Gulan arkadaşı değerlendirirken onun gerek mücadelesi gerekse de tarihte ezilenlere egemenler tarafından dayatılan komplo gerçeğini de ele almak zorundayız. Çünkü biz Gulan arkadaşın bir bütün kişiliğini, mücadele içerisindeki konumunu, duruşunu değerlendirirken bunu çok somut olarak görüyoruz. Bu aslında tepeden tırnağa komplo karşısındaki duruşu ifade ediyor. Gerek 99 komplo süreci açısından bunu belirtiyoruz, gerek öncesinden, gerekse de stratejik değişim sonrasında mücadeleye katılım biçimi, ondaki fedailik ruhu bunun çok somut göstergeleri oluyor. Bizim onu anlamamız bu duruşa güçlü anlamlar vermemizle bağlantılı. Özellikle 99 süreci ile birlikte Önderliğimize, tabii ki bir bütün mücadelemize bir imha olayı, komplosu dayatılmıştı. Buna karşı durup yanıt olmak isteyen, bu komployu boya çıkarmak temelinde eylemler gerçekleştiren fedai şehitlerimiz oldu. Komployu sadece güncel boyutlarıyla değil, sadece PKK gerçekliğiyle de sınırlı değil, bir bütün uygarlık tarihinin ortaya çıkarmış olduğu egemen mantık çerçevesinde değerlendirmek durumundayız. Önderliğimize karşı yürütülen bu komployla halkların ve kadının doğuş çağında özellikle Kürt halkı şahsında, demokratik Kürtlük şahsında bu mücadeleleri boğma, imha etme ve yeniden inkâr etme istendi.
Tarihe baktığımızda mitolojik dönemlerden, dinsel dönemlerden, felsefeyle ve bilimsel çağımızın gerçeği açısından da baktığımızda ezilenler her zaman iradesizliğe sürüklenmiş, baskıya, sömürüye maruz kalmış, bunu yaparken de egemen gerçeklik her zaman öl ve öldür mantığını dayatmıştır. Bize çökertme mantığını dayatmıştır, tümden imhayı dayatmıştır. Bu esas anlamına da komplolarda ulaşmıştır. Bir bütün yaşamın kendisi komployu ifade etmiş, egemen mantık açısından özellikle böyle ifade edebiliriz.
98’e geldiğimizde Önderlik tarafından dayatılan bir çözüm söz konusuydu. Bizim mücadelemiz Kürtlük, sadece ulusal bir sorun ya da kimlik açısından değil, Ortadoğu’nun ezilen halk gerçekliğinin yeniden yaşam bulması, binlerce yıldır ezilen kadın gerçekliğinin yeniden bir kimlik bulmasını ifade ediyordu. Bunun da kendisini bir çözüm olarak dayattığı bir süreçti 98 ve Önderliğimiz tarafından çözüm yakıcı bir şekilde dayatıldı. Egemenlerin de kendi komplo gerçekliğinin, işte yeniden öl ve öldür mantığının ortaya çıkardığı komplo gerçekliğiydi. Çok çirkin bir şekilde Önderliğimizin Suriye’den çıkışı, Avrupa süreci, en son Atina’ya gelişi, Atina’dan Türkiye’ye teslim edilişi, bu öl ve öldür mantığının çıkardığı bir sonuç olarak gelişti. Bunları neden özellikle belirtiyoruz: çünkü başta da ifade etmeye çalıştığımız gibi bu komplo salt güzel politik çıkarların veyahut güncel ekonomik çıkarların, salt ulusal, toplumsal çıkarların çatışması, bunların bir çelişkisi biçiminde ortaya çıkan durum olarak gelişmedi. Bunun da içinde olduğu fakat esas olarak tarihsel bir çarpışmanın; bir yeniden özgür yaşamla öl ve öldür mantığının dayatıldığı iki çizginin çatışması biçimindeydi. Tarihsel bir süreç olarak bu bize dayatıldı. Tüm bir doğuşun hem halklar açısından, hem kadın açısından, özelde de Kürt halkı açısından böylesi bir çözümde doğuşun sınırına gelindiği bir süreçte böyle bir gerçeklik gündeme geldi.
