FAZLA KONUŞMAZDI, DOĞRULARI YAŞAMIYLA ÖĞRETİRDİ BİZE

“PKK Bir Halkın Olduğu Kadar Yeni İnsanında Özgür Yaşamıdır 

Önder APO

Doğu Kürdistan, Kürdistan’ın ikinci büyük parçası olurken, her parçada olduğu gibi burada da isyanlar gelişmiş, 1946 yılında bir yıla yakın süren kısa bir cumhuriyet deneyimi de yaşamıştır. Ancak kendi dinamikleri üzerinde büyümeyen bu cumhuriyet deneyimi kuruluşundan bir yıl sonra Qadı Muhammed ve 11 arkadaşının Çarçıra meydanında idam edilişi ile son bulmuştu. Doğu Kürdistan arazi olarak, uçsuz bucaksız yaylaların duraksız seyrinde doğallığında akıp gitmekteydi. Yer yer arazinin çıplak dokusuna nazaran beliren, karanlık ormanları gerilla için vazgeçilmez bir dayanak oluyor. Doğu’nun mistik gerçekliğinde şekillenen Kürt kültürünün otantik dokusunu koruyan ve yaşatan özü, Kürt dili ve kimliğinin hala canlı kalmasına önemli bir etken olmuştur. Doğu Kürdistan her dört parça içerisinde en çok lehçenin konuşulduğu yer olurken, PKK hareketinin ortaya çıkışı ile beraber, Kurmancların, Soranların, Kelhorların, Hevramanların, Lorların ve tüm Doğu Kürtlerinin katıldığı bir özgürlük ruhu açığa çıkmıştır. Bu da doğru ölçülerle ifadelenen bir ulusal bütünlüğün ortaya çıkmasında ulusal bir zenginlik olarak yansıma bulmuştur. Kaldı ki, Önderliğin yakalanması ile beraber birçok yerde yaşanan direniş kültürü, doğunun gizemli dokusundaki ulusal bütünlük arz eden gerçeğini, daha açık ortaya koymuştur.

  Önderliğin esaret altına alındığı yıllarda doğu Kürdistan halkı ayağa kalkmış, Doğu’nun dört bir yanında ardı arkası kesilmeyen eylemler gerçekleşmişti. 1999 öncesi partinin çok sınırlı çalışmalarının olduğu bir alan olan Doğu Kürdistan'da serhıldan ruhu öyle güçlü bir safhaya gelmişti ki, adeta bu geniş coğrafyada kendiliğinden gelişen bu serhıldan coşkusundan uzak düşen halk kesimi yok denecek kadar azdı. Gençlik ve kadın bu serhıldanların başını çekerken Doğu Kürdistan’ın birçok yerinde İran güçleri ile çetin çatışmalara girilmiş, Kürt halk Önderliği büyük bir bağlılıkla sahiplenilmiştir. Bu temelde doğu gençliği yönünü büyük bir inançla dağlara çevirirken, günümüze kadar önü alınamayan çığ gibi büyüyen güçlü bir katılımın kapıları sonuna kadar aralanmıştır. Artık özgür Kürdistan dağları, doğu gençliğinin iddialarının odaklaştığı yegane alanları haline gelmiştir. Katılımlar günbegün artarken, dağların her karışında kahramanca şehit düşen gençler, halklaşan bir hareketin Doğu yüzünde de en güçlü kutsal bağlarını oluşturmuşlardı. Artık şehitler gerçeği ile kutsanan bu topraklar da yürürken dahi bin kere vicdan muhasebesi yaptığımız kutsal topraklarımız olarak anlam kazanmıştır.

