Parti saflarına katıldığımda ve gittiğim ilk pratik alanda görmüştüm onu. Askeri kişiliği çok etkileyiciydi. Yılmadan bıkmadan savaşan bir insanla kalıyordum. Aç ve susuz olduğu günlerde bile savaşan eski arkadaşlardan bahsediyordu. Hep gülen yüzü ortamı daima ısıtıyordu. Kendisini hala önderliğe ve bu halka mahcup görüyordu. O sanki tam bir fedai kişiliği gösteriyordu ve hep iyi bir militan olmanın yollarını gösteriyordu. Bir kere yüreğini vermişti bu yola, o zor koşullarda almıştı eline silahı ve tüm kalbi ve duyguları ile vermişti sözünü ant içmişti bir kere Zagros'un hırçın dağlarında Cilo’da, Çarçella’da salmıştı namını, bir korku olmuştu düşmana, özgürlüğü kazanana dek savaşma sözünü vermişti bir kere. Özgür yaşamın dışında yaşamın olmayacağını söylüyordu. O yüzden bir özgürlük savaşçısıydı. Özgürlük sevdalısıydı. Tek hayalinin, halkının ve Önderliğinin özgür olmasını görmekti. Onun arkasından gelen insanları gördükçe daha da güçleniyordu hayali ve en son bana hayalinin gerçekleştiğini söylemişti ve sıcak bir tebessümle sıcaklığını gösterdi ve artık mutlu olduğunu söyledi. Ta ki şahadete olaşana dek. Ama bu hayalinden hiç vazgeçmedi. Bu uğurda biz Şehit Dicle Gever gibi yoldaşımızın izinde olduğunu söylüyor ve intikamını ve onun hayalinin devamını ve gerçekleşmesi için üzerimize düşen görevin sorumluluğunda olma bilinciyle onun hep dile getirdiği gibi, “Şehit Namırın” şiarıyla. Tüm devrim şehitlerimizin izinde olduğunu söylüyoruz.
Devrimci Selamlar ve Saygılar
ANDOK SERHILDAN
20.12.2012