“Onu Bir Yeni Katılım Olarak Değerlendirmek Olası Değildir”

“Havin” kod isimli YJA STAR gerillası Ayşe İşcen; 1990’lı yıllarda Botan’da yaşanan halk serhildanları sürecinde Şırnak’ın Balveren havin ayşe_işçenBeldesi’nde yurtsever bir ailenin kızı olarak dünyaya gelir. Daha çocuk yaşlarda halkın serhildanlarına ve gerillaların savaşına tanık olur. Bu duygu ve düşüncelerle Botan’ın bağrında büyür. Ortaokul mezunu olan İşcen’in ailesinden ve yakın akraba çevresinden onlarca bedeli vardır ve bu bedellere bağlılık temelinde mücadeleye yönelir. Bir süre siyasi mücadele içinde yerini alır ve gençlik çalışmalarına katkı sunar. Bu yüzden yurtseverlik kültürüne yabancılık yaşamaz. Büyük bir tutku ile mücadele arkadaşlarına bağlanır. Yaptığı işlerin ağırlığının farkındadır ve her zaman başarmayı esas alır.
Siyasi çalışmalarda olduğu gibi askeri çalışmalarda da canlılığı ve moralli katılımı esas aldığını belirtir silah arkadaşları. 2010 baharı Botan üzeri gerillaya katılan İşcen; kısa süre içinde yetkinleşir ve hareketli takımlarda yerini alır. Dürüst ve sade bir kişiliğe sahip olan İşcen; mücadeleye bağlılığını güçlü bir şekilde sürdürür ve kısa sürede arkadaşları arasında sevilen biri haline gelir. Mücadele içinde yeni olmasına rağmen İşcen; yaşama çok güçlü bir şekilde katılır ve özellikle kadın kurtuluş çizgisinde kendi gerçeğini tanımak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu militanlık ölçülerine ulaşmak çabası içinde olur. Büyüdüğü topraklarda gerillacılık yaptığı için pratik anlamda bir zorlanma yaşamayan İşcen; yaşamdaki iradeli ve kararlı duruşunu 14 arkadaşıyla birlikte yaşamlarını feda ettikleri Besta direnişinde ortaya koyar.
İşcen ile aynı dönem gerilla saflarına katılan ve aynı yeni savaşçı eğitiminde yer alan silah arkadaşı Abbas Herekol onu; “Eğitimimiz Herekol tarafında başladı, Besta’da bitti. Eğitim bittikten sonra birlikte eğitim gördüğü arkadaşlardan ayrılmak onu çok etkiledi. Yoldaşlarıyla sürekli bir diyalog halindeydi. Kendisini eğittiği kadar yanındakileri de eğitirdi. Tüm yoldaşlarının başarılı olmasını, iyi işler çıkarmasını, gelişmesini isterdi. Bizimle tartışmalarında eleştirmekten de geri durmaz, bizim kendimizi geliştirme konusunda yeterli çaba harcamadığımızdan yakınırdı. Yaşamda yetersiz kaldığımızı, tüm yoldaşlarla ilişkilenmediğimizi vurgulardı. Onun dedikleri doğruydu. Yaşamın her alanında, bir iş yaparken hep moralli ve coşkuluydu. Heyecanı hiç azalmazdı. Hizmette öncüydü.” sözleriyle anlatıyor.
İşcen’in yeğeni, HPG gerillası Rezan Cudi; şunları dile getiriyor teyzesi ve silah arkadaşı hakkında. “Havin arkadaş benim teyzemdir. Şırnak’ın GundikeMelle köyünde doğdu. Ben de köyde olduğum için birlikte büyüdük, okula gittik. Feodal yapılanmadaki yurtsever bir aile ortamında büyüdü. Kürdistan’da feodal düşünce tarzının en yoğun yaşandığı yerlerden birinde yaşamış olmak itibarıyla kadına bakışın ve baskının yansımasını derinden hissetti. Örneğin ancak yedi yıl okula devam edebildi. Sonra ev işleriyle uğraşmak zorunda kaldı. Buna eve hapsedilme de diyebiliriz. Artık eve bağlanmıştı. Lakin Havin arkadaş ailesinin baskılarını içine sindiremiyor, kabullenemiyordu. O bana bir teyzeden çok arkadaş gibiydi. Yaşadığı zorlanmaları benimle paylaşır ve dağa, gerilla saflarına gitmek istediğini söylerdi. Biz o dönemlerde arkadaşları görürdük. Havin arkadaşın yanına bir gün gerilla saflarında olan ve daha sonra 2011’de şehit düşen dayısı Haşim arkadaş geldi. Havin arkadaş Haşim arkadaşa düşüncelerini aktarınca gerillaya katılma istekleri yerine geldi.”
20 yıl sonra dayısıyla karşılaşan İşcen’in büyük bir moral aldığını belirten Cudi sözlerini şöyle sürdürür: “Haşim arkadaş, Havin arkadaşın yeni doğduğu günlerde PKK saflarına katılmış bir devrimciydi. Aynı zamanda dayısı olan bu eski gerillayı ilktir görüyordu. Onu görmek büyük moral vermiş ve partiye daha çok bağlanmasını sağlamıştı. Hiç görmediği, yirmi yıldır dağlarda olan dayısını gerilla olarak görmüştü. Farklı bir sevinç yaşıyordu. Ben de onunla birlikte katılmıştım gerilla saflarına. 2010 yılının Temmuz ayıydı. Bir süre sonra da yeni savaşçı eğitimimiz başladı. Havin arkadaş evde yaşadığı baskılardan kurtulmanın ve gerilla olan dayısını görmenin verdiği üstün moralle eğitime yüklendi. Haşim arkadaşı sık aralıklarla görmesi onun moralini hep diri tutuyordu. Moralli katılımı eğitim devremizi de son derece etkiledi. Arkadaş, devremizin en genç olanlarındandı. Ama bunun yanı sıradevrenin moral kaynağıydı.”