İşte o süreçte yaşanan komploya karşı fedailik temelinde gerçekleştirilen eylemlerin ve bu eylemler sonucunda gelişen şahadetlerimizin böyle bir anlamı var. Ne kadar sistem gerçekliği öl ve öldür mantığını dayatırsa, şehitlerimiz de, fedailerimiz de özgür yaşam, özgür yaşam sloganında, belki böyle tam ifade edilmedi ama bu slogan etrafında kenetlenen fedai şehitlerimizin esas verdiği mesaj buydu. Özgür yaşa ve özgür yaşat mesajı sistemin öl ve öldür gerçekliğine karşı böyle bir yanıt temelinde ortaya çıktı. Bunu savunmasında da çok güzel ifade etti. İşte kuru hukuk ölçüleriyle yargılama gerçekliği nasıl Türk oligarşisi tarafından dayatıldıysa, Yunanistan’da da böylesi bir yargılama süreci başlatıldı. Önderliğin salt kuru hukuk ülkeleri dediği yerlerde o dönem yaşanan birçok şahadet oldu. “Birçok insan benim için kendisini yaktı, benim için kendisini patlattı” biçiminde dile getirdiği durumlar oldu. Bunların taşıdığı anlam neydi. Önderlik Atina Savunmasında bunları dile getirdi, savunma zaten bu şehitlere atfedildi. Yani anlamı çok derin şahadetler; fedai ruh açısından da ve bu komploya verilen cevaplar açısından da çok önemli, değerli, anlamlı şahadetlerdir.
Bunun Gulan arkadaşla bağlantısı nedir. Gulan arkadaş da sonuçta bu sürece kararlılıkla cevap olmak isteyen arkadaşlardan biriydi. Bu temelde kendisini hazırladı, yarattı, gerek ideolojik gerekse de pratik hazırlık düzeyi en üst düzeydeydi. Kendini geliştirme ve ona yönelik ideolojisini gerçekleştirme adına da aslında pratiğe yöneldi, böyle bir kararlılıkla gitti biliniyor. Fedai eylem gerçekleştirmenin kararlılığı nasıl bir kararlılık düzeyidir. Kendini yakma veyahut kendini patlatma kararlılığı, mücadeleye bu denli kendini katma kararlılığı en üst düzeyde ortaya çıkan bir kararlılık düzeyidir. İşte arkadaşın kendisi de böyle bir kararlılıkla eylemine yöneldi. Fakat Önderliğimizin esareti sonrasında İmralı’da başlattığı yeni süreç bunu durdurdu. Bu tarz eylemlilikleri durdurdu, bildiğimiz süreç yaşanmaya başladı ve giderek de stratejimizin değişim süreci gelişti. Burada özellikle şunu belirtmek istiyorum. Demin de söylediğimiz gibi çok keskin bir kararlılıkla kendini adama durumu söz konusu Gulan arkadaş gerçekliğinde hedefe kilitlenmeyle eyleme yönelim ortaya çıktı. Fakat Önderliğimiz mücadelemizde bir değişimi gündeme getirdiğinde, farklı bir süreci başlattığına yönelik bir yaklaşım geliştirdiğinde hiç tereddüt etmeden bundan geriye bir adım atma arkadaş tarafında söz konusu olabildi. Hiçbir tereddüt göstermeden, hiçbir çelişki yaşamadan nasıl ki komploya cevap olma temelinde çok büyük bir kararlılık varsa, stratejinin değişikliğine yönelik de, yeni stratejiye uyum sağlamada da, onunla bütünleşmede de büyük bir kararlılığı anında gerçekleştirebildi.
