APOCU FELSEFENİN OLMAZSA OLMAZIDIR ÖLÜMSÜZLÜK

Heval Andok ile, biz en son yol üzeriyken karşılaştık. bir göreve gideceğini söyledi bana, ve gitmek için hazırlık yapıyordu.

Bana elindeki notunu ucundan da olsa gösteriyor, bir yandan da yüzünde farklı bir ifadeyle insanı kendine bağlıyordu. Bu ifadeyi, bu koşullarda bırakalım bilimin çözebilmesini, buna girişim için sehit andokcüret bile edecek seviyede değildir. Bu tebessümü öyle bir şeydi ki hem metafiziğiyle hem de fiziğiyle etki altına alıyordu. Yüzü kızıla bürünmüş bir aydı. İnsan böyle yüzlerin böyle bir ayın, seneleri bulabilecek periyotlarda anca ulaşılabileceğini bilir, bundan dolayı izlemeye, incelemeye çalışır. Aslında bu izlemenin, incelemenin sebebi, yaşamımda bir farklılık olsun diye değildir. İnsanın varoluşuna yönelik olan merakından, dolayısıyla da ilgisindendir.

Ölüm-yaşam diyalektiğinde inanılmaz sınırlar

Apocu felsefe kendisine büyük bir mirası temel almış, onlara saygı da duyduğu için bu felsefeleri sentezlemiş ve geliştirmiştir. Özellikle Apocu felsefedeki ölüm-yaşam diyalektiği, teorileştirilmesi ve pratikleştirilmesi boyutunda inanılmaz sınırlara ulaşmış, dolayısıyla bu ulaşılan boyutta; ölüm-yaşam ilişkisinden; ölümsüzlük Apocu felsefenin olmazsa olmazı olmuştur.

Farklı yerlerde komutanlık yapan Andok yoldaşımız, kendisinde barındırdığı ve PKK ile geliştirdiği ruhu, buralarda da paylaşmış ve hem fiziksel hem de zihinsel olarak gelişmelerine vesile olmuştur. Bu paylaşım ruhu ne yaş ne de konum gibi durumları engel olarak dinlemiş, her yaş ve konuma rahatlıkla hitap etmeyi başarabilmiştir. Paylaşımının kaynağını, insanın toplumsal bir varlık olmasından almış ve bunun yollarını bulmayı ve geliştirmeyi Apocu felsefenin derin ve tarihsel öğretisinden sağlamıştır. 2010 yılından 2015 yılına kadar gerillada kalmış, bu kısa sürede dahi gerilla alanlarında tanınan bir arkadaş olmayı başarmıştır. Gerillanın bulunduğu alanların gerek şehirler gerekse kırsal alanlar olarak genişliği göz önüne getirildiğinde, bu yönünün ne kadar muazzam olduğu daha iyi anlaşılmış olacaktır. Apocu felsefenin, sonuna kadar savaş ilan ettiği Kapitalist Liberalizme karşı, Andok arkadaşı değerli bir nefer olarak değerlendirmek yerinde olacaktır. Bireyciliğin bu kadar azdırıldığı ve topluma karşı büyük bir savaşın açıldığı bu çağda, Apocu felsefenin birey-toplum diyalektiğindeki önemli bir mevzidir Andok yoldaş. Egonun, bireysel hırsların, bireyciliklerin her türlüsünü içeren neo-liberalizme karşı, Andok arkadaş birey toplum dengesini Apocu felsefe ile sağlamaya çalışmaktan geri durmamış, toplum olmadan bireyselliklerin dahi olamayacağını kanıtlamıştır, kanıtlamaktadır.

Bakurê Kurdistan hamlesinde yer almak büyük bir şanstır

Bu yoğun toplum sevgisi ve yaşam-ölüm ilişkisini Apocu anlayışı ile Bakurê Kurdistandaki hamlede bulunmak için büyük ısrarlarda bulunmuş ve büyük bir aşkla, bu savaşın amacının ne olduğunu bilerek yola çıkmıştır. Özellikle de içinden geçtiğimiz bu süreçte, Bakurê Kurdistan hamlesinde yer almak büyük bir şanstır. H. Andok bu şansı yakalamıştır. Ülkesi ve insanlık için ölümü, yaşamın sadece bir durağı olarak bilmiş ve ölümsüzlüğe ulaşmıştır. Düşmanları her gün onu kabuslarında görecek, tarihte işgalci-sömürgeciler olarak yargılanacaklarken; H. Andok ise Apocu felsefeyle, halkına, toplumuna olan bağlılığıyla ölümsüz kalacak ve nice Andoklar takipçisi olacaktır.

MÜCADELE ARKADAŞI

ŞERVAN XEBAT