  Kuşkusuz bu anbean kutsadığımız toprakların her karışında kahraman şehitlerimizi ortaya çıkarırken, bu gerçek Salmas kentinde de aradığı anlama kavuşmuş, şehitlerle büyüyen bir gerçeğin devamcısı olmuştur. 2009 baharında şehit düşen Rüstem arkadaş bu zincirin belirgin halkalarından olarak anlam kazanacaktı.   Rüstem arkadaş mücadelenin doğuda böylesi bir rotaya uzandığı 2002 yılında gerillaya katılarak özgürlük hayallerinin odakladığı dağlarla en doğru ve en özlü buluşmayı sağlamıştır. Rüstem arkadaş belli bir dönem Güney Kürdistan'da kaldıktan sonra 2005 sonbaharında önerisini yaparak Erzurum eyaletine kadar uzanan yolculuğunu başlatmıştır. Eyalette ilk bulunduğu senede kış ve pratik sürecini Bingöl’de geçirdikten sonra, yolculuğuna daha da devamsallık kazandırarak, diliyle, kültürüyle, rengiyle ecnebi olduğu Karadeniz diyarına kadar uzanmıştır. Rüstem arkadaş 2007 ve 2008 yıllarını da, pratik bahar sürecini Karadeniz’de geçirmiş, son Karadeniz yolculuğunda Karasuyu kesmeye çalışırken silahı Karasuyu’n derin akıntısında yitip gitmişti. Rüstem arkadaş her zaman bunun rahatsızlığını derinliğine hissederken, bu anlamda her zaman kendini sorgulayan bir tavrın içinde olmuştur. Bu örnekten dahi rahatlıkla anlaşılacağı üzere Rüstem arkadaş gerçeği hataları tekerrür eden değil, doğru sorgulamaya tabi tutarak aşmayı esas alan bir tarzın ifadesidir. Böylesi bir yaşam duruşu içinde olmak onun olmazsa olmazlarındandı.

  Rüstem arkadaş yaşamıyla,, üslubuyla, yoldaşlığı ile doğal bir arkadaştı. Her arkadaşa yaklaşımda yoldaşlık ölçüleri ekseninde sade bir ilişkiyi esas alırken, arkadaşlarla ilişkilenmede anlam gücünü derinliğine yaşamıştır. Bu temelde kurduğu toplumsallık özünde saygın, anlam yüklü bir yaşamın sağlam zeminlerini oluşturmuştur. Rüstem arkadaş yaşamında çok fazla konuşmaktan ziyade parti yaşamının keskin doğrularının doğru eylemcisi olarak çevresindeki arkadaşlara uzandırmayı amaçlardı. Yaşam seyrinde doğruların söylenmesinden çok, pratiğe taşırmanın, daha anlamlı olacağı gerçeğini yaşatanlardandı. Bu açıdan Rüstem arkadaş, partimizin temel esaslarından biri olan “Söz ve eylem birliğinin” özlü bir pratikçisi olmuştur. Neredeyse Rüstem arkadaşın en belirgin özelliklerinin başında gelen ilke insanı olma, onu çok kısa bir zaman önce tanıyan kişinin bile, çok rahatlıkla fark edeceği bir doğru olacaktırı.

  Rüstem arkadaş güzelliklerle taçlanan farklı özelliklere sahipti. Onu ilk gören biri bu ayrışan özelliklerini hemen fark eder, onunla diyalog kurmanın rahatlığını aranırdı. Bir çiçek misali sade bir yapıya sahip olan bu arkadaşımız, etrafındakilere özlü duygularını çok çabuk hissettirirdi. Parti ortamının olgun gerçeğine olgun, anlayışlı ve saygın kişiliği ile katılım sağlardı. Kuşkusuz Rüstem arkadaşın parti yaşamına katılımı parti doğrularını, ölçülerini, ahlakını, emeğini ve kültürünü içselleştirme temelinde olmuştur. Ve yaşamdaki özlü duruşu ile çok açık bir şekilde göstermiştir ki, partiye katılmak sadece fiziki değil, aynı zamanda her gün bireyin kendinde boyutlandırdığı Parti doğruları temelinde olacaktır. Rüstem arkadaş her zaman böyle anlamış, böyle derinleşmiş ve böyle bir katılımın sahibi olmuştur.