Bunlar gerekçelere sığınarak birçoğunun yapmadığı tehdit edici bir yaklaşım olarak da ortaya çıkabiliyor. Gulan arkadaşın gerçekliğini böyle ele almak önemlidir. Gulan arkadaşa baktığımızda somut olarak uçurumun kenarında kanatlanmayı görebiliriz. Bunun eylemsel anlayışını, militanlık anlayışını ortaya koyabildi. Önderliğimizin koyduğu kapsamda çok ideolojik ama arkadaşın karakterinde, kişilik özelliklerinde bir sezgisel yaklaşımla önceden bir şeylerin görülmesi olarak ifade edenler oldu ve bu önemli bir noktadır. Bizim Gulan arkadaşa anlam vereceğimiz, kendisini 2. yıldönümünde anışımızın en önemli yanlarından biri bu olmak zorunda. Çelişkinin en uçlaştığı noktada çözüm yaratabilen, alternatifini çıkartabilen ve kendisine dönüşüme ayak uydurabilen bir militan özelliğini kazandırabilen bir tarihsel gerçeklik Gulan arkadaş şahsında çok somut olarak yaşandı. Sonuçta, bize dayatılan komplo gerçekliğine karşı geliştirdiğimiz yeni bir süreç, yeni bir stratejik yaklaşım geliştirildi.
7. Kongre bunun ifadesi oldu ve o süreçten itibaren de gerek bizim fedailik çizgimize, gerek temel mücadele çizgimize dayatılan tasfiyeci çizgi gündemimize girdi. Yine kadın hareketi açısından yaşadığımız çok zorlu süreçler oldu. O anlamda kadın hareketine dayatılan bir tasfiyecilik gelişti. Bir de tüm bunlar sonuçta mücadelemizin yani aşaması stratejik süreci anlamımız önünde büyük engel olarak ortaya çıktı. Bu tasfiyeci çizginin dayatıldığı süreçte Gulan arkadaşın militanlık duruşuna baktığımızda tüm bunlara karşı koyan, sürece güçlü anlamlar vermeye çalışan örgütsel yaklaşım görülüyor. Militanlık ölçüleri kişilik duruşu açısından süreçler çok önemli oluyor elbette. Süreçler karşısında kendisini anlamaya yönelik, Gulan arkadaş açısından böyle anlamı derinleştirmeye yönelik çabalar yoğunlaşıyor. Muğlaklığın, bir yandan da herkesin yeni süreci anlama sorununun yoğun yaşandığı, bir yandan da tasfiyeciliğin karıştırmaya çalıştığı bir süreçte Gulan arkadaş bir çizgi olarak ortaya çıktı. Bir çizgi olarak gelişti. Bu sıradan bir duruş değil. Kaldı ki en son şahadeti biçimi de baktığımız da düşmanın Gulan arkadaş hedeflenmesinin bir nedeni de bu oluyor. Düşman çizgisine, mücadelemizi tasfiye etmek isteyen bu çizgiye karşı tam bir militan duruşu ifade ettiği için sonuçta bütün yaşamına damgasını vuran da bu oldu.
99-2000-2001 süreçleri bir bütün Gulan arkadaş açısından böylesi bir duruşun ortaya çıktığı süreçler olarak gündeme geldi. Mücadelemizin özgür kadın kimliğiyle, özgür kadın kimliğinin fedailikle buluşmasını ifade eden bir çizgidir. Nasıl ki mücadelemiz daha partileşme aşamasına gelmeden, daha yeni yeni adımlar atmaya başlarken Haki arkadaşa yönelik geliştirilen bire komplo söz konusu oluyorsa Gulan arkadaş açısından da böylesi bir gerçeklik söz konusu. Gulan arkadaş da kişiliğini militan bir çizgi olarak, fedaice bir çizgi olarak dayattı. Düşman komplosuna da cevap verme temelinde mücadelemizde belli bir aşamayla yepyeni bir süreç içerisine girilmişti. Tarihsel anlamda kendi duruşuna nasıl bir anlam yüklediğini ortaya koyduk. Bunun pratik boyutları da var. Komuta duruşu açısından kendisini güncelle sınırlandırmayan, güncel sorunlara da çözüm arayan, bu çelişkilere cevap olmaya çalışan bir duruş ama bunu yaparken de bir militan olarak kendi stratejik duruşunu bilen, bunu ifadeye büründüren, anlam vermeye çalışan ve bu temelde güncelliği çözmeye çalışan bir yaklaşım söz konusu. Bu yönüyle komuta duruşunda gerçekten de örnek alabileceğimiz durumlar fazlasıyla söz konusu.
