ROZERİN’İN İDDİASI

Yoğun günler beklemekteydi bizleri. Yoğun ve yorucu… özlemden, ayrılıktan olan yorgunluk! Sonbahara doğru ilerlerken günler, yapraklar yavaş yavaş dökülmekteydi yüreğimizin çukurlarına. Derinlerde her biri beklemekte. Her yerde gidenler vardı. Kalanlara ise geride hüznü yaşayanlar oluyordu. Yine böyle bir günde uğurladık yoldaşları. Onlardan biri de Rozerin’di.
Alana yeni gelen Rozerin arkadaş büyük bir idia ile gelmiş, fiziki o kadar zorlanması rağmen bunu hiçbir zaman önüne engel olarak görmedi. Hep bir şehit arkadaşa verdiği sözü dile getirirdi. “ Bir gün düşmanın üzerinden silah kaldıracağım” derdi. Rozerin bir sözü taşıyordu yüreğinde. Fedakar, cesur Rozerin…
 Sevgi verilen bağlılığa sahip çıkma mıdır? Sonuna kadar verilen değerler yolunda ilerlemek, emek vermek midir? Sevgi neydi? Rozerin içindeki sevgisini bağlılığına sahip çıkarak yansıtıyordu. İddiasını dile getirirken gözlerinin hep parladığına tanık oldum. O gün geldi; yapraklar durmadan takılıyorlardı bir yerlerde. Sanki ayrılık esintisini bir yerlerde bırakmak istercesine… ve Rozerinler gitti.
Birkaç gün sonra gelenlerden dinledim Rozerini ve gösterdiği cesaretini. O kadar zorlanmasına rağmen silah kaldırıp arkadaşlara sonuna kadar destek çıkmıştı. Gözlerini kapamadan önce biraz uzağında olan arkadaşa el sallamış, veda edercesine gülümsemişti. Bunu gören arkadaş  o gülümsemesini hiç unutmuyordu. Aradan zaman yeli esiyor. Vuruyor düşmanın lanetli yüzüne. Rozerinin uzun saçlarını okşuyor rüzgar. Ve içindeki sevgiyi ona teslim ederek; “ al götür yüreğinde sevgi zerrelerinin olmadığı yüreklere sal. Ben görevimi yerinde getirdim” diyerek ellerini iki yana açarak, gözlerini kapatıyor.
  Bir gerilla verdiği sözü Rozerin gibi yerine getirmesi gerekir. Yüreğinde hap taşıyarak, sevgi ile büyüterek… Bir gerilla onun gibi cesur olabilmelidir. Korkusuzca düşmanın alın çatından vururcasına gidebilmelidir. Yeri geldiğinde sevgisini, bağlılığını nasıl ıspatlayacağını iyi bilir. Ve yine yeri geldiğinde ne zaman gözlerini kapayacağını da iyi bilir. Sessizce, gülümseyerek ve onurluca…
Dedim ya gidenler gitti de bir geride kalan hüzün baharını beklemek oldu. Halbuki ne de güzeldi baharı farklı bir duygu ile beklemek ve umut etmek. Kim bilir başka Rozerinler baharın filizlenecek? Tomurcukları ile yaşamı güzelleştirecekler. Kim bilir…

Birer birer çoğaldılar
Dağların ardından binlerce Rozerin
Bir yiğit yürekten
Ve cesur elleriyle
Var kıldı ardıllarını
Rozerinler çoğalıyor…

(2012 yılında Xapuşke operasyonunda şehit olan Rozerin Rojhılat anısına)

Jiyan Tekoşin