  Rüstem arkadaş birikimli bir arkadaştı. Olay ve olguları değerlendirirken duygusal bir yaklaşımdan ziyade akıl yolu ile çözümlemeyi yöntem edinirken, bu temelde vicdanlı adil bir sorgulamayı esas almıştır. Adeta bizlerin çokça yanılgıya düştüğü bir yaklaşım olarak, olayları sonuçlar nezdinde değerlendirme durumu vardır. Fakat Rüstem arkadaşta ise, açığa çıkan tahribat ya da sorunları sadece sonuç bağlamında ele almaktan ziyade, o sonucu ortaya çıkaran nedenleri de açıklayabilme ve bu temelde derinleşme gerektiren bir yaklaşım olarak belirtmektedir. Bu da yaşanan sorunların derinlikli çözümüne kapı aralarken, sorunların bir daha tekrarlanmaması için kapıya katlı bir kilit çekmiştir. Denilebilir ki, Rüstem arkadaş vicdan ve zihniyet muhasebesinin güçlü bir savaşla kifayet kazandığı yılmaz bir savaşçıydı. Bunun örneklerini Rüstem arkadaşın parti yaşamındaki tutarlı duruşunda, sıkça görmek mümkündür.

  Bir çiçek sadeliği ile yaşamımızın her anında varlığını koruyan Ş. Rüstem gerçeği, onunla yaşadığımız anıların, saklı olduğu saygın bir kişilik olarak kutsal gerilla yaşamında varlığını hep korumuştur. Bu temelde, alçakgönüllü, anlayışlı ahlaklı gerçeğini, sohbetlerimize çalışmalarımıza, özcesi yaşadığımız her ana ve mekâna layıkıyla işlemeyi bilmiştir. Rüstem arkadaş bunu özlü duruşu emek veren yapısıyla, vicdanlı adil yaklaşımlarıyla ve sözün gereğini yerine getiren pratiğiyle her zaman ortaya koymuştur. Çay içmediği halde sabah erkenden kalkarak arkadaşlara usanmaksızın çay hazırlamıştır. Fizikken güçlü olmamasına rağmen en ağır çalışmaları sırtlamıştır. Birçok arkadaştan yetkin olduğu halde en yeni arkadaşın ardında yoldaşça yürüme olgunluğunu göstermiştir. Daha sayamayacağımız kadar çok güzelliğin ifade kazandığı kahramanlarımızdan olan Rüstem arkadaş yaşamımızda tırnakla kazırcasına damla damla çoğalttığı doğrular ve yarattığı güzellikler ile parti doğrularını yaşayarak öğreten, öncülerimizden olacaktır.

  Kuşkusuz Şehit Rüstem gerçeğini anlatmada bir damla dahi diyemeyeceğimiz bu kısa anlatım, umut ediyorum her şehit arkadaşımız için romanlara uzanmaya teşvik eden bir gerçeği açığa çıkaracaktır ki daha ismleri dahi gün yüzüne çıkmayan sayısız kahraman şehidimizi düşündüğümde yazmanın gereğini insan daha derinden hissetmektedir. En azından böyle olursa bu kahramanlarımızın doğrularını, güzelliklerini, anılarını yaşatmakla sınırlı olunmayacağını daha iyi anlarken, bu nedenle yeni nesillere taşımanın zorunluluğunu bilerek, şehitler gerçeğini daha da anlamlandırmaya çalışacağız. Şehitler öykümüzün, Rüstem arkadaşa ilişkin olan bölümünü de burada sonlandırırken, her kahraman şehidimizin, binlerce kahraman şehidimizi anlattığı gerçeğine sığınarak, şehitler öykümüzü daha da derinleştirmeyi esas alacağız.  

Mücadele Yoldaşları

20.1.2011

Kod Adı: Rüstem Erdal 

Adı Soyadı: Settar Alizade    

Şahadet Tarihi ve Yeri: 21 Mayıs 2009’da Amed Lice’de çatışmada şehit düştü.