Zaten mücadelemize dayatılan komplo gerçeğine cevap verme deyince en başta aklımıza bir Agit çizgisi, Zilan çizgisi, Sema çizgisi gelir. Haziran ayındayız. Bu arkadaşların da şahadet yıldönümlerini ifade ediyor. Bu çizgi de salt pratik iradesiyle bazı şeyleri yapmaya çalışan bir duruş değil. Özellikle tarihsel anlamlarıyla bütünleştirmeye çalışan bir komuta duruşu söz konusu. İşte bundan kaynağını alan emeğe yaklaşımı var. Hangi arkadaşla konuşursak konuşalım en belirgin olarak Gulan arkadaş hakkında belirttiği emekçi olması. Bu benim görevimdir, şu benim görevim değildir, bu benim yetkilerimi aşar işte bu benim yetkilerimin dışındadır vb. gerekçelere sığınmadan kendini alabildiğince her şeye katan bir katılım biçimi, emekçilik söz konusu. Her soruna mutlaka bir çözüm aramaya çalışan bir yaklaşımı var. Her tür insanla, en sorumsuzundan en sorumlusuna kadar her insanla ilgilenme, diyalektiğine yaklaşan, onlarla bir olmaya çalışan, onlara yaklaşarak kazamaya çalışan, çözümlemeye çalışan bir yaklaşım söz konusu. İnsan yaklaşımında böyle bir inceliğe de sahip.
Belki de birçok kere bizim komutamız tarafından dayatılan bir gerçeklik şudur: Şu arkadaş sorunlu, bu arkadaş sorunludur, bunu şuraya gönderelim bunu şöyle yapalım gibi şikâyetçi yaklaşımlar çokça sergilenir. Fakat bu arkadaş da öyle bir yaklaşım yok. Özellikle sorun yaşayan kişileri kazanmayı ve mutlaka onların kişiliklerinde bir çözüm geliştirmeyi esas alıyor. Bu da temel bir farkını ifade eden bir yanı. Bu yönüyle bir tür enerjisi var. En küçük bir pratik işten tutalım da en büyük siyasal sorunlara kadar, askeri-taktik sorunlara kadar her şeyiyle uğraşmayı esas alıyor. Bu temelde sadece kendisini yetiştirme, kendisini katma biçiminde de değil, arkadaşları da buna ortak etmeye, özellikle kadını da eğitmeye, disipline etmeye çalışan bir yaklaşımı söz konusu. Kazanımcı, sorun çözücü yaklaşımı böyle. Fakat duruşunun temel bir yanı da yanlışlıklara göz yummaması, bunlara karşı tepkilerini, tavrını değişik biçimlerde ortaya koymasıdır.
Bu da bizde çoğu kez karıştırılan bir şey oluyor. Uyum adına, kazanma adına belki de birçok kez liberalleşme eğilimi olarak ortaya çıkabiliyor. Bu sefer yanlışlıklara karşı tavır-tepki çok güçlü bir şekilde gelişemeyebiliyor. Bu çizgi mücadelesinde bizi zayıf kılan bir gerçeklik olarak ortaya çıkıyor. Gulan arkadaşta bunu dengeleyen, hem kazanmaya çalışan hem yanlışlıklar, çizgi dışılıklar karşısında tavrını ortaya koyan bir militanlık tarzını ortaya koymak önemlidir. Şu da önemli bir özellik; Önderlikle sürekli yaşama ilkesi. Yaşamını, pratiğini örgütlerken esas aldıkları var. Mesela temel değerlendirmelerinde özellikle belirttiği nokta, “Önderlik İmralı’da esaret altında onu kurtaracak olan da bizim emeğimizdir.” Günün 24 saati, uyku saati dışında süreçli çalışan bir kişilik, enerjisini bu kadar güçlü katan bir kişilik. Emeğini, enerjisini bu temelde mücadeleye katarken esasta amaçladığı Önderliğin esaretten kurtarabilmek, Önderliği özgürleştirebilmek, mücadeleyi aslında çözüme götürebilmek. Stratejik yaklaşım dediğimiz bunu ifade ediyor. Bu da Önderlikle 24 saat yaşama ilkesi, temel bir yaşam ilkesi olarak gündemleşen bir durum oluyor. Yani bir nevi kendi pratiğiyle Önderliği kurtarmayı amaçlıyor. Bu kadar anlamlı bir katılım biçimi olarak ifade edebiliriz. Bu tabii çok önemli bir noktadır.
