Zehra yoldaş, 1974 yılında yoksul ve yaşamını Çukurova’da tarlalarda çalışarak sağlayan bir ailenin kızı olarak, pamuk tarlalarının cehennem sıcağında doğdu. Bu durum yalnız kendisinin değil, binlerce Kürdistanlı çocuğun gerçeğidir. Bu, Kürdistan'da ezilerek yok edilmek istenen bir halkın dramıydı. Yaşamı dahi kendisine çok görülen bu halk Çukurova'ya savruluyordu. En köle bir şekilde yaşamaya mahkum ediliyordu. Tüm benliği yok edilerek köleleştiriliyordu. Tek yaşam şansının bu olmasından dolayı yüzbinler başta Urfa olmak üzere, Kürdistan'ın her tarafından Çukurova'ya akın ediyordu. Zehra yoldaş, bu halkın çocuklarından biri olarak bu yaşam içinde büyüdü. Ailesinin Arap olmasına rağmen, Kürt halkı ile kaynaşıyor, kendini Kürdistanlı görüyor ve kurtuluşunu da Kürdistan'ın kurtuluşunda görüyordu.
12 Eylül 1980 faşist cuntasının ardından birçok devrimci gibi Zehra yoldaşın ağabeyleri de zindana atılmışlardı. Bu durum, Zehra yoldaşta çocukluğundan başlayıp şekillenerek, düşmana karşı büyük bir kin ve öfkeye dönüşür. Çocukluğunu hep zindan direnişleri, gerillaların mücadelesi, serhildanların etkisiyle geçirir. İlkokulda, son sınıfı okumasına rağmen hızla kendini yetiştirerek, mücadele saflarında yer almayı, gerilla saflarına katılmayı arzu ediyordu. 1991 yılında alanda görevli olan Fidan (Ayten) ve Necla Adanır (Gülten) yoldaşlarla tanışır. Büyük bir coşkuyu yaşar ve sevinç gözyaşları döker. Kısa bir sürede yoldaşlarından aldığı destek ve güçle, kitle faaliyetlerine başlar. Zehra yoldaş çevresinde yurtseverliği ve dürüstlüğü ile tanındığından ve yine Arapça ve Kürtçe'yi bildiğinden dolayı kısa sürede kitlelerin gönlünü fetheder. Öyle ki, çevrede mücadeleye karşı olan aileler dahi kendisine kapılarını açar, O'na saygı duyarlar. Alanda belli bir gelişme sağlanır. Fakat bu yetmemektedir. Daha profesyonelce mücadele edebilmek için, önderlik sahasına gitmek ister. Amacı daha da bilinçlenip güç almak ve Parti Önderliği'ni görmektir. Fakat görev ve çalışmalar göz önünde bulundurularak bu isteği arkadaşlarca bir süre ertelenir.
Daha sonra yoldaşlarının şehit düşmesiyle sarsılır, ama düşmana kin ve öfkesi daha da artar. İntikam yeminini daha derinden ve azimli eder. Ancak düşmanın eline geçer ve tutsak edilir. 15 gün yoğun işkence görür. Burada kararlı bir tavır sergileyerek şehitlere verdiği söze bağlı kalır.
Cezaevinden serbest bırakıldıktan sonra arkadaşlarla ilişkiye geçerek, önderlik sahasına gitme ve Parti Önderliği'nin öğrencisi olma isteğini yineler. Kısa süre sonra önderlik sahasına gitmek için Suruç kırsalına geçer. Burada mücadele içinde taktir ettiği, kendisine örnek aldığı yoldaşı Sevim KABİL (Canan) de vardır.
Suruç'ta ihanetçi hainler iğrenç yüzlerini bir kere daha gösterirler. 7 Ocak 1994 günü bir ihbar sonucu yüzlerce düşman askeri, tank ve toplarıyla operasyona başlarlar. Sabah başlayan çatışma, büyük bir direnişe dönüşür. Suruç ovası, Zehra ve beş yoldaşın "Biji Serok APO" sloganlarıyla inler.
Düşman güç getiremeyince, uçak ve kobralarını devreye sokar. Çatışmada, onlarca düşman askeri ölür.
Canından çok sevdiği, her biri bir dağ parçası olan Sevim KABİL (Canan), Osman YILDIZ (Ferhat), Mezit MUHAMMED (Kemal), Recep BALİ (Musa) ve BİNEVŞ (Dilan) yoldaşların kalleş kurşunlarla teker teker yere düştüğünü gören Zehra yoldaş, asırlık öfkesini, sömürgeciliğe son mermisine kadar haykırır.
Direnişçiliği, cesareti tarihin derinliğinden gelen Zehra yoldaş, soylu kavgaya tutuşan halk neferlerinin düşmana teslim olmayacağı bilinciyle bıraktığı son mermisini öfke dolu yüreğine sıkarak, geride kalan yoldaşlarına yerni bir destan bırakarak şehitler kervanına katılır. O, PKK’nin enternasyonalist özelliğini benimsemiş, dünya insanlığı için canını seve seve veren bir Küdistanlıydı. O’nun son sözleri bizlere rehber olacaktır.
Düz ovada, yüzlerce asker ve mükemmel bir tekniğe sahip olan işgalci güçler uzun süre Zehra yoldaşın cenazesinden korktuklarından O’na yaklaşamazlar ve bu destansı şahadet dalga dalga Harran’dan Urfa’ya, Kürt ve Arap halklarının kardeşliği adına tüm ülkeye yayılır.
Duyan herkes Zehra yoldaşın son mermisini yüreğine sıkarken haykırıp gökyüzüne yükselen sloganlarını yüreğinde hissederek tekrarlar: “Yaşasın Başkan APO”, “Yaşasın PKK” diye...
Adı soyadı: Zehra ÖTÜNÇ
Kod adı: Fidan
Doğum yeri ve tarihi: Çukurova, 1974
Mücadeleye katılış tarihi: 1992
Şahadet yeri ve tarihi: Suruç, 7 Ocak 1994
Mücadele Arkadaşları