Hogir yoldaş Afrinli bir militandır. Afrinli olsa da Halep’te büyümüştür. Nasıl ki İstanbul’un Türkiye sınırları içerisinde en büyük Kürt şehri olduğu söyleniyorsa, Halep’te herhalde Suriye’de en büyük Kürt şehirlerinden sayılır.
Hogir yoldaşın özgürlük dağlarına akışının en temel nedeni Kürt halk Önderliğine karşı geliştirilen uluslararası komplodur. Oda birçok yaşıtı, adaşı, akranı gibi Kürt halk Önderliğinin bu denli pervasız bir komployla TC devletine teslim edilmesini hazmetmemiştir. Ve Kürt halk Önderliği tutsak düşürüldüğünde direkt dağların yollarını tutmuştur.
Afrinli olmak doğallığında biraz da emekle haşır neşir biraz da emekle yoğrulmak demektir. Hogir yoldaşta böyle bir yoldaştır. Dağa adımını atar atmaz emek yönü güçlü olan bir Afrinli olarak bu yönünü daha da geliştirmiştir.
Bir de Hogir yoldaş PKK militanlığının bireyin kendi duruşuyla sağlandığını erkenden fark eden biridir. Bunun için bulunduğu tüm alanlarda yaşamıyla söylemek isteyeceklerini söyler. O, kısa süre içerisinde pratik yeteneklerinden dolayı komutan olduğundan hep kişilik duruşuyla yoldaşlarına söylemek isteyeceklerini söyleyecektir. Bu duruş doğalında herkes tarafından kabul edilen, bireyin söyledikleriyle eylemlerinin bir olması, uyum içerisinde olması, bir insanın özlü olmasının ve samimi olmasının işaretleri olarakta görüldüğü için Hogir yoldaş, hep aranan ve sevilen bir yoldaş olmuştur.
Hogir yoldaşın başka güzel bir meziyeti dilinin yumuşaklığıdır. Yoldaşlarla ilişki kurmada hiçbir zaman zorlanmayan Hogir yoldaş, aynı zamanda ilişkilendiği yoldaşları etkileyen hatta çoğu zaman pratiklerde görüldüğü gibi ona bağlanılmasına yol açan nedenler arasında olmuştur. Öyle ki onu sürekli soran ve arayan çok sayıda arkadaş her zaman olmuştur. Örneğin Hogir yoldaşla birlikte kalan Ronahi Faraşin arkadaş: “Hogir arkadaşa farklı bir bağlılığım vardı. Bizden koptuğu, karargahtan Geliye Zap’a gittiği zamanda sürekli kendisini soruyordum. O arkadaşı hep arıyordum. Niye? İnsan örgüte yeni katıldığı zaman bir arkadaşı gördüğün zaman çok farklı oluyor. Örgütteki arkadaşlığını kendine örnek alıyorsun. Bunun için de Hogir arkadaşı kendime örnek alıyordum” diyerek Hogir yoldaştan ne kadar etkilendiğini söylemiş oluyor.
Evet, Hogir yoldaş birçok pratiklerde kalmıştı. Öncelikli olarak Kandil’de, sonra Gare’de, ardından da 2003 yılından itibaren de Zagroslarda kalacak ve daha sonra 2009 yılının sonunda Amed eyaletine geçecektir. Kaldığı tüm alanlarda fedakarlığı, güzel dili, ilişkilerdeki ustalığı ve tabi ki birde yoldaşlarına olan bağlılığı her zaman tüm arkadaşlarını etkilemiştir.
Hogir yoldaşı tanıyanlar, O’nun insan ilişkilerinde ayrı bir cevherinin olduğunu rahatlıkla görebilirlerdi. Öyle ki O’nun her bir yoldaşa yaklaşımı farklı olurdu. Burada bir yoldaşa ayrı yaklaşması ya da başka bir yoldaşı kollamasından ziyade her yoldaşın özgün durumunu gören, kavrayan, her yoldaşın farklılığını hissederek yaşayan ve yaklaşması söz konusu olduğundan kendisini bulunduğu her ortamdan ayrı kılıyordu. İknacı yönü çok güçlüydü. Bir yoldaşa bir şeyi kavratmak için gerektiğinde saatlerce uğraşır ve kavratırdı.
Yaşama katılımı çok güçlüydü. İnsan ilişkileri dediğim gibi çok güçlüydü. Eğer bir yerde bir yoldaşı kırmış ise bunu aşmanın mutlaka yolunu bulur ve giderirdi. Üzdüğü ya da kırdığı bir yoldaşı varsa onunla ilişkilenerek özür dilemesini ve de özeleştirisini vermesini bilirdi. Böyle yüce ve erdemli yönleri gelişkin olan bir militandı Hogir yoldaş.