Ve yine Önderliğimizin İmralı savunmaları gelip mücadele gündemine girdiğinde, bunu eğitimlerle tartışmaya başladığımızda, arkadaş açısından çok büyük farklılaşma ortaya çıkıyor. Diyalektikte de niceliksel değişimlerin niteliksel sıçramalara uğramasında bahsedilir. Gulan arkadaşın kişilik yaşam diyalektiğine baktığımızda belki de savunmalara kadar niceliksel değişimler biçiminde, evrimsel bir değişim biçiminde. Kendini katıp kendi kişilik özellikleri bunlarla bir niceliksel değişimi yaşıyor. Fakat savunmalarla birlikte niteliksel bir sıçramaya doğru gidiyor. Aslında 4. kongreye geldiği süreç katılım biçimi, şahadetinin yaşandığı dönem gerçekten niteliksel bir sıçramayı yaşadığı, güçlü bir dönüşümü ortaya çıkarttığı bir süreç olarak yaşandı. Tarihte bu anlama geldi. Gulan arkadaşın savunmalarla bütünleşmesinin böyle bir eksisi var.
Savunmalar geldiği zaman biz de tartışıyoruz Önderlik ısrarla diyor kaç kere okusunlar, defalarca okusunlar ve anlasınlar. Neden böyle çünkü bizim Önderliğe, bu ideolojik doğrulara, yani stratejiye geçmişte olduğu gibi bu defa da bu savunmalarla da birlikte çok güçlü anlamlar yükleyemememiz -hiç anlam yüklemedi demiyoruz ama anlamakta zorlanıyoruz- söz konusu oldu. Elbette ki ona derinlikli, kapsamlı anlamlar yüklemekte zorlanıyoruz. Elbette birileri dedi çok ağır geldi, birileri anlamıyorum, kimilerimiz de dedi anladık. Böyle çeşitli düzeylerde yaşanan sorunlar oldu. Ama Gulan arkadaşın yaklaşım biçimine baktığımızda savunmaları kendi kişiliğiyle direk bütünleştirmeye çalışan bir yaklaşım, işte niteliksel sıçrama da bu boyutta ortaya çıkıyor. Yani sen orada kendine devrimsel bir müdahalede bulunuyorsun ve bunu mücadele bilincine dönüştürüyorsun. Savunmalarla Gulan arkadaşın bütünleşmesinin ortaya çıkarttığı en önemli sonuçlardan biri bu oluyor. Dolayısıyla burada şunu söyleyebiliriz. Gulan arkadaş aslında anlamaya başlayanlarla birlikte uygulayanlardandı. Anladıkça anladığı şeyi mutlaka uygulamaya çalışan bir özelliğe sahip örneğin.
Böylesi bir anlamı değerlendirmeyi 4. kongrede de yapmıştı. İlk konuştuğunda kongrenin 1. veya 2. gündemindeydi. İlk değerlendirmesinde neolitik çağı, kadın emeğinin bilinçli buluşmasını anlattı. Kadın emeğinin pratikle buluşmasıyla bir erdemi yarattığından bahsediyordu. Bu çok anlamlı bir gerçeklikti. Şimdi anlıyoruz ki Gulan arkadaşın kişilik özelliğine damgasını vuran da bu oluyor. Yani bildiği kadarını uygulama erdemini gösterebilmek. Burada da kendi ifadesiyle şöyle belirtiyordu “Bilen kadın emekçidir” yani bilen kadın uygulayıcıdır aynı zamanda. Bu da neolitik çağın temel bir özelliği olarak ortaya çıkıyor.
