Devran yoldaşı anlatabilmek zor olacaktır. Onunla kalanlar onun sadece ve sadece güzel özelliklerini görebilmişlerdir. Ve belki de o sadece güzel ve iyi ne kadar özellikler varsa onlarda oluşmuştu. Öyle ki kiminle kalmış orada izi kalmıştır. İz bırakan bir yoldaş olarak herkesin yüreğinde yerini almasını kendi kişilik özelikleriyle almıştır.
Devran yoldaş Doğu Kürdistanlıdır. Doğu Kürdistan’ın incisi olan Urmiye’de dünyaya gelmiştir. Urmiye Kürtlerin tarihinde özel ve özgün yerini hep korumuştur. Yurtseverliğiyle her gelişen Kürt hareketinin yanında yer alan bir şehir olarakta bilinir. Boşuna “Urmiye Urmiye çavbeleke, zin zerefe, cane” denilmemiştir. Kürdistan en narin merkezlerinden biri olarak bu zarafeti yetiştirdiği her evladına da ekmiştir. Devran yoldaştaki zarafet, incelik, güzellik, üslup ve hitabet çekiciliği belki de Urmiye’yle de bağlantılıdır. Kişiliğindeki o mütevazilik ve saygıdaki kusursuzluk Urmiye kültürüyle bağı kesin vardır. Belki bazıları diyecek ki bunlar İran İslami devletinin ektiği bir kültürdür. Belki ama sadece belkidir, daha da asla ilerisi de değil…
Devran arkadaş Önderliğe olan bağlılığını her vesileyle dile getiriyordu. Üslubuyla, davranışlarıyla arkadaşlara bunu yansıtıyordu. Arkadaşlarla, yaşamdaki paylaşımıyla, Önderliğe olan bağlılığını, örgüte olan bağlılığını, şehitlere olan bağlılığını her şekilde dile getiriyordu. Yetmezliklere karşı tavır sahibiydi. Tarafsız kalmak, sessiz kalmak, ortada kalmak ya da güç getirememek gibi durumları olmazdı. Doğru bulduğunu sonuna kadar savunurdu. Bireysel menfaatleri olmazdı. Örgüt ve halkının menfaatlerini en üstte tutardı. O kendini adamış bir arkadaştı.
Kendisini eğitmek, örgütü tanımak daha fazla katılım sağlayabilmek için hep eğitirdi. Onun bir dakika fırsat çıktığında kitap elinde olmadan göremezdiniz. Çantasında Önderliğin çözümlemeleri hep bulunurdu. Farsça okuyordu. Bu araştırma ve incelemeye duyarlı olan yaklaşımdan kaynaklı ideolojik olarak erkenden gelişim sağlamıştı.
Mücadeleye daha aktif katılmak için önceleri Özel güçlere geçmişti. Özel güçlerde eğitim gördükten sonra bir müddet Cemal arkadaşın güvenliğinde yerini almıştı. Güvenlik sürecinde örgütü daha yakından tanıma imkanı olmuş ve o bu durumu iyi değerlendirmişti.
Kişilik olarak dediğimiz gibi gelişmeye açık dururdu. Saygılı olmasının yanı sıra yanlışlara karşı tavır sahibi olmasını da her zaman bilmiştir. Öyle ki yaşam duruşu herkesi etkilerdi. Katılımı hesapçı olmazdı, ondan ne istenmişse ve çoğu zaman ondan istenmemiş bile olsa yapılacak bir çalışma varsa onu yapardı. Bu özellikleriyle doğallında bulunduğu her ortamda saygı uyandırmanın yanı sıra sevilirdi de.