Hogir yoldaşın çok güçlü askeri deneyimi bulunuyordu. Bunun için eylemlerde her zaman rolünü ileri düzeyde oynardı. Bundandır ki, O’nunla kalan yoldaşlar ona fazla güvenirlerdi. Şehit yoldaşların anılarını sürekli diri tutarak düşmana karşı kinini hepimize hissettirirdi. Kendisine şehitleri yaşayan bir yoldaş demek yanlış olmayacaktır.
Şehitleri anı anına yaşamak kendisinde bir özellikti. Bir de O, kendisini şahadete hazırlıyordu. Halkı için canını vermenin tüm hesaplarını yaparken ucuz gitmemeye büyük özen göstermeye dikkat ediyordu. “Bir militan büyük vuruşmalı ve şehit düşecekse büyük şehit düşmeli” diyerek doğru şahadetinin yolunu yoldaşlarıyla her zaman paylaşırdı.
Bu yaşam duruşuyla kuzeye geçmeden önce kaldığı Geliye Zap alanında tüm yoldaşların sevgisini kazanmış ve herkesin yüreğinde kendisine yer açmıştı.
Kuzeye gitme hazırlıklarını hep diri tutuyordu: “Ben gittiğimde burada yaptığımın on katı kadar çalışacağım” der ve “Yeter ki örgüt beni göndersin, gerisini ben getiririm” sözleri halen kulaklarımızda yankılanıyor.
“İnsan bir yere kendini hazırladığında, bir yere gideceksem orada yardımcı olmalıyım, yük olmamalıyım.”
“Kuzeye gittiğimde yardımcı olmalı, çabuk şehit düşmemeliyim.”
“Düşmanın elinde kolay kolay şehit düşmem.”
“Önderliğin bizden istediği çok farklı. Hiçbir zaman ölümden korkmuyorum ama kolay bir ölümden çok korkuyorum” diyerek bu halk için canımızı verirken nasıl vermemiz gerektiğini de dile getirmiş oluyordu.
Kuzeye gideceği netleşince birçok yoldaş: “Hogir arkadaş gitti, bizi burada bıraktı” diyerek serzenişte bulunmuşlardı. Bunu duyan Hogir yoldaş, bizleri toplayıp eleştirmişti. “Hogir arkadaş bireylere bağlanmanın yanlış olduğunu, bunu kendim için de kabul etmem” diyerek biraz da kızmıştı bizlere. Çünkü PKK militanlığı sadece çizgiye bağlanır asla ama asla kişilere bağlanmaz. Kişileri sevebilir. Nitekim her devrimci sevilmeyi yüzlerce kez hak etmiştir; ancak devrimde bağlanılması gerekli olan değerler bellidir. Yoldaşlığımızdır, şehitlerimizdir, halkımızdır ve tabi bir de en büyük değerimiz olan Önderliğimizdir.
Bağlılığı ise bu değerleri yaşatmakla eş görüyordu. Bunun için: “Birçok arkadaşa bağlandım, şehit düştüler, şimdi tek başıma kaldım, onların intikamını almak istiyorum. Onlara bağlılığım kadar intikamlarını yaşamda almalıyım” diyerek söyleyeceklerini söylemiş oluyordu.
Ve Hogir yoldaşın bir de kadın yoldaşlara ilişkin yaklaşımını dile getirmek gerekiyor. Hogir yoldaş, gerçekten kadın yoldaşlara oldukça saygılı olan bir militandı. Belki bu özelliği Afrinli olmasından ileri geliyordu, bilemiyorum. Afrin tanrıçaların diyarı olarak bilinir. Belki de bu tanrıçalara karşı gösterdiği saygıdan, dağlardaki özgür kadın tanrıçalara da çok saygı gösterirdi. Bu konuda çok özenli ve itinalıydı.
Özcesi yoldaşlık sevgisi çok güçlüydü, dikkat çekiciydi. İhanete karşı çok tepkiliydi. Özgürlük duruşunda ısrarcıydı. “Biz Kürt çocuklarıyız, daha güçlü bir birlik yaratmalıyız, birbirimize kavratmalıyız” derdi. Mücadelesi ve hedefi bu esas üzerineydi. Bu yönden savaşından duruşuna, arkadaşlığından yaşamına kadar çok güçlü bir irade sergileyen Hogir yoldaş, en son 21 Haziran 2010 günü Silvan'a Bağlı Başnık karakol baskınından sonra düşmanla yaşanan çatışmada, Piro-Rıza Güven yoldaşla birlikte şehitler kervanına katılmıştı.
Duruşuyla herkese, hepimize örnek olan militan yoldaş seni asla ama asla unutmayacağız!
Kod Adı: Hogir Afrin
Adı Soyadı: Muhammed Cemal
Şahadet Tarihi Ve Yeri: 21 Haziran 2010 Silvan'a Bağlı Başnık Karakolu Eylemi