Gulan arkadaşın gerçekliğine baktığımızda sadece değerlendiren değil bunu aynı zamanda uygulayandır da. Başarı yaklaşımı da zaten bu temelde gerçekleşiyor. Başarmak için mutlaka emek, mutlaka bunun bilincini pratikleştirme. Bunu pratikte yoğunlaştırma başarı ilkesinin temel bir yaklaşımı oluyor. Ve yine diğer özellikleri açısından da örgütü sahiplenen, örgütün kenarında, köşesinde katılan değil de gerçekten bu örgütü, bu çizgiyi sahiplenen ve sonuna kadar da onu korumaya çalışan, sadece koruma da değil aynı zamanda geliştirmeye çalışan, bunun için kendisinde hangi yetenek, hangi enerji varsa mutlaka katmaya çalışan bir yaklaşım var. Bu sahiplenme mantığıdır zaten. İnsan bir şeyi sahiplenmezse çok da onu geliştirmeye çalışmaz. Hele ki kadın daha da bu özelliğe sahiptir. Bu temelde örgütü mutlaka sahiplenen ve geliştirmeye çalışan bir yaklaşımı var ve iddialı bir kişilik; bir şeye girdiğinde mutlaka onu kazanmaya, geliştirmeye çalışıyor. Sabırlı da, pes etmiyor. Çok zorlanmalar da yaşadı. Gerek bulunduğu çalışma içerisinde, gerek değişik biçimlerde yoğun zorlanmaları yaşadı. Buna pratik olarak tanık olan arkadaşlar da var. Kişisel anlamda birçok zorluğu yaşamasına, fazla da anlaşılmamasına rağmen bir gün bile pes etmedi ve kendisini geri çekmedi. En çok zorlandığı noktalarda da kendisini daha fazla zorlayarak mutlaka geliştirmeye, kendini katmaya çalışan bir yaklaşımın sahibi oldu. Zaten çetecilik karşısında da, çizgi dışılıklar karşısında da bu kadar radikal olması burada aranmalı. Zorlanmalar karşısında pes etseydi, kendisini çabuk bıraksaydı, böylesi bir çıkışın da sahibi olamazdı, böyle bir çizgi mücadelesinin temsili olarak da ortaya çıkamazdı. Biz böyle değerlendiriyoruz. Bir çizgi temsiliydi HevalGulan’da ortaya çıkan durum. Temel özelliği burada aranmalıdır.
Yer aldığı çalışmaya çok bağlıydı. Çalışmanın anlamı, önemi biliniyor mücadelemizin teminatı olarak ortaya çıkan bir çalışma. Bunun anlamına fazlasıyla erişen kuruma bağlılığı belirgin bir durum oluyor. Bütün bu kişilik özellikleri belki o zamana kadar bir çıkış içerisinde, belki yine belirgin, yine öncülük özelliklerini taşır ama savunmalarla birlikte daha da güçlü bir niteliksel açmaya doğru gidişi söz konusu.
Yaşadığımız kongre süreçleri oldu. Her iki kongreye de katılımı gerçekleşti. Gulan arkadaşın bu süreçlerdeki duruşu, bu niteliksel sıçramayı kendisinde somutlaştırdı. Bunu da somut olarak ortaya koydu. Her iki kongre katılımı şöyle bir ifade kazandı. Bildiğimiz gibi 4. kongremiz yaşanırken de sonuçlandırmaya doğru giderken de taşıdığı büyük anlamlar söz konusuydu: Stratejik değişim sürecine daha güçlü katılmak, bu temelde kadının öncüleşen bir iradeyle öncüleşen bir gerçeklikle pratiğe damgasını vurması. İşte askerliğe, siyasete, kültüre, sanata birçok gerçekliğe, sosyal yaşamın kendisine daha güçlü bir katılımın sergilenmesi açısından özgür yaşamda açılım sağlamak, özgür yaşamda özgür insanı geliştirme anlamında bir iddiayı ortaya koyuyordu. 4. kongremizin en temel ifadesi böyle ortaya çıkmıştı. Ve kongremiz gerçekleşirken böyle bir saldırının gerçekleştirilmesi, komplo biçimindeki ifadesi, bu şekilde arkadaşın katledilmesi bir anlamda mücadelemizin genel stratejik değişim açısından göstermek istediği niteliksel sıçramaya saldırıydı. Bu anlamda arkadaşın ifade ettiği ruh, bu fedai ruhu özgür kadın bilinciyle daha güçlü birleştirme yaklaşımı var, baltalanmak istendi, bu aslında boğulmak istendi. Ve yine genel örgütümüzle kadın örgütü arasında daha da oturan, gelişen ilişkiyi karşı karşıya getirme, birbirinin karşısına düşürme yaklaşımı olarak çıktı. En sonuçta bu özgürlük çizgisini boğma yaklaşımı olarak ortaya çıktı. Bir anlamda ayağımız sakat gibi bırakılmak istendi.
