BEN SANA BİR HATIRA YAZMAK İSTİYORUM

Roza yoldaşla kısa bir süre kalan, onunla çok genç tanışan bir yoldaş Roza yoldaşın ona bıraktıklarını dile getirerek Roza yoldaşı bize anlatıyor:
 “Şehit Roza arkadaşı çok fazla anlatamayacağımı biliyorum. Çünkü onunla çok fazla kalamadım.
İlk olarak onunla Xakurke de tanıştım. Xakurke’nin eyalet yürütmesinde yer alıyordu Roza arkadaş. Heval Roza’yı ben örgüte yeni katıldığım dönemlerde tanımıştım.Yeni Savaşçı kampına eğitim için gelmiştim. O ise yeni savaşçıları ziyaret etmeye gelmişti. Bir sonbahar akşamı bizimle sohbet ederken tanışacaktım. Yıl 2005 idi.
Yeni gelmemden kaynaklı Roza arkadaşın sorduğu çok sorular olmuştu. Kimsin? Nerelisin? Nereden katıldın? Buraya nereden geldin? Diye peş peşe sorular sormuş ben ise sorulara olduğunca sade cevap vermeye çalışmıştım.
İçtenliği göze ilk batandı. Sohbetin bir anında aniden “ defterin var mı(?)” diye sormuştu. “var” dedim ve “gerekliyse size verebilirim” demiştim. Çünkü biliyordum ki gerillanın her zaman her şeyi olmazdı. Onlar eline geçtikleriyle yetinen sade insanlardı. Bunun için içten defteri vermek üzere söylemiştim.
“Hayır” demişti. “ben sana bir hatıra yazmak istiyorum” demişti hafif ve kendine güven dolu bir sesle. Ben kendi kendime “henüz birbirimizi tanımıyoruz kim olduğumu bilmiyor,” diyerek biraz doğrusu şaşırmıştım. Bunlar benim içimden geçenlerdi ve bunları ona söylememiştim.
Direkt defterimi çıkarıp kalemi Roza arkadaşa uzatmıştım.  Heval Roza bana çok uzun bir mektup yazmıştı. Hatıra olarak heval Roza mektubunda çok önemli noktalara vurgu yapmıştı. PKK hareketi içerisindeki kadının duruşunu vurgulamıştı. Derinlikli bir yazıydı.
Heval Roza bana yazarken bile bazen bana yer yer durup bakması beni gerçekten düşündürüyordu. Kısa sohbetimiz olmuştu. Ben heval Rozanın hatıra defterime yazdığı mektuptan sonra o hatırayı her okuduğumda heval Roza beni çok düşündürtmüş yoğunlaştırmıştı. Ve bu sıcak, içten, beklenmedik, ani, doğal, kadınca yaklaşımı hep aramışımdır.
Ondan çok etkilendiğimi direkt fark etmişti. Benim ona bakışlarımı yaklaşımlarımı yakalamıştı. Doğaldır ki etkilendiğiniz hareketler sizde içselleştikçe siz de o hareketleri giderek yeniden bilinçlice olmasa da tekrarlarsınız.
Bir kadın olarak duruşu, yaklaşımları, sohbetleri beni etkiliyordu. Sürekli benim o eski arkadaşlara bakış açımı yeniliyordu. Eski arkadaşların duruşları bana 80'li 90 yılların gerillasını hatırlatırdı. Heval Roza da eski feleğin çemberinden geçen yoldaşlardandı.
Daha önce gerillayı hep kitaplarda okuduk gazetelerde dergilerde takip ediyorduk. Birebir içinde yaşamamıştım ama böyle hem gerilla da olmak hem de böyle doğallığın ötesinde olan bir kadın yoldaşla tanışmak gerçekten farklı bir duyguyu yaratıyordu.
Bilemiyorum ama benim bu iç düşünmelerim, duygusal duruşum, bakışlarımı öyle görülüyor ki Roza arkadaş hemen yakalamıştı. Ve hatırasını yazdıktan sonra koyu ve derin bir tartışmaya girmiştik.
