Halkların Birliğinin Simgesi Rumet Yoldaş

Dağların doruklarında yükselen mücadele, her ulustan destan olacak yürüyüşlere mührünü basmıştır. PKK’nin ilk grubu Kürt ve Türk gençlerinden oluşuyordu. Bu nedenle PKK halklarınsehit rumet birliğinin adı olmuştur. Tüm halkları kucaklamaktadır. Mücadelesinin başından itibaren bu bir gerçeklik olarak açığa çıkar ve bugüne kadar da bir gelenek gibi sürmektedir. Bundan önce bu ülkenin kaç kızı ve oğlu sarp kayalıklarda seslendiler kim bilir? Onların çığlıklarını kimse duymadı, kimse yazmadı. Ama dağlar tanıktır. Kimse duymasa bile dağlar konuşuyorlar. Çünkü dağların kuytuluklarında kaynaklarına dönüyorlar. Tarihin derinliklerine dalıyor ve bu şekilde insanlığın ve doğanın gerçeğine ulaşıyorlar.
Bir gerillayı tanımlamak… Bir gerillayı tüm güzelliği ve renkliliğiyle kaleme almak. Onların kişiliğinde renk vermenin güzelliği adlandırılabilsin diye belki de tarihin derinliklerine girmek gerekecektir. Binlerce kahramanın adının verildiği sıradağları adlandırmak.
Onların tüm yaşamları “Özgür bir yaşam olmalı ya da hiç olmamalı!” sloganında anlam buluyor. Aydınlıkla karanlığın çatışmasını en çok da onlar yüreklerinde hissediyor olmalılar. Şafak vakitlerinde özgürlüğü ve güneşi kucaklamak onlar için vazgeçilmez. Onlar zaman içinde çok şey yaşadılar, yaşadıkları pek çok şey de onlar için geçmiş oldu ama birlik ruhu onların yüreklerinde her daim güçlü, canlı ve anlamlı kaldı. En umutsuz, sevginin kaybedildiği anlarda bile bu umutlu kimseler kendilerini ayakta tutabilirler. Kalemimizin gezintisinde bu kez de bir ulustan bir başka ulusa geçiyoruz. Bu kez mücadelesiyle halkların birliğinin simgesi olmuş Rumet Antep adlı Türk gerillanın öyküsünü sizinle paylaşıyoruz.
Mehmet Kocaakça, gerillada tanınan adıyla Rûmet Antep 1983 yılında Antep’te gözlerini dünyaya açar. Türk asıllıdır. İçinde yaşadığı toplum kendisini özgür olarak adlandırsa da Rumet, ülkesinin özgürlüğünün Kürt ulusunun özgürlüğünden geçtiğinin farkındadır. Bundan dolayı çocukluk yıllarında yurdunu kurtarma arayışına girer. Ülkesinin demokratikleşmesinin yolunu da Kürdistan dağlarında mücadele etmekte görür. Bu temelde 2004 yılında gerilla saflarına katılır. Gerillacılığını Xınere, Xakurke, Erzurum alanlarında geçirir.
Yeni savaşçı eğitimini ‘1 Haziran Atılım Devresi’ adının verildiği bir eğitim devresinde görür.  Kürt özgürlük mücadelesinin tarihinde 1 Haziran Atılımı aşaması çok önemli bir süreçte başlamıştı. 1 Haziran hamlesi özgürlük mücadelesini çürütmek, etkisizleştirmek isteyenlere “dur” deyişti. Tüm gücü ve olanaklarıyla tasfiyeciliğin üstüne gidiş, kendini yeniden yaratmaydı. İşte Rumet de böyle bir dönemde gerilla saflarına katılır. Onun katılımı bir yandan tasfiyecilere yanıt olurken, diğer yandan da bu hamlenin ruhuyla kişiliğini yeniden yarattı. Bu katılımı esas aldı ve o bundan sonra bu ruhla özgürlük mücadelesine katılacaktı.
Türk bir arkadaş olmasına karşın kısa bir dönemde yoldaşlarının sevgisini kazanır ve komuta sorumlulukları üstlenir. Zaten komuta özellikleriyle arkadaşları arasında sevilirdi. Gençlerle genç, yaşlılarla yaşlı bir komutandı. Emeğin olduğu yerde Rumet vardı. Bu fedakârlığıyla yoldaşları arasında çok sevilirdi.
