SERHAT BERXWEDAN-SAMED GÜLŞEN YOLDAŞIN ANISINA

Serhat arkadaşı nasıl anlatır insan o bilinmez. Yaşamıyla güzelliklerin kendisi olan bir insanın hakkını verip verememekte kendi başına bir sorun. Uzun gerilla mücadelesinde acaba o bir gün bir yoldaşının kalbini kırmış mıdır diye kendine soramadan edemiyor insan. Serhat yoldaşın “Düzeyi ne olursa olsun kendini ve çevresini geliştirme hevesi olan, kendine abartılı yaklaşmayan, ama zavallı duruşta sergilemeyen, kendinden emin, kaygısız, eleştiri geliştirebilen ve kaldırabilen, mütevazı ve örgütselliği dayatanla ilişki geliştirebilinir” yaklaşımı esasta onun yoldaşlığa ilişkin yaklaşımlarını belirleyen ölçülerdir.

Bunları söyleyen Serhat yoldaş: “Kendimi parti ölçülerine göre daha etkinleştirmediğimden dolayı bazı anlayışları ve yaklaşımları önceden fark edemiyor, dolayısıyla istenilen tavrı zamanında koyamıyorum. Ayrıca bazen ters bir cevapla çabuk kırılıp eleştiri geliştirmeme de çıkabiliyor. Güçlü yönler olarak; ikna edici tarzı esas alma, yaşamda tartışabilen, herkese eleştiri geliştirebilen, eleştiri kaldırabilen, en küçük eleştiriye bile özenle yaklaşım var. Ayrıca herkese güven duyma ve saf yaklaşma ortaya çıkıyor” diyerekte hem özeleştiri yapıyor hem de eleştirisini dile getiriyor.

Şöyle ya da böyle hep biraz Serhat yoldaşla kalan biri olarak onun sevilmemesi düşünülemez. Sessiz, sakin, sevecen, yardım sever, fedakâr, güleç ve de insan sevdalısı. Kürt halkına ölüne bağlı yaşamasını bilen ve de bu halk için her şeyi göze alan bir yoldaş.

Toplumda da çokça görülür kimi insan vardır öne çıkar ve kimi insan vardır tüm emekçi ve güzel yanlarına rağmen kimse onu tanımaz bile. Özgürlük saflarında bu düzeyde olmasa da yine de böyle emeğin adeta bileşkeleri olan militanlar vardır. Ve devrim aslında bu ismi, şanı duyulmamış olanların sırtında yürür. Onlar devrimin gerçek hamalları gibi en büyük emekçileridir. Ve kendileri için bir gün bir şey istedikleri görülmemiştir. Seslerini yüksek perdede duyanlar da olmamıştır. Ve öyle ki onlar her eylemin içerisinde olsalar da bir gün onların kendilerinden bahsettikleri duyulmamıştır.

İşte Serhat yoldaş böyle bir yoldaştı. Uzun yıllar mücadele içerisinde olmasına rağmen onu yeni görenler eğer saçlarında aklar olmazsa onun eski olduğunu kimse bilmeyecektir. Yaşamdaki yaklaşımlarıyla sanki daha yeni katılmış bir genç gibi her işin içerisinde, her konuşulanı dinleyen ve saygı ölçülerinde tek bir kusuru olmayan bir militan. Ve dediğim gibi siz buna kocaman teorik birikimini de ekleyin. Eğitimci olduğunu ekleyin. Tercüman olduğunu ekleyin. Ve de üniversite okuduğunu ve onun bu okulu bitirerek gerilla saflarına geldiğini de ekleyin. Ve böyle birçok meziyeti sıraladıkça sıralayabilir ama tek değişmeyen bir şey var ki o da Serhat yoldaşın sade, saf, saygın, sevecen kişiliğinin tüm bu özelliklere rağmen kalacak olmasıdır.

Onunla kalan bir yoldaşı olarak onun bu duruşuna her zaman hayran kalmışımdır. Onun bir gün bir şeye kızmasını ise günlerce hatta aylarca beklemişimdir. Ama o bir gün bir yoldaşına dahi ses tonunu yükseltmeden devrimin bu coşkusu içerisinde kendisine has oluşturduğu bu güzel meziyetleriyle yoldaşlarının gönlünde tahtını kurmuş ve bu tahtın asla ama asla vazgeçilmeyecek olan yoldaşı, militanı, dostu ve de silah arkadaşı olmuştur.

Evet, Serhat yoldaşı unutmak asla ama asla mümkün olmayacak olan bir durum olduğunu kendimden bilirim. TV ekranlarında onun şahadet haberini aldığımda gözlerimde akan gözyaşları durduramayan biri olarak bilirim ki böyle onlarca onun yoldaşı vardır. Çünkü o sıradan bir yoldaş olmanın ötesinde oldukça seçkin bir yoldaş olarak yüreğimize işlemiş ve bu yüreklerimizi fethetmesini kendi dili, üslubu ve mizacıyla bunu başarmıştır.

Evet, Serhat yoldaş böyle bir yoldaş olarak PKK saflarına gelmiştir. Batman’lıdır. Batman yüreğimizin güzel bir köşesidir. Boşuna “Batmanê Batmanê çav beleke, zin zerefe” dememişlerdir. Boşuna Batman’ı yüreğimizin tam ortasına koymamışızdır. Çünkü Batman Edip Solmazların diyarıdır. Agitlerin diyarıdır. Birde Batman Sarı İbrahimlerin diyarıdır. Evet, Batman tam da yüreğimizin ortasında yerini koruyan küçük cennet parçamızdır.

