Komple Militan Özellikleriyle Yaşayan Yoldaş

Zerdeşt yoldaşın neden gerillada Dersimi soy ismini kendisine aldığını halen bilmiyorum. Birde sürekli Dersim sahasını önermesini de bilmiyorum. Ancak onun daha önce de özelde de son yıllarda da sürekli Dersim’e geçmek için rapor yazdığını biliyorum. Hatta parti onu en son Botan alanına gönderirken daha sonra Botan sahasından Dersim’e geçiş yapabileceğini de söylediğini de biliyorum. Ama yine de neden bu kadar Dersim sevdası sorusuna verilecek cevabım yoktur.

O güney batılı bir arkadaştı. Köyleri Güney Batı coğrafyasının en güzel olan bir yerinde bulunuyordu. Köylerinde insanın sabah uyandığında ilk gördüğün dağ Nurhaklardır. Hani o meşhur Nurhaklar var ya o Nurhaklar işte. Xorto yoldaşımızın bahsettiği o kuzey Nurhaklar var ya işte o Nurhaklar. Sinan Cemgillerin içinde kaldığı ve geçtikleri Nurhaklar işte buralardır.

Nurhaklı olupta soy ismini Dersimi yapmasını doğrusu hep merak etmişimdir. Bizler dünyanın öbür ucunda gelerek Nurhakları görür görmez aşık olarak soy ismimizi Nurhak yapmamıza rağmen o bunu yapmamış ve Dersimi soy ismini kullanmıştır. Bizde birde adettendir herkes ismini ve soy ismini kendisi belirler. Belki yeni gelirken birileri erken davranırda yakın süreçte şehit düşmüş bir yoldaşın ismini de size vermek ister. Ancak tercih sizindir. Kendi ismimizi kendimizin almasının özgürlüğü. Bu özgürlük dünyada neredeyse kimseye tanınmayan bir özgürlük olduğu için paha biçilmezdir.

Evet dediğim gibi Zerdeşt yoldaşı düşünürken hep önce onun Dersimi olan soy ismine düşüncelerim gider takılır. Ne zaman düşüncelerim bu hususta kendilerini özgür kılarlarsa o zaman Zerdeşt yoldaşla olan anılarıma kayarım.

Zerdeşt'i tarif etmek gerçekten zor desek ne kadar insan inanır bilmem ama gerçekten de Zerdeşt yoldaşı yazmak zordur. Onunla yaşayanlar bilir onun yazılmasının ne kadar zor olduğunu.

Zerdeşt yoldaşı sivilde de görmüşlüğüm olmuştu. O da köylerinde o bahsettiğim Nurhakların tam karşısında. Yanımda ise Nurhakların yetiştirmiş olduğu gelmiş geçmiş olan en büyük şair, en büyük yoldaş, en büyük halkçı ve tabi en büyük devrimci Xorto yani Halil Şahin vardı. Doğrusu o oraların en sevilen militanı ve araziyi tanıyan iyi bir militan olarak beni Zerdeşt yoldaşların evlerine götürmüştü.

Zerdeşt yoldaşı tanımadan birkaç ay önce dünyalara değiştirilemeyecek olan Ana’sını ve bir o kadar değerli ve militan olan babasını tanımıştım. Ve tabii İbrahim amcayı ve anayı tanımadan önce de Mizgin yoldaşı yani Elif Gezer yoldaşı Engizeklerde tanımıştım. Elif Gezer yoldaş yani Mizgin, Zerdeşt’in gerilla da olan ablasıydı. 29 Temmuz’u 30 Temmuz 1993 yılına bağlayan gece de TC askeri güçlerinin kimyasal silahlarla katlettiği 18 yoldaştan biriydi.