İşte bu noktada yine Haki arkadaşla karşılaştırılabilir. Nasıl ki Önderlik “Haki arkadaş katledildiğinde benim bir yarım gitmiştir” dediyse. Yani mücadelemizin bir ayağı koparılmak istendi, Türkiye ayağı koparılmak istendi. Önderliğe büyük bir bağlılıkla, büyük bir öncülükle katılmak isteyen militanlık ayağı koparılmak istendi. Biz 4. kongre yaşanırken Gulan arkadaşın katledilmesini de böyle değerlendirebiliriz. Mücadelemizin aslında bu ayakları yok edilmek istendi, özgür kadın ayağı yok edilmek istendi. Fedailik ayağı yok edilmek istendi, özgürlük çizgisi yok edilmek istendi. Ve bu da bizi işbirlikçi çizgiye çekme yaklaşımı olarak da değerlendirilebilir. Bizim özgür birey, özgürlük kimliğimizi bırakmamız ya da bunun yarım kalması, bunun yok edilmesi sonuçta bizi diğer Kürt hareketlerinden veya mücadelelerinden farklı kılmayacaktı. İlkel bir milliyetçi çizgiye hapsedecekti. Komplonun böyle bir yaklaşıma hizmet ettiği de ortada. Bugün daha iyi anlayabiliyoruz. Burada Ortadoğu’ya dayatılmak istenen bir çizgi var. Milliyetçi bir çizgi var.
Özellikle geçen yıl bizim hem 8. kongre hem 4. kongrede özgürlük kimliğimizin yok edilmek istenmesine karşı daha güçlü bir hamle yapmak istiyorduk. Böyle bir siyasal anlamı da var. Salt siyasal değil tarihsel bir anlamı da var. Bu temelde arkadaşa dayatılan çizgi özgürlüğümüzü boğma çizgisiydi ve kongremiz bu temelde güçlü yanıt verdi. En temel sloganı da özgürlük, özgür yaşam çizgisinde ısrar olarak ve bu temelde atılım olarak belirledi. Bu tarihsel yanıttı ve düşmanın yarımlaştırmak istediği çizgisini daha da bütünleştirme daha da güçlendirme noktasında bir sıçrama halkası oldu. İşte bu noktada şunu yine belirtmek istiyoruz. 7 Haziran tarihinde görüşme notu okunmuş. Gulan arkadaş defterine görüşme notlarına ilişkin notlar almış ve bu notların sonunda şöyle bir şey yazmış. Önderlik o görüşme notunda “ölüm çoğalmanın gereğidir” böyle bir belirlemede bulunmuş. Gulan arkadaşın da aldığı notların en sonuna, en son yazdığı şey de bu oluyordu. 7 Haziran günü, şehit düştüğü gün “ölüm çoğalmanın gereğidir” diye öyle bir not almış oraya. Biz defterine baktık, defterinde böyle bir gerçekliği o gün içerisinde yazmasının bir anlamı. 7 Haziranda şehit düştü ve şahadetinin anlamı da gerçekten böyle oldu. Çoğalmanın bir gereği olarak ortaya çıktı. Gulan çizgisinde çoğalmak, bu fedailik çizgisinde militanlaşmak, onu yaşamsallaştırmak buna cevap olmanın temel bir gereği olarak ortaya çıkıyor. Bu temelde özgürlüğü boğmaya çalışan, özgürlüğü yarım bırakmaya çalışan, aslında imha etmeye çalışan bir komplo gerçekliği karşısında, bunun dayattığı ölüm gerçekliği karşısında çoğalmak bir yaşam gereğimiz olarak gündeme geldi. Militanlık görevimiz olarak ortaya çıktı. PJA olarak, yine HPG olarak da, temel bir yaklaşım olarak da, temel bir perspektif olarak da bunu koyduk. Bu temelde pratiğe yöneldik de.