Serhat yoldaş ise bu cennetin en güzel insanlarından biridir.

Serhat yoldaş1 1998 yılında gerillaya katılmıştı. Gerillaya katılmadan önce de halkın içerisinde aktif çalışmaların içerisinde yer alan bir yoldaştı. Ve halk çalışmaları eskilere dayanır, öyle ki örgütsel çalışmalarını 1994 yıllarına kadar götürmek mümkündür. Bu engin birikimi zaten onun gerilla pratiklerinde görmemek mümkün değildir. O her davranışıyla adeta bir tarihin tecrübesi gibi hareket ederek insanları etkilerdi.

Önderliğimize karşı geliştirilen uluslararası komplo sürecinden sonra artık Edi Bese diyerek dağlara tırmanmıştır. Daha önce ki çalışmaları halk çalışmalarının yanı sıra ağırlıklı olarak yeni savaşçı katma çalışmasıdır. Ve bunu büyük bir başarıyla yerine getirerek dağlara yönelir. Gönlü rahattır. Bir tarihle hesaplaşmak için ön cephelere gelmiştir birde sivilde yapabileceklerini yapan biri olarak gönül rahatlığıyla gelmiştir.

Önce güneyde kalmış, tecrübesine ve teorik birikimini daha da geliştirmiş ardından da 1 Haziran öncesi süreçte kuzeye geçmiştir. Yaşça yoldaşlarına göre büyüktü. Fiziki olarakta ciddi sorunları olmasa da çok güçlü değildi. Lakin en zor işlerin her zaman tam ortasındaydı. Güven isteyen işlerin tam ortasındaydı. Ve emek isteyen işlerin tam ortasındaydı.

Bunun için Haftanin alanından Botan sahasına geçtikten sonra eyalet cephanesinde yerini alacaktır. Cephane çalışması gerilla da en önemli çalışmalardan bir tanesi olarak bilinir. Öncelikli olarak emek işidir. Sonra güvenilmesi gerekli olan bir iştir. Yine duyarlı ve disiplin isteyen ve sürekli hareket isteyen bir iştir. Özcesi tam bir militan duyarlılığı gerektiren bir iştir. Ve Serhat yoldaş bu çalışmayı uzun süre yürütecektir.

Sessiz olsa da şakaları seven bir yoldaştı. Şakaları oldukça ölçü içeren ve devrimci ciddiyet içeren şakalardı. Öyle ki onun şakalarında tek bir yoldaş incinmezdi. Tersine onun şakaları biraz da yaşamın ölçüleri gibiydi. Yaşamda moralli bir yoldaştı. Bir moralsizlik yaşandığında hemen bir şaka yaparak soğuk havayı dağıtırdı.

İdeolojik olarak da belli bir birikimi vardı. Cephaneciydi ama disiplin kurulunda da yer alıyordu. Sürekli örgütsel çalışmalardaydı ve o yüzden de hareketliydi. Cephane işinden dolayı alandaki bütün güçlerle ilgileniyordu.

Eğitsel olarak da gelişkindi. Bulunduğu birliklerde sürekli bir eğitimci olarak bilinirdi. Talimatları Kürtçeye çeviren yine Serhat yoldaştı. Bunun için o her zaman aranan bir yoldaştı.

Çok sabırlı bir arkadaştı, örgütsel kişiliği öndeydi. Dar, kendine göre ve sadece kendinden ısrar eden biri değildi. Herkesi anlamaya çalışan bir yoldaş olarak empati kavramını her halde içimizde en ileri düzeyde içselleştiren bir yoldaştı.

Serhat yoldaşın çok güzelde bir sesi vardı. Özelde de Bave Kalan parçasını çok içten söylerdi. Ve doğrusu o tüm morallerde mutlaka bu güzel sessinden dolayı her zaman birkaç parçayla yoldaşlarının yüreğine su serperdi. Kendisi de bu şarkıyı çok seviyordu.

2004 baharında kendisinin geliştirdiği öneriyle Gabar’a geçmişti. Eskiden Batman ve Mardin taraflarında milislik yapmıştı. Ama bu sefer gerilla olarak gidecekti. Epey bir süre başarılı bir çalışmayı bu alanda yürüttükten sonra uzun bir süre sonra yeniden güney sahalarına çekilmişti.

2006 yılının sonlarına doğru güneye gelmiş önce bir ön hazırlık kampında kaldıktan sonra 2007 yılının baharında Mahsum Korkmaz Akademisi’ne alınmıştı. Mahsum Korkmaz Akademisi’nde başarılı bir duruş sergileyerek Bölük komutanlığa terfi ettirilmişti.

Okul sürecinde diş sorunu olsa da bir gün eğitime ara vermemek için bu sorununu dillendirmemiştir. Ancak onu tanıyanlar da biliyordu ki bu ağır durumu böyle tahammül edecek tek kişi Serhat yoldaş olabilirdi. Bu durumu bilen yoldaşlar onu diş doktoruna göndermişler ve kısmen bu sorunu çözmüşlerdi.

Serhat yoldaş eğitimini bitirdikten sonra yeniden kuzey önerisi yaparak yine Botan’a doğru yola çıkmıştı. Gelir gelmezde tekrardan Gabar’a, Mardin’e geçmişti. Bu kez iddiası çok daha üst boyuttaydı. O Mahsum Korkmaz Akademisi’nde ciddi denilebilecek bir askeri eğitim almış ve de topografya branşında en iyilerinden biri olarak mezun olmuştu. Yine ağır silahlar