Evet, ben gerilla da Zerdeşt yoldaşın ailesine çokta yabancı sayılmazdım. Kaldı ki kültürel olarakta yakınlığımız söz konusudur. Hele hele dil olarak aynı yörenin insanları olduğumuz için doğalında bir kültürel benzerlik vardı. Bu kültürel benzerliğin yanı sıra devrim dalgasında bir Apocu militan olarak yer almak Elbistan kırsalında dolaysız olarak Zerdeşt arkadaşın ailesini tanımak demekti. Çünkü Zerdeşt yoldaşın ailesi oldukça yurtsever bir aileydi. Devrimci gelenekleri olan bir aileydi. Bunun içindir ki 1970’lerin başlarında Sinan Cemgiller Malatya’ya doğru yol alırlarken uğradıkları ve kaldıkları ve sonra da Nurhaklar dedikleri yerler bu memleketlerdi. Ve bu Türkiye devrimcilerini ağırlayan, kollayan, saklayan İbrahim amca olmuştur. Yani Zerdeşt yoldaşın babası olmuştur. Hala hatırlıyorum tam Kaşan köyünün karşısında piramit tarzı yukarıya yükselen ve sanki binlerce cam parçasında yapılmış olan bu piramidin üstlerinde İbrahim amca Sinan Cemgil ve yoldaşlarını saklayarak korumuştur.

Evet, Zerdeşt yoldaş böyle bir aileden geliyor. Ve ben bu aileyi 1993 yılında Engizeklerden Nurhaklara doğru yol alırken bir geceleyin Xorto yoldaşın öncülüğünde bal almak için gittiğimde tanışmıştım. Gurup komutanımız aynı zamanda eyalet komutan yardımcımız olan Sarı İbrahim yoldaşın komutasında bizler kuzey Nurhaklara kayarken Kaşan köylerinin içerisinde geçmek zorunda kalmıştık. Aldığımız bilgiler -ki öyle olduğu kesindi -yurtsever insanlardı. Xorto yoldaş köye yakın bir yerde Sarı İbrahim yoldaşa bal alabileceğini söylemişti. İbrahim yoldaşta benle Xorto’yu yolumuzun üstünde bulunan balcılara göndermişti. Ve gittiğimiz balcı tesadüfen Mizgin yoldaşın babasıydı. Birde yanlış değilsem abisi vardı. Kısa bir sohbet ardından bize bal ayarlayıp verdiler. Parasını vermek istediğimizde bolca sözü İbrahim amcadan işitmiştik.

Doğrusu düşmanın her tarafta olduğu bilgisine rağmen, İbrahim amca bizimle epeyce konuşmuş, durumumuzu sormuş, ihtiyaçlarımızın olup olmadığını ne yapabileceğini de ekleyerek tam bir militanca yaklaşımı bize karşı sergilemişti. Çok etkilenmiştim. Uzun zamandır böylesine militanca bir yurtseveri görmemiştim. Bu kadar militanca yaklaşımın arasına tek bir kere Mizgin arkadaşı koyarak sormamıştır. Çünkü onun için tüm gerillalar Mizgin’di ve Mizgin ise bir gerillaydı. Ve Mizgin yoldaş ise bizim Kuzey Nurhaklara gelen gurubun içerisindeydi.

İşte Zerdeşt yoldaşın ailesini böyle tanımıştım. Ve tüm içtenliğimle söylemek isterim ki bu ailemiz bu militanca duruşundan dolayı her zaman bana özel olmuştur. Arada yıllar geçtikten sonra da ara sıra şimdilerde yurt dışında yaşayan İbrahim amcaya selamlarımızı iletmeyi ihmal etmedik. Çünkü İbrahim amca daha doğrusu İbrahim arkadaş kolay unutulacak bir insan değildir.

Bizim kuzey Nurhaklar gezimiz bitiyor ve yeniden Engizeklere dönüyoruz. Bu arada yaşanan çatışmada TC devletinin kullandığı kimyasal silah sonucu Mizgin yoldaşta 17 yoldaşıyla birlikte şehitler kervanına katılıyor. Ben Zerdeşt yoldaşla bu şahadet ardından evlerinde tanışıyorum. Yanlış değilsem okul okuyordu. Dışarıda yani metropollerde gelmişti. Kısa bir tartışmamız yaşanmıştı. Ancak genç olmasına rağmen kendisini yetiştiren ve birikimi olduğu her halükarda göze batıyor.