Güçlü bir arayışı da Önderliğe dönük olan arayışıydı. Devran arkadaş Önderliğe olan bağlılığını her vesileyle dile getirmesi bu arayışın işaretleriydi. Üslubuyla, davranışlarıyla arkadaşlara bunu yansıtarak onları da bu arayışa katardı. Arkadaşlarla yaşamdaki paylaşımı, Önderliği, şehitlere olan bağlılığını her şekilde hissettirir ve ona göre de yaşardı. Yetmezliklere karşı tavır sahibiydi. Tarafsız kalmak, sessiz kalmak, ortada kalmak ya da güç getirememek gibi durumlara izin vermezdi. Öncelikli olarak kendi kişiliğinde zayıf kalmayı aşan bir yaşam duruşu içerisinde olurdu. Doğru bulduğunu sonuna kadar savunurdu. Bireysel menfaatleri olmazdı. Örgüt ve halkının menfaatlerini en üstte tutardı. O bu özellikleriyle zaten güçlü bir fedai duruşu sergilemekteydi. Geriye kalan bunun çarpışma anında teyit edilmesiydi. Ve bunun içindir ki Devran yoldaş bu anın gerçekleşmesi için çok yoğun çaba içerisine giriyordu.
Askeri olarak kendini yetkinleştirmişti, birçok silahı da kullanabiliyordu. Kendi yaşamını örgütleyen, disipline eden, sabahtan yat saatine kadar kendini planlayan, örgütleyen bir arkadaştı. Gerilla kural ve kaidelerini itinayla yerine getirirdi. Militan özelliklere sahipti. Yoldaşlık ilişkilerinden hiçbir zaman taviz vermeyen, yoldaşlığı her şeyin üzerinde tutan biriydi. Fedakardı, hiç yorgunluk nedir bilmezdi. Tamamıyla kendini adayan duruşuyla fedai duruşu sergiliyordu. Bu bağlamda bir fedaide olması gereken birçok özelliği barındırıyordu.
Devran arkadaş örgüte katıldıktan sonra sürekli yukarıda dile gelenler ışığında kendini geliştirmişti. İdeolojik ve askeri olarak donatmıştı. Amaca ulaşmak için çok çaba harcamıştı. Her arkadaş gibi kuzey alanına, aktif savaş alanına gitmek için önerileri gelişmişti. Kuzey için hazırlamış ve yaptığı ve kabul edilen öneriler ışığında düzenlenmesi Amanos eyaletine yani Akdeniz’e yapılmıştı. Ülkesinin doğusundan ülkesinin en batısına düzenlenmişti.
Bizim yüreğimizde Kürdistan’ın her yeri doğudur, her yeri kuzeydir, her yeri güneydir ve her yeri batıdır. Böyle olunca ülkemizin her karış toprağı bizim yüreğimizin tahtı ve çekim merkezidir. Birde zaten bizler Kürdistan için yola çıkmamış mıydık? O zaman en doğusundan en batısına gidişte bizim için normal olandı.
Hayallerindeki yer olarak tanımlıyordu Amanosları. Gitmeden önce de yeniden bir eğitim devresinde geçmiş ve ne kadar eksiği varsa tamamlamıştı. Amanoslara güçlü bir hazırlıkla çıkmıştı. Ve bu hazırlığını orada girdiği birçok pratikte göstermişti. Birçok eyleme en ön saflarda yerini almış ve erkenden adapte olmuştu.
Ne var ki 29 Mayıs 2010’da Hatay’da girdiği bir eylemde saldırı kolunda yer alırken fırlatacağı bomba elinde erken patlar. Bu patlama sonucunda şehitler kervanına katılır. Kullandığı bomba sağlam olmayan bir bombadır. Daha doğrusu iğne tertibatı ve zaman ayarı bozuk olan bir bombadır. Bunun için zamanında önce mekanizmayı tetiklemiş ve Devran yoldaş hak etmediğimiz bir kaza sonucu şehitler kervanına katılmıştır.
Devran yoldaş seni asla ama asla unutmayacağız. Doğudan alıp ülkenin en batısına götürdüğün yüreğini Kürdistan’ın dört parçasına bayrak yapıp dalgalandırana kadar bize aşıladığın o derin yoldaşlık sevgisini, bağlılığının da bir adım bile geri durmayacağız.
Her zaman mücadelemizde yaşayacaksın.
Kod Adı: Devran Nujiyan
Adı Soyadı: İbrahim Merdani
Şahadet Tarihi Ve Yeri: 29 Mayıs 2010 Hatay