Şehit Beritan arkadaşın sadece bir fotoğrafını görmüştüm. Ama heval Rozanın bakışları, yer yer o gülümsemesi şehit Beritan arkadaşın gözlerini bana anımsatırdı. Özelde heval Beritan’ın uçurum kenarında kanat çırpışını hatırlatırdı bana. Gülümseyen özgür bir kadını hatırlatırdı.
Duygu ve düşüncelerimin ne olduğunu sorduğunda, ben duraksamıştım. Hatıra defterini isteme gibi bu da doğrudan dolaysız bir soruydu. Ancak ben cevap vermeden o yani Roza yoldaş: “tamam ben söyleyeyim sana. Senin duygu ve düşüncelerini yüreğinde şu an geçenleri ben sana anlatayım. Kesinlikle şundan eminim; sen bana bakarken eski arkadaşları hatırlıyorsun. İşte gerillayı hep hayalî hayallerle görmek istediğini, işte PKK’de kadınların ne denli geliştiğini, eski gerilla arkadaşların bakış açılarını, onlara bakarken o duyguları düşünceleri hissettiklerini savaşta nasıllar, silahı nasıl tutuyorlar. Nasıl savaşıyorlar. Bunları kesinlikle düşünüyorsun” demişti. 
 Gerçektende söylediklerini de birebir düşünüyordum. Ben duygularımı birebir okuyan bu arkadaşın karşısında şaşırıp kalmıştım. Donmuştum. Tanımadığın bir insan çıkıyor karşınıza ve düşündüklerinizi yüzünüze bakarak hem de gülerek anlatıyor. Fal bakıcı gibi, müneccim gibi… bu beni etkilememişti bu beni sarsmıştı. Ve tabii bir de gerillaya olan hayranlığımı kat be kat arttırmıştı.
Heval Roza, kadın kurtuluş ideolojisinin ilkelerini tüm güzelliği ile yansıtan bir arkadaştı. Yurtseverliği, mücadeleyi, örgütçülüğü, özgürlük arayışçısını, estetik duruşu ve bakışı,  bütünüyle beş ilkeyi birlikte yansıtan bir arkadaştı.
Nitekim onunda emeği çok oldu üzerimde. Oradan daha sonra sık sık görüşmelerimiz oldu. Gidip gelmeleri gerçekleşti.  Heval Roza benim Mardinli olduğumu hiç bilmiyordu. Daha doğrusu sonradan sicillere bakıp öğrenmişti.
Daha sonra 2007’de Behdinan alanında gördüm heval Rozayı. Bir dönem ana karargâh komutanlığında yer alıyordu. Heval Rozayı orada gördüğüme çok sevinmiştim. Çok da mutlu olmuştum. İnsana bu kadar yakın duran bir yoldaşla konuşmak, dokunmak, bir arada olmak gerçekten olağanüstü bir şanstır deyişim geliyor.
Heval Roza çok değerli bir arkadaştı. Onun o sıcak yoldaşlığı yaş fark etmeksizin yaklaşım sergilemesi, beni en çok etkileyen özelliklerin başında geliyordu. PKK'de Roza yoldaşın şahsında yaş farkının bulunmadığını öğrenmiştim. “Genç başladık genç bitireceğiz” diye bir slogan var ya aynen öyledir.
Yoldaşlığın abc’lerini ondan öğrendim. Bağlılığı, doğallığı, olduğu gibi olmayı da ondan öğrendim. Onun şahsında tüm kadınlara olan sevdamı da onda edindim. Bir yoldaşla nasıl hep yanında hissedersin, yaşarsın onu da ondan öğrendim.
Heval Roza’nın o mütevazı kişiliği, sempatik kişiliği, çekici güzelliği, estetikleri yani bütünüyle anlatmak benim için zordur. Komple bir kişilik derler ya komple bir kişiliğe ulaşmak gerçekten zahmet ve zordur.
 Şehitlerin ardılları olarak bize düşen görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmek ise onlardan edindiklerimizi gelecek nesillerle ve insanlara taşırmakla mümkün olacaktır.
Roza yoldaşın şahsında tüm şehitlerimizi kendi içimizde, duygularımızda, düşüncelerimizde, hayallerimizde, rüyalarımızda yaşayacağımıza devrimci sözümü yeniliyorum.

Mücadel Yoldaşı