Arada yıllar geçmişti. Yıl 1997 aylarda nisan’dı. Ben Zap alanında Haftanin alanına bir gurup yoldaşla o zaman Botan eyalet komutanı olan Cemal arkadaşın yanına aynı kış Botan’da yapılan konferans sonuçlarını almak için gelmişim. Burada bu konferans sonuçlarını alacağız ardından da kendi gücümüze bu sonuçları aktararak geçeceğimiz pratik yerlerde uygulayacağız.

Biz bir haftalık tartışmalar ardından geri alanımıza dönerken şimdilerde ismi Şehit Ayhan Dolu olan bu vadi o zaman ismi Dola Bayana’ydı. burada bulunan Fazıl arkadaşın yanına geliyoruz. Bir müddet oturduktan sonra Fazıl arkadaş yanımızda bir hemşerin var demiş ve isminin Zerdeşt olduğunu belirtmişti. Henüz yeni dağa gelmişti. Tanışmak istemiştim. Elimi ona uzatıp durumunu sorduğumda o “merhaba heval Kasım” demişti. Kendimce hiç görmediğim bir gençle yeni tanışacağım ancak o ismimle hitap etmişti. Nerede tanışıyor soruları üzerine, yukarıda dile getirdiğim tanışma hikâyesini anlatmıştı. Doğrusu Zerdeşt yoldaşın gerillaya katılmasına çok fazla sevinmiştim. Mizgin yoldaşın takipçisi olarak dağların doruklarına gelmesi kendi başına saygı uyandıracak bir eylemdi.

Biraz tartıştık aileyi, İbrahim amcayı çevreyi genişçe konuşma imkânı bulmuştuk. Ancak ailenin faşist devlet elinde ne kadar çektiğin de Zerdeşt yoldaş anlatmıştı. Ailede başka tutuklamalar yaşanmış. Zerdeşt yoldaş kendisi daha önce tutuklanmış ve faşizmin esaretinde çıktığında ise onun yolu dağlara çıkmıştı.

Evet, Zerdeşt yoldaşla böyle yeniden dağlarda tanışmıştım. Botan alanına gidene kadar da hep şöyle ya da böyle yakın durduk. Yer yer birlikte çalıştık. Onun şahadetinden önce de büyük cihaz üzerinde o hazır olmadığı için özel selam göndermiştim. Herekollardaydı. Yani komutanlara yaraşacak diyarlarda. Herekol alanına bakıyordu. Yani komutanlaşmıştı. Ve aldığım bilgilere göre de iyi bir komutan olmuştu. Ve buna ben çok sevinmiştim.

Zerdeşt yoldaş dağlarda bir yoldaşın gelişimi için ne gerekiyorsa onu yaptığını söylemem herhalde yanlış olmayacaktır. O zindanda dağlara çıktığında önceleri eğitim almış ancak daha çokta ideolojik eğitimler vermiştir. Hızla Kürtçesini geliştiren Zerdeşt yoldaş bulunduğu tüm ortamlarda eğitimi üstlenen biri olmasını hep bilmiştir. Yine Haftanin alanından sonra o kuzeye, Botan’a gitmiş ve yaklaşık 5 yıl boyunca aralıksız Botan eyaletinde çalışmalar yürütmüştür. O yıllarda en zor olan alanların başında ise Beytüşşebap geliyordu. O burada bir cepheci olarak girilmemiş alan bırakmadığı gibi hem halkı örgütlemiş hem de yoldaşlarının tüm ihtiyaçlarını temin etmesini bilmiştir. Bir ara “çok fazla kaldı çekelim” dediğimiz de eyalet bırakmamıştı. Çünkü Zerdeşt yoldaş yöre halkının tüm sevgisini ve saygısını kazandığı için tam bir güven ortamını yaratmıştı. Ve bunun için halkımızda onun orada ayrılmasını istememişti. Evet, Zerdeşt yoldaş halkçılığı ve zorluklara göğüs germenin ne olduğunu bu pratiklerde herkese göstererek tam bir başarı grafiği çizmişti.