Sonuç olarak bizim bu şahadete yükleyeceğimiz anlam, düşmanın yapmak istediklerini bilerek, aslında buna siyasal, felsefi ve askeri anlam yükleyerek cevap vermektir. Özgür yaşam çizgisinde kendimizi çoğaltmak biraz da bu anlama geliyor. Bu çizgide her birimiz için fedaileşmek, kendimizi adamak esas bir yaklaşım olarak ortaya çıkıyor. Tarihsel olarak da içine girdiğimiz sürece bakarsak böyledir. Ortadoğu’ya dayatılmak istenen ilkel milliyetçi bir çizgi söz konusu. Bu yeni bir komplo oluyor. 99’da dayatılmak istenen de aslında buydu. Önderliğimizin yakalanmasıyla birlikte Önderlik Türkiye’ye teslim edilecekti, Türklerle Kürtler savaşacaktı bir sürü karışıklık çıkacaktı yani milliyetçilik sonuna kadar körüklenecek ve bunun üzerinden egemen güçlerin müdahalesi gerçekleşecekti. Önderlik bunu boşa çıkardı. İşte şimdi de Önderlikle başlayan yeni bir süreç bunun ardından sözde yapılanma süreci başlatıldı. Sözde yeniden yapılanan milliyetçi anlayışın birbirini boğazlama anlayışının dayatılmasıdır. Yani yeniden yapılanma değil. Yeniden yapılanmayı restore etmeye onu biraz süsleyip halkların önüne koyma yaklaşımı. Bunun kendisi bir çözüm olmadığı gibi yeni bir komplodur. Ve dediğimiz gibi Önderlik bunu çok net koymuştu. Ortadoğu’da Kürtler üzerinden stratejik bir yaklaşım geliştiriliyor. Kürtler ilkel milliyetçi bir çizgiye sürüklenerek ikinci bir İsrail yaratılmak isteniyor. Bizim bunu çok iyi anlamamız gerekiyor. Kongrede yaşanan bu şahadet, bu saldırıyla özgürlük çizgimiz yok edilerek milliyetçi bir çizgiye çekilmek istendik. Onun bir adımıydı. Hem mücadelemizin hem Ortadoğu halklarına dayatılan milliyetçi çizgiyi görerek dayatılanın ne olduğunu çok derinden hissederken anlam vermemiz ve buna Gulan çizgisinde cevap olmamız çok önemli. Bunu sadece pratik bir duruş olarak söylemiyoruz elbette ki, genel siyasal, askeri duruş anlamında, hangi çalışmada yer alıyorsak görevimiz ne ise, misyonumuz ne ise bütün bunlar karşısında özgürlükçü bir çizgi olarak kendimizi ortaya koymamız, bunun militanlığını sergilememiz temel bir yaklaşım olmak zorunda. Bize şimdi dayatılan komploya ancak şimdi yanıt olabiliriz. Bu komploya karşı duruş ancak bir Zilan, Sema ve Gulan duruşuyla mümkün olabilir. Ortada bir duruşla katılımla mümkün olamaz. Bunu çok iyi anlamalı ve çoğalmanın buradan geçtiğini bilmeliyiz. Salt duygusal bir yaklaşımla olmaz, salt soyut bazı belirlemeler elbette yeterli olamaz, bu gerçeklikleri çoğaltmaya, bunlara cevap olmaya asla cevap olamaz. Cevap olacaksak bunları somut kişilik ve duruşlarla yaşama aktarmak esas bir görev oluyor her birimiz açısından. Sürece karşı sorumluluklarımızı da ancak böyle gerçekleştirebiliriz. Düşmanın dayattığı komplo da böylece karşılanmış olacaktır. Böyle de bir anlamı da var. Bu yönüyle Gulan arkadaşın temel bir özelliğini belirtmiştik, anlamaya başlamakla birlikte uygulamaya başlıyor.
Mücadele Yoldaşları