"Aşk Koşucuları Yorulmazlar"

"Aşk Koşucuları Yorulmazlar"

ReberApo

Şehit Tolhıldan’a…
HevalTolhıldan’a ilk baktığınızda dikkatinizi çeken şey utangaçlığıydı.Sonrasında beş parmağını açıp, gittikçe seyrelen saçlarına, yani kafasına vurup, unuttuğu yada kızdığıtolhıldan yunus_mutlu şeyleri dile getiriş şekliydi. HevalTolhıldankendi toprağının sevgisini, umudunu ve duruşunu taşıyordu. Urfa'nın yiğitliğini, insan sevgisini taşıyordu yüreğinde, gülüşünde.
Heval Fuat, Önderlik gerçeği dersini vermek için yanımıza gelmişti.O dönem çok güçlü bir eğitim süreci geçirdik.O dönem düşman ideolojisinin somut yansıması olan ‘sigarayı’ almıştık gündemimize.HevalTolhıldan da içen arkadaşlardandı. O da kalkıp düşmana bir kez daha tavır koydu.Bir daha içmeyeceğine dair tüm yoldaşlara söz verdi. Söz verip sözünü tutmayan arkadaşlar oldu ama o hiç taviz vermedi.Bu bir Kürt kültürüydü. İçtiği su, soluduğu hava, secde ettiği kutsal güneşin HevalTolhıldan’daki ifadesiydi. Sözünün sahibiydi. Peygamberler şehrinin bir parçasıydı. Çok doğaldı. Utangaç olmasına rağmen duygularını eğitimlerde çok doğal, sade, içten dile getiriyordu.
Devre eğitimini görürken bazen erzak taşımaya giderdik. Bir gün yine eğitim dönüşü yol üstü olan alıma erzak almaya indik. Deliler gibi koşuyorduk. Hepimiz birbirimizi geçme heyecanıyla kanatlanıyorduk Kürdistan dağlarında. Her birimiz bir patates çuvalını sırtlayıp geldik. 10 kg'lık çuvallardı.Bende birini sırtıma almış yürüyordum. Baktım arkamda HevalTolhıldan. Ona yük kalmamış. Feodal gururu devreye girmiş yine;ona nasıl yük kalmaz, nasıl eli boş kampa gelecek. Bana "HevalNewal yükünü bana ver ben götüreyim." dedi. Ben "Ne fark eder HevalTolhıldan, ha sen ha ben, götürüyoruz işte." dedim. Beni ikna edemediğini görünce, patates çuvalını omzumdan alıp kaçtı gitti.Ben öyle şokta kaldım. Sonunda kampa eli boş gitmedi.
Çok feodal bir ortamda büyümüştü. Aşiret ortamında, aile içindeki kadınları bile doğru düzgün görmemiş.Aşiret kültürüyle yetişmenin parti içerisinde kendisiyle getirdiği zorlanmaları vardı. Tarihi, unutulmaz potlar kırardı. Yeni savaşçı eğitimindeyken kamp içinde patikada yürürken bakıyor bir kadın arkadaş önde yürüyor. Tabii hevalTolhıldan’ın çok zoruna gidiyor,nasıl bir kadın önde yürür diye. O kadın arkadaşa“Sen geç arkamdan yürü.” diyor. Arkadaş onu biraz tanıdığı ve yeni savaşçı olduğunu bildiği için sesini çıkarmıyor. Bu anısını muhtemelen kimseye anlatmazdı fakat zorlanan bir arkadaşa moral olması, onun gülmesi için bu tarihi potunu anlatıyor sanıyorum.
HevalTolhıldan’ın utangaçlığı, feodal yapısı hep göze çarpardı.
Yine bir gün, eşekle suya gidilecekti. HevalTolhıldan semeri bağlamadan heybeyi eşeğin sırtına atıyor. Sonra da ne yaparsa yapsın yükü bağlayamıyor. Ardından yanındaki arkadaşa “Ya bu yük neden olmuyor?” diye soruyor. Arkadaş ona “HevalTolhıldansemer nerde?” diye sorunca,HevalTolhıldan yine her zamanki gibi beş parmağını kafasına vurup dalgınlığını hatırlıyor.O dönem bir takım arkadaş Kandil savaşına takviye gittik. HevalTolhıldan yer almak isteyen arkadaşlardandı.Düşmana vurmak için gidememenin onda yarattığı dalgınlıktı.
Sonrasında o ve ondan daha utangaç olan Ş. Dozger arkadaş Botan'a gittiler. Duyduğumuzda “İki utangaç Botan’a gitti” deyip gülüyorduk.
Operasyon eğitiminde kişilik çözümlemeleri yapılırdı her zaman. HevalTolhıldan yine bir gün bize yakalandı. Kadın arkadaşlar iki gün üst üste mutfakçıdır diye aç kalmıştı. Karargâh yönetiminden bir kadın arkadaş gelmişti yanımıza ve onun neden bu kadar utangaç olduğunu sormuştu.Onu mutfağın kapısından bakıp bakıp geri dönerken görmüş ve nedenini anlayınca şaşırmıştı. HevalTolhıldan‘yine aynı soru’ diyen bir yüz ifadesiyle HevalDozger'igöstererek "Yoldaş, ben HevalDozger’den daha utangaçtım eskiden" diyerek durumu açıkladı. Tabii hepimiz bir kahkaha attık. Diğer arkadaş “Ölçüye bak ölçüye!” deyince gülüşlerimiz yankılandı kampta.HevalTolhıldan utangaçlıktan kurtulamamıştı. Ve değişim ölçümüz en utangacımız, daha önce imamlık yapan HevalDozger olmuştu.
Gülüşünde Urfa'nın güzelliği, güneşin kutsallığı dökülürdü soframıza. Botan’da gösterdi onu teslim almak isteyen alçaklara, bir Kürt’ün intikamını. O dönem elini kaldırıp teslim olan alçaklara kızgın, yakıcı bir cevaptı. O kendi toprağının kutsallığıyla, inadıyla, tutkusuyla çatıştı. Yoldaşlarının yanındaydı. Ondan daha utangaç olan HevalDozgerde yanındaydı. En büyük ayıbın ne olduğunu biliyordu. En büyük ayıp kendi toprağına, yoldaşına ihanet etmekti.
Kapitalizmin çirkinliği, yüreği çürüten, toprağından koparan grileştiren çirkef eli yetişememişti onlara. Yenildiler, yenildiler bak. Nasıl çatıştın çirkinle, alçakla, ihanetçiyle. Alamadı yüreğini bizden.
Silahları bırakın, teslim olun diyen birçok alçağa verilen cevaptı Şehit Tolhıldan ve mücadele yoldaşları.
Mücadele Yoldaşı
NewalAsmin