Ardından o güneye gelmiş bir eğitimden geçtikten sonra önce alımcı, daha sonra HPG bünyesinde kurulan Roj matbaasında çalışmış ardından da HPG BİM’in genel sorumlusu olarak basın çalışmalarının koordinatörlüğünü yapmıştır.

O alım çalışmalarında oldukça başarılıdır. Matbaa çalışmalarının kurumsallaşmasında en büyük rol ona düşmüştü. Ancak onun HPG BİM sorumluluğu tüm çalışmalarında en göze batan ve dikkat çeken olmuştur. İç sorunları bolca yaşadığımız bir süreçte çok köklü ve radikal bir ideolojik mücadeleyle o HPG BİM çalışmalarını en verimli bir şekilde yürütmesini bilmiştir. Yaklaşık iki yıl boyunca o bu çalışmayı alnın akıyla yürütmüş ardında da yeniden kuzeye gitme önerisini yaparak yollara düşmüştür. Kuzeye gitmek için yer yer yoldaşlar ayları ve yılları beklerken o basın çalışmalarında çıkar çıkmaz bir hafta sonra direk Botan’a düzenlenmiştir. Ve önceleri gideceği yer onun çok hakim olduğu ve herkesin onu tanıdığı Beytüşşebap olmuştur. Ve o yeniden Gevdanların içine gitmiştir. Böyle erken düzenlenmesi bir de özelde ona olan ihtiyaçta kaynaklandığı kesindi.

2007 yılında Zerdeşt yoldaş Botan sahasına geçmiştir. Dediğimiz gibi önceleri Beytüşşebap ardında Besta ve peşinden de Garisa alanlarında kalmıştır. Birçok çalışmanın içerisinde yer alan Zerdeşt yoldaş özelde 2010 yılında gündüzün ortasında basılan Pervari ilçe baskınıyla ismini yeniden duyurur olmuştu.

Evet, bir komutan böyle süreçlerde geçerek komutanlaşmıştı. Böyle kendisini herkese kabul ettirmiş ve böyle başarılı bir grafiğin sahibi olmuştu. Zorluklardan geçmiştir ama o her zaman bu zorlukları aşarak, geride bırakarak kendi temposunu bulunduğu ortamlara da yansıtarak yoluna devam etmiştir.

Zerdeşt yoldaşın mücadele içerisindeki yaşam öyküsünü kısa olarak böyle ele almışken onun kendisini anlatmadan geçmek doğru olmayacaktır.

Kimdir Zerdeşt Dersimi dediğimiz de önce onun özelliklerini anlatmamız gerekir.

Zerdeşt yoldaş öncelikli olarak insanı kendisine çeken, sıcak, içten, güleç, sevimli ve oldukça da saygılı olan bir insan olarak her ortamda kabul görmüştür.

Zerdeşt yoldaş tam bir eğitimciydi. Öyle ki sade Kürtçesiyle, dolgun birikimiyle, yüksek kavrayışı ve güçlü pedagojik tecrübesiyle insanları ikna etmesini iyi bile bir insandı. O katıldığı ilk günden başlayarak her ortamda eğitim veren, bu konuda büyük uğraş sahibi olan bir yoldaştı.

Zerdeşt yoldaş derken akla ilk gelen özelliklerinden bir tanesi de herhalde hiç yerinde durmayarak çalışan ve emek sarf eden insan akla gelir. O sözün tam manasıyla bir saniye bile yerinde durmayan biriydi. Atom karınca sözü herhalde en çok ona uyar. Bir dakikası boş geçmeyen Zerdeşt yoldaş öyle ki onunla çalışanlar yer yer zorlanabilmişlerdir. Korkunç kendisine yüklenerek fizik sınırlarını da aşan bir emek harcamayla pratiğe katılmasını bilmiştir. Felsefik olarak “durmak ihanettir” sözü de onunla anılması yanlış olmayacaktır. Öyle emek harcayan, emeğinin derli toplu olmasına dikkat eden, emeğinin ürüne dönüşmesi azami de duyarlı yaklaşan Zerdeşt yoldaş bu bağlamda eski kelimeler kullanacak olursak tam bir proleterdi.

