerillanın bedeninden sayısız gerilla doğar.
Selam olsun şehitler kervanına. Ülkesini seven, dağını-taşını, toprağını-suyunu, ağacını seven. Bir sevda şehidi daha katılır bu kervana.
Oynamak isteyen düşmana oyuncak olmayan, söylenilen son sözün devamı olan, kendi halkının gururu olan gerillam. Kahramanlık çizgisinde başı dik ilerleyen can yoldaşım. Dostuna, yoldaşına, koşulsuzca, şartsızca belini dayayan arkadaşım. “ Heval” kelimesini kutsal kılan gerillam. Sen ki elini güneşe uzatan ateşsin. Yaşamın kıvılcımını keşfedenin savaşçısısın. Sen günü farklı kılansın. Bugünü dünden anlamlı kılansın. Geceye akan yıldızımsın. Her gerillanın en büyük anı, en büyülü günü-gecesi, eylem ve savaş anıdır. Güneşin doğmadığı gecelerde vampirler pusu kurar. Seni kanınla suladığın toprağından kıskanırlar. Sen bu halkın onuru, gururu, cesareti, yarını, umudusun. Sen bu toprağın sevda şehidisin. Gökyüzüne hançer gibi uzanan dağların tacısın. Var oldukça gerilla, anıldıkça şehitler doğacaktır.
Kızıl güneş doğacak, düşecek vampirler birbirine, olacak ilk kurban ihanetçiler. İhanetin damgasını bir gölge gibi taşımak onur mu verir, gurur mu duyulur?
İhanetçisin hiçbir zaman yarını belli olmaz. Kara lekeyi adının üzerine mühürleyip, kendini düşmanın bir lokmasına satan, paralı fahişeliği kabul edip, iradesiz kölelik senedini imzalayan ihanetçinin asla yarını belli olmaz.
KÜRDİSTAN
Mezopotamya topraklarının yabancısı değilim. Kardeşlik toprak paylaşımıyla gelir. Özgürlüğün aşığıyım. Bedenim özgürlük ateşiyle yanıyor. Dünya kalmaz bir renge, kalmaz tek bir dile.
Bedenimiz dağlarda. Aşkımızı özgürlük kervanında, acımızı Amed zindanlarında bıraktık. Sevdiklerimizi ve şehitleri asla unutmadık ve unutmayacağız.
Beşîrî Ovası’nda şehit düşen ve bedenleri ateşe verilen Şehit Serhildan, Şehit Ruken Rojhilat, Şehit Bayram, Şehit Laşer ve Şehit Lezgîn arkadaşlar olmak üzere, Silvan eyleminde şehit düşen Şehit Agît, Şehit Hogir, Şehit Pîro, Şehit Amed ve Şehit Rohat arkadaşların anısına
Jiyan Axîn