Hamleye daha iyi katılmak için yoğunlaşmalara giren Rumet arkadaş taktik geliştirme konusunda da yoğunlaşmalara başlamıştır. Bu yoğunlaşma sonucunda Rumet, mücadelesini en sıcak alanlarda sürdürme kararına ulaşır, kuzey alanlarına geçme önerisi yapar. Rumet’in önerisi örgüt tarafından kabul edilince 2008 yılında yönünü Erzurum eyaletine çevirir. Kuzey alanlarına geçmeden önce sevincini ve heyecanını şöyle dile getirmişti.
“Dışarıda fırtınayı andıran bir rüzgârın ağaçları tüm şiddetiyle salladığı o gün yaşadıklarımız kalbimde depremler yaratmıştı bile. Hele bir bahar gele hevalim; bu ateş dayanılmaz oldu. Yayılmak ister. Hain yüreklere yayılıp yakmak ister.”
Uzun bir yolculuğun ardından ulaştığı Erzurum alanında aynı duruş ve fedakârlığını sergiler. Erzurum alanında en sıcak mücadele sahalarında Rumet devrimci duruşuyla tanınır. Bu alanda yalnız yoldaşlarınca değil, bu duruşu nedeniyle halk tarafından da sevilir. Yoldaşları ve halk arasında ilişkilenme tarzıyla etkili olur. O mücadele yıllarında PKK ruhunu en doğru biçimde yaşar ve yüreğine eker. Hem yaşamsal alanlarda hem de savaş alanında her zaman kendisini yoldaşları için feda edebilecek bir duruş kazanır.
Süreç karşısında yaşadığı kararlılık düzeyini, tuttuğu günlüğe şu sözlerle yerleştirmişti.
‘‘Yakıcı bir sıcaklık altında, yemyeşil hafif ıslak çimen üzerinde, ufak ama güzel bir su kenarında kalem elde 2011 başlangıcı düşündüm. Önderlik başta, parti, halk çok kararlı. Biz de bu kararlılıktan payımıza düşeni alabilmek için dağlara gönül verdik. Kararlılığımızı dağların kucağında büyüteceğiz.’’
Ama bu alanlarda uzun süre yaşayamaz. 23 Mayıs 2012 günü Muş’ta Türk ordusunun bir operasyonu sonucu çıkan çatışmada iki yoldaşıyla birlikte yaşamını yitirir. 
Kürdistan’da özel savaş rejiminin en geniş bir biçimde kök salarak hiç bir uyanışın, başkaldırının gelişmemesi için yoğun çaba harcadığı Antep’ten 2004 yılında saflarımıza katılan 1983 Antep doğumlu Rumet arkadaş bu sisteme karşı sessiz kalınmaması gerektiğinin bir kez daha altını çizen güçlü bir kararlaşmayı yaratarak mücadeleye başlamıştır. Xınere, Xakurke ve Erzurum’da pratik gerilla sahalarımızda kalan Rumet arkadaş ideolojik olarak kendini yetkin kılan bir yoldaşımız olmuştur.
“Sıcak mücadele sahaları insana mutluluk veriyor.” diyen Rumet arkadaş kuzey yolculuğuna kesin başarı ölçüsünde adım atmıştır. Bilincin ve bilinçli olmanın örnek bir militanı olan Rumet arkadaşımız bulunduğu tüm alanlarda güçlü katılımı ile dikkat çeken bir yoldaşımız olmuştur.”
Rumet gibi nice yiğit, fedakârlıkla özgürlük yolunda ilerlemenin yaratıcısı oldular. Binlerce yiğit onlar gibi özgürlük meşalesini kaldırdılar ve bu mücadeleden soğumadan her defasında ruhlarını koydular ortaya. Önderliklerinden, mücadelelerinden, yoldaşlarından asla kopmayacak savaşçılar oldular. Her dönemde son derece direnişçi bir gerçeklikle özgürlük yolundaki ilk adımlarını attılar. Özgürlük mücadelesinin tarihinde büyük bir saygıyla anılmayı ve milyonların yüreklerinde yer edinmeyi hak ediyorlar.

 Mücadele Yoldaşları