Zerdeşt yoldaşı mücadele içerisinde sevilmesine yol açan bir başka neden ise onun ideolojik ve örgütsel sağlam duruşuydu. O içimizde geliştirilmek istenen tasfiyeciliğe karşı amansız bir mücadele sürdürerek örnek olmasını da bilmiştir. Bulunduğu ortamlarda partinin doğrularını egemen kılmak için öncelikli olarak kendisini geliştirmiş ve bununla sınırlı kalmayarak çizgi dışı yaklaşımlara karşı da tavrı net olmuştur. O sözün tam manasıyla tam bir çizgi militanıydı demek onun hak edeceği bir tespit olacaktır.

Yine Zerdeşt yoldaşın başka göze batan ve herkesi etkileyen bir hususu ise yaşamdaki sadeliği ve yaşam duruşuydu. Dışarıda onu gören hiç kimse ama hiç kimse onun bulunduğu ortamda birincil derecede sorumlu olduğunu bilmezdi. Bilemezdi de. Giyimiyle kuşamıyla, insan ilişkileriyle tam bir mütevazilik abidesi olduğu gibi derviş vari duruşuyla da o bilinen bir hırka bir lokma felsefesinin de öncüsüydü. O gerçekten bir hırka bir lokma felsefesine göre yaşayan, buna göre kendisini konumlandıran duruşuyla da göze batmış ve yoldaşlarınca sevilmiştir.

Zerdeşt yoldaşın başka ayırt edici bir özelliği ise kadın yoldaşlara yaklaşımıydı. Belki denilecektir ki o bir alevi olarak doğalında kadına saygı duymuştur. Bu da belki doğrudur ama Alevilerin içerisinde de kadınlara nasıl ters yaklaşıldığını da az görmeyen değiliz. Nasıl iktidarcı kesilerek kadını baskıladıklarını yaşayarak gördüklerimiz de olmuştur. Ancak Zerdeşt yoldaş çok güzel özellilikleriyle kadın yoldaşlarına her zaman iyi bir yoldaş olmasını bilmesini yanı sıra onlarında Zerdeşt yoldaşa değer verdiğini gözlerimizle görerek yaşamışızdır. Ve çoğu zamanda Zerdeşt yoldaşın bu durumunu birazda içimize attığımız hayranlığımızla da saklamışızdır.

Zerdeşt yoldaşı bir de savaşçılığı ile anlatmamız gerekir. O birçok pratiklerde anlının akıyla dik çıkmasını her zaman bilmiştir. Öyle ki uzun süreli gerilla mücadelesinde onlarca eyleme katılarak büyük tecrübeler kazanarak komutanlaşmıştır. Özellikle son Botan pratiğinde dönemin iyi ve profesyonel bir komutanı ve gerillası nasıl olur sorusuna kendi cephesinde cevaplar aramaya kalkışması anlamlıdır. 2010 yılında Botan sahasında Dördüncü Stratejik Hamleye en çok katılan alan Garisa bölgesi olmuştur. Ve bölgenin bir takım komutanı olarak en ileri düzeyde rol oynayan Zerdeşt yoldaş olmuştur. Bir gün boş durduğunu gören olmamıştır. O her gün yeni bir eylemin peşine takılarak güçlü bir devrimci yaratıcılıkla eylemlerin peşinde koşmuştur. Ve o sadece koşmamıştır o aynı zamanda pratiğe bilfiil katılarak, öncülük ederek kendi yapacağı eylemin keşfini de yaparak sonuç almasını bilmiştir. Öyle ki Pervari ilçe baskını yapıldığında 5 koldan ilçenin tüm hedefleri vurulmuş ayrıca geri çekilme hatlarında da düşmana büyük darbeler vurarak dönemin eylem tarzını ortaya koymuştur. Botan’da daha doğrusu Pervari hattında durmayan bir savaş pratiğiyle öncülük düzeyinde komutan Zerdeşt vardır. Bu bağlamda o tüm diğer güzel ve devrimci özelliklerinin yanı sıra iyi bir komutanlık ve gerillacılık örneği de sergilemiştir.

