İşgal, katliam ve göçün gölgesi bin yıllardır, Kürdistan üzerinde kara bulutlar gibi dolaşmıştı. Ta ki tüm kara bulutları parçalayacak ışığın doğuş gününe kadar. Bu ışık o kadar yakıcıydı ki tüm geri zihniyetlere bir darbeydi. Işık o kadar yakıcıydı ki, toprak ananın bağrında büyük bir coşku ve heyecanla tohumlar fışkırmış, çiçeğe durmuş ve tüm insanlığı doyuracak meyveye dönüşmüştü. Kutsal toprakların yiğit evlatları özgürlüğe susamışçasına uyanacak, her türlü zulmün ve adaletsizliğin karşısında, gerçek kanıtları olacaktı. İşte böyle yaşayacaktı Mezopotamya çocukları. Mukaddes kanlarıyla kahramanlığın abideleri olacaktı. Işığın gücü o kadar çekiciydi ki, hiçbir engel olmaksızın yürüyeceklerdi özgürlük yolunda. Özgürlük Ateşi bir meşale gibi elden ele geçecek ve maratonun sonsuzluğunda koşacaklardı özgürlük savaşçıları. Yaratılan değerleri büyük bir fedakârlıkla yüceltmek için ASO arkadaşta, kutsal toprakların binlerce şehitlerinden biri olmak için, maraton bayrağını tutuşturmuştu.
Aso yoldaş direnişin ve yurtseverlerin kenti Mahabat’ta dünyaya gelmişti. Mahabat’ın acı zulüm ve güzelliklerini, özgürlük ve beraberliğin sembolü olan Kürt Cumhuriyetini, onurlu insanları ve Qazi Muhammedlerin idamını daha küçük yaşlarda duyacak ve yaşayacaktı. Bunun için ismini Aso koymuştu. Çünkü Mahabat’ın acı günlerinin çocuğu, umudun ve arzunun adı olacak, bakışlarında umudu yaratacaktı. Urfa’yı mücadelesinin bir olgusu yaparken O inanıyordu ki Ararat’tan yükselen sarı kırmızı yeşil bayrağın, yalnızca Ömerli köyünde kendi gerçek yerini bulacağına ve Mahabat’ın dayanağı olacağına. Aso yoldaş sahte dostlara karşı her zaman kendinde kini büyütmüştü. Mahsum bir gülüşün ve tebessümün gizeminde yaşarken, düşüncesindeki büyüklüğü bir yaşam duruşu haline getirmişti. Sessizdi, ama O büyük yalnızlığın acısını yüreğindeki halkıyla birleştirecekti. Annesinden dinlediği masalların kahramanlığını bu kez Aso yoldaş kendisi destanlaştıracaktı. Annesine olan sevgisini Kürt analarının kalbine yerleştirecekti. Ne olursa olsun yüreğindeki özgürlük marşı olan Ey Raqip’i, bir türkü gibi söyleyecekti. Ve tüm çocukların dilinde ve gülüşlerinde direnişin abidesi olacaktı. Mücadeleye olan aşkını Amed meydanlarında haykıracaktı. Bu kez çocukların masallarında kahraman olarak anlatılacaktı. Direnişinizle korku saldınız düşmanlarınıza, korkuları değimliydi ki kimyasalları kullandılar. Ama şunu unutmuşlardı ki öldükçe çoğalacaklardı. Ellerine aldıkları maraton bayrağını, diğer şehit yoldaşları gibi en zor olan yolu koşar adımlarla coşturacaklardı maratonun sınırsızlığına. Birleşerek özgürlüğün kasırgası olup, kara bulutları yok etmek için Önder APO ile buluştular. Işığın yakıcılığında sarıldılar toprak anaya. Şahadetinizle yarattığınız fedailiği, her attığımız adımda her başımızı kaldırdığımızda, sürekli yürek ve beyinlerimizde yaşacak ve yolunuzun takipçisi olacağız. Bir kez daha tüm şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyor ve sözümüzü yeniliyoruz.
SİLAH ARKADAŞLARI
KOD ADI: ASO MAHABAT
ADI SOYADI: KEMAL TAHAZADE
DOĞ. TAR. YERİ:1978-MAHABAT
KATILIM TARİHİ: 1999