Sizler için de birkaç değerlendirme yapmak istiyorum. Üzülmeyin, halay çekin! Biliyorsunuz ki ben halay çekmeyi çok seviyorum. Halay çektiğim zaman kanatlanıp uçtuğumu hissediyorum.
Ben doğanın bir çocuğu ve evrenin küçük bir parçası olarak söylüyorum ki; kutsal bir yaşamın kanun ve ölçülerini yerine getirmek ve yaşamıma anlam vermek istiyorum. Bende bir meyve ağacı gibi acı çeken halkıma ürün verme zamanına geldiğime inanıyorum. Elleri havada kalmış çocuklara ve boğulmuş hayallere bir umut olmak istiyorum. Az da olsa acı çeken kadınların özgürlük molekülünü geliştirmek için bir atom olmak istiyorum. En önemlisi de İmralı Adası etrafındaki mumlar içinde bir mum olmak istiyorum. Size şunu belirtmek istiyorum ki artık egemen devlete, yalancı ve zalim erkeğe bir cevap vermenin zamanı gelmiştir. Bunun için 15 Şubat gecesini içimdeki kin ve nefreti bir volkan gibi patlatarak bunların cezalandırılacağı bir geceye dönüştürmek istiyorum.
15 Şubat gecesi Mazlum DOĞAN, Zekiye ALKAN, Berivan, Ronahi, Rahşan, Sema, Fikri BAYGELDİ ve zincirin son halkası olan Serdar ARI’nın bedenindeki ateşi yüreğimde hissetmekteyim. “Ya özgür bir yaşam ya da onurlu bir ölüm!” “Bijî Rêber Apo” sloganları kulaklarımda çınlıyor, beynimde üst üste yankılanan ses dünyaya sesleniyor. Bu ses amaca kilitlenişimin sesi olup eylemdeki amacımın başarısını yüzde yüz garantiliyor. İçimde Sema ve Serdar’ın alevleri gürleşirken hiçbir zaman Başkan Apo’nun etrafındaki ateşin soğumasına izin vermeyeceğim. Çok zorlu geçen bir kış içinden bedenimdeki ateşin acısıyla mesaj vermek ve çağrıda bulunmak istiyorum. Bu mesajım özgürlük mesajıdır. Hepinizi Başkan Apo’yu korumaya, başarıya ulaşmak için eylem ve mücadeleyi yükseltemeye çağırıyorum.
Selam ve saygılar
15. 01. 2006
Başkan Apo’ya Hücre Cezasının Verildiği Gün