Zerdeşt yoldaşı yazarken birde onun kaleminden söz açmamız gerekiyor. O şiirleriyle ve yazdığı güçlü edebi yazılarıyla da yoldaşlarının yüreğinde taht kurmasını bilmiştir. Öyle ki onun yazdığı yazılar belki de gerillayı en iyi ifade eden, tarif eden yazılardır dememiz gerekir. O bir Botan’ı anlatırken oturup dinlemek gerekiyor. O şehitleri yazarken oturup geçmişe, bugüne, geleceğe dalmak gerekiyor. Öyle ki o bir yoldaşı yazarken hakkını vermeden yazısını elinden indirmeyen biridir. Yine siyasal yazıları, örgüt yazıları derken bir bütünen güçlü bir kaleme sahip olan biri olarak o HPG BİM çalışmaları açısından da önemli ve saygın bir yeri hep koruyacaktır.

Tüm bunların yanı sıra, Zerdeşt yoldaş kompleleşen bir militan olarakta örgütün gündemine sunduğu raporlarıyla, düşünceleriyle de girmiştir. Onun yazdığı raporlar tüm parti yapısını etkileyecek, güçlendirecek değerlendirme ve verilerle doludur. Bundandır ki örgüt yönetimi özelde Zerdeşt yoldaşın yazdığı raporlara çok değer vermiştir.

Zerdeşt yoldaşı kısa da olsa yukarıda söylenenlerle anlatmaya çalıştık. Ancak ilk cümlemizde de belirttiğimiz gibi onu yazmak öyle kolay değildir. Kolay olmuyor da. Olamaz da.

Onu yıllardır tanıyan biri olarak, ona ilk günden bugüne kadar hep özenle yaklaşan biri olarak onun şahadeti çok derinden beni ve yoldaşlarını yaraladığını söylemek istiyorum. Giderek büyük adımlarla kendisini geliştiren Zerdeşt yoldaş böyle erkenden gitmemesi gerekirdi diye de hayıflanmadan edemiyor insan. Onun bu davaya katacakları her geçen gün daha fazlalaşıyordu. Partinin istediği bir militan çizgiye doğru hızla ilerliyor olması genel mücadele açısından da çok büyük bir kayıp olmuştur.

En son 2011 yılında Pervari ilçesine dönük yeniden bir eylem planlamasına gidilir. Eylemin koordinesi Zerdeşt yoldaştır. Eylem çok başarılı geçer. Ne var ki eylemde bir yoldaş yaralanır. Bu yaralı yoldaşı geride bırakmamak için, o yoldaşı kurtarmak için geri eylem yerine dönen Zerdeşt yoldaş bir yoldaşını kurtarmak için girdiği çatışmada şehitler kervanına katılır.

Doğrusu Zerdeşt yoldaşın güçlü yoldaşlık ilişkileri onu başka bir yaklaşım göstermesine de zaten izin vermezdi. Onun yaşam ilkeleri önderliğimizin belirlediği “yoldaşlık ilkelerim” gerçekliği temelinde şekillendiği için o bir yoldaşının tırnağının kanamaması için canını her zaman verebilecek düzeyde yaşama katılmış ve nitekim bu ilkeler temelinde de şahadeti göğüslemiştir.

Zerdeşt yoldaşı anarken onu hep yukarıda sıraladığımız güzel ve seçkin özellikleriyle anmanın dışında başka bir seçeneğimizin olmadığının bilinciyle her yerde, tüm şartlarda ve tüm zamanlarda anacağımızı ve ona bağlı kalarak ona layık olacağımızın sözünü devrimciliğimiz üzerine yeniden veriyoruz.

Kasım Engin