Gül Bakışlım…

sehit sarina_seyma_yildizÖlüm bir kez daha gösterdi zamansız yüzünü ve beklemediğimiz bir anda çaldı yüreğimizin kapısını. Zamansız diyorum, çünkü her zamansız gelen misafire kapı açılır. Ve nasıl olursa olsun konuk edilir. Böylesi bir durumda kapıyı açan için tek yaptığı şey şaşırmak oluyor. Kapıyı çalan için ise karşısında neyi bulacağını bilmez ama kapı açılınca da içeri alınmaması mümkün değildir. Çünkü o artık bir tanrı misafiridir. Kim olursa olsun nerden gelmişse gelsin!..

Bize gelen misafir öyledir ki sadece konuk edilir. Ona konuk olunmaz. Ona konuk olmak onunla olmaktır. Oysa bizde o bizimle olur. Bizde ölüm sadece bir konuktur.  Kapıyı çaldığı gibi öylede gider.  İşte gül bakışlım sende ölümü sadece konuk ettin. Onunla gitmedin. Zamansızda olsa gidişin, Yüreğimizin acı bahçesinde bizimle yoldaş oldun. Ölümü seçmedin çünkü ölüm bitiştir. Kör, sağır ve dilsiz olanlar için. Yaşam sadece var olmadır onlarda. Vatansız, ülkesiz ve kölece.  Ardına kadar açarlar anlamsızlığın kapısını. Onlar için ölüm üç günlük ağıt ve üç saatlik ölüler semtine ziyarettir.

Azrail’le kardeş olurlar. Konuk olurlar, Dünyanın öte tarafına.

Bizde ise ölüm denen şey anlam yitimine ulaşmıştır. Yerine direnişin ahengini ezgileştirmek, Yaşamı yeniden anlamlaştırmak ve onuru kutsal bir mabede dönüştürmek kalmıştır. Zamansız da olsa, acı gerçektir ve gerçekte bir tufan gibi vurur duygu Deryamızı. Varsın vursun Gül bakışlım. “Ölmeyi bilmek de kahramanlıktır” der yüce önderimiz.  Ölüm binlerce yoldaşta efsaneleştiği gibi sende de özgürlüğe yürüyüşün adımları oldu. Çünkü Dağlar ölümsüzleşmenin arayışında olanların mekânıydı.

İnsanlık dağların zirvelerinde yüceldi. Zağroslardan Toroslara kadar uzandı. Tanrıçalar kadınca kutsal yaşamın adını bu dağların kavisinde oluşturdu. Aradan binlerce yıl geçmesine rağmen tarih tekrar tekerrür ediyor, Sende ve senin gibi yoldaşlarda.

Kimse sanmasın ki tanrıçalar terk etmiş bu diyarları. Yüzyıllar boyunca uzak kalmış olabilirler ancak şimdi tekrar dağlara özgür yaşamı geri getirmek için yüzlerce kadın yoldaşta buluyorlar temsilini. En sonda sen ve Beritan  yoldaş da Tanrıçaların diyarına yolcu oldunuz. İnsanlığa beşiklik etmiş zirvelerde, önce İnannaya misafir oldunuz, sonra Zerdüşte. O nedenledir ki adını Avesta Zerdüşt koymuştun. Zerdüşti yaşamın arkasından giderken özgür yaşam patikalarında, dağların yüce zirvelerinde hep bir Kartal gibi uçmak istedin. Ta ki soluğu Munzurlarda alana dek…

Orada buluşmak istesen de hayallerinle Dersim hep seni bekleyecek. Nasıl ki Dersimi yüreğine kazdıysan şu an Botan, Amed, Serhad, Mardin Amanoslar tüm onura bahçe olmuş sevda mekânları seni yüreğine kazdılar. Ve oralarda soluğu aldın. Çünkü bu mekânlar özgürlük tarihinin motiflerle nakşedildiği destansı aşkların yazıldığı kutsal mekânlardır. Lanetli Tarih bazen bunun böyle olduğunu unutmak istese de yaşanılanın unutulamayacağı hele birde şahitleri varsa yaşanılmamış gibi göstermeye çalışsa da,  zamanın kendisi de buna tanıklık etmiştir, sana ve senin gibi binlerce yoldaşa.

Bunu görmezden gelmez. Bazen zaman, zamansızda gösterse yüzünü, bir kere yaşanılanları yaşamıştır.  

             Evet Gül bakışlı yoldaşım seni okumak, seni yazmak zorda olsa çocuksu coşkunu, yaşamsal olgunluğunu görmemek mümkün değil. Hani diyoruz ya insan hayalleri büyüklüğü oranında yaşar. Bunu sen de kendi duruşunla her anına sığdırmaya çalıştın. Yaşam ve anlamı, zamanın bizi kuşatmaya çalıştığı bir anda tüm kötülük tanrılarının Marmara’yla savaştığı ama derinliğine yenilmekte kendilerini kurtaramadığı bir direniş çağında sende dağların derinliğini bir kez daha düşman gerçekliğine gösterdin. Derinlikler her zaman gizemlidir. Ve korkutur. Cesaret onun yoldaşıdır. Cesarete yoldaş olanlar derinlikle bütünleşir ve anlamaya çalışır. Ama cesaretsiz olanlar ise boğulmaktan kendilerini alı koyamazlar. Tıpkı sizin direnişiniz karşısında boğulan düşman gibi.

Dedim ya gül bakışlı yoldaşım,

Zamansızda olsa gidişin,

Dikenlide olsa güller,

Onların güzelliğinden kendini alıkoyabilmek mümkün mü?

Gül bahçesinden geçerken koklayamamak elde mi?

Ve bülbül,

Bülbül Gülsüz olur mu?

İşte, zamansızda olsa gidişin her gitmelerin birde yarattıkları var. Zamansızlık artık yitime uğramış ve yaşam yeni zamanlarda arayışa devam edecek. Onurun kutsal mabedine ulaşana dek.

 Bu uğurda seninle olmak seninle yaşamak için bir kez daha and olsun yoldaşım.

Özgür yarınlarda buluşacağız.

                                                                                                                                                                                         HAVİN TEKMAN