Eğitimin ardından ayrı ayrı birliklerde yer aldıklarını ifade eden Cudi; “Eğitim bitince her birimizin düzenlemesi farklı alanlara yapıldı. Havin arkadaş Besta alanının hareketli takımına gitti. Bir yıl boyunca görüşemedik. Ertesi yılın baharında Kato’da karşılaştık. Bilinir, oraların karı çoktur. Uzun geçen kıştan ötürü kapsamlı eğitim görme olanağı vardır. Onu kış çıkışında Besta alanında yeniden görebildim. Morali yine yüksekti, duruşu ve teorik bilgilenme düzeyi oldukça gelişmişti. Gördüğüm değişim beni oldukça etkilemiş ve şaşırtmıştı. Yaşamda fedakârdı. Her işe koşturur, görev olsa kendisini önerirdi. 2011 sonbaharına kadar böyle aralıklarla da olsa görüşüyorken o dönemden sonra birbirimizden koptuk. O kışın Besta alanına yönelik düşmanın çok sayıda operasyonu oldu. Kış çetin geçiyordu, kar çok yağmıştı. Dışarı çıkmaya olanak yoktu. Gelişmeleri telsiz muhaberelerinden ve radyodan izleyebiliyorduk.Şahadet haberini de böyle alabildik” diye sözlerini tamamlıyor. 
Havin” kod isimli YJA STAR gerillası Ayşe İşcen’i katıldığı dönemden tanıyan YJA STAR gerillası Rojbin Mahir; “Katıldığında yanımıza geldi. İki akrabasıyla birlikte gelmişti. Onun gibi yeni katılan arkadaşları eğitime aldık. Eğitimdeki duruşu ve katılımıyla diğer bütün arkadaşlara örnek oluşturdu. Parti ve gerilla yaşamıyla tanıştıktan sonra büyük bir moral ve coşku kazandı. Asi biriydi. Moral, coşku ve heyecanıyla diğer yoldaşlarını imrendiriyordu. Katılımı onun bağlılığının ne düzeyde güçlü olduğunun ölçüsüydü. Pratikte de örnek özelliklerini sürdürdü. Ön cephelerde yer alarak savaşa katılmak, düşmanı tanımak istiyordu. Umutları bu yöndeydi.”ifadeleriyle İşcen’in yaşamdaki duruşunu dile getirir. 
İşcen ile bir kışı Kato Jirka alanında birlikte geçirdiklerini hatırlatan Mahir; şunları söyler:“Oranın koşulları oldukça zorludur. Altı ay boyunca dünyadan kopuk halde bir mağaraya kapanıp kalırsınız. Güneşi bile görmek olası değildir. Altı ay yer altında eğitim görülür. Bu süre, kişilik savaşımı ve kendisini yeniden oluşturma yönündeki mücadeleyle geçer. Havin arkadaş o koşulları öğrenme, partiyi, önderliği, gerillacılığı tanıma çabasıyla geçirdi. Böyle olunca zorlukları hiç umursamadı. Açlık ve soğuk onu tasalandırmadı. Eğitime coşkulu katılım istemi onu o koşullarda ayakta tutan temel olguydu. Duruşu ve katılımıyla başı çektiğini söyleyebilirim, hiç de yeni savaşçı olduğunu göstermiyordu. Önderlik çözümlemelerini okurdu. Hedefi pratiğe daha iyi katılmaktı. Havin arkadaş ömrü boyunca ilk kez o koşullarda yaşamış olduğundan kamptan çıkışta ayakları şişmişti. Ama o savaş sahasından, kuzeyden kopmayı hiç düşünmüyordu. Çok güçlü bir iradesi vardı. O haliyle üç gün yürüdü. Bu dayatmaları sonuç verdi ve Havin arkadaş kuzey sahasında kaldı.”
İşcen’in yeni olmasından ötürü Medya Savunma Alanları’na gönderilmek istendiğini fakat buna itiraz ettiğini belirten Mahir; sözlerini şöyle tamamlar:“Havin arkadaş yoğun dayatmalarla arkadaşları caydırdı bu kararlarından. Büyük moral vermişti bu tavrıyla. Botan’da kalmak istediğini kararlıca ifade etmişti. Gerçekten de o günden sonra Havin arkadaş çok güçlü bir katılım sağladı. Pratiğe katılımıyla örnek gösterildi. Hamza arkadaşlarla birlikte Besta alanında şehit düştü. Orada büyük bir direniş gösterildi. Şehit oldukları yer kış kampıydı. Düşman yerlerini belirledikten sonra yoldaşlarımız mevzilenir ve düşmanın gelmesini beklerler. Çatışma başlar. Çatışma tüm yoldaşlar şehit düşene kadar da sürer. İradesizlik ve korkuya yer yoktu orada. Son ana kadar mücadele etmek vardı. Havin arkadaş da bunu yapanlardan birisiydi. Yoldaşlarını bırakıp dönmedi. Onlarla birlikte çatışıp birlikte şehit düştü. Ronahi, Zilan ve Aysel yoldaşlar da onun gibi direnmeyi seçtiler. Düşman karşısında pes etmediler. Düşman onları çepeçevre kuşatmış olsa da onlar son mermilerine kadar savaştılar. Böyle bir tavır ortaya koyan Havin arkadaşı bir yıllık bir savaşçı olarak değerlendirmek olası değildir.”

 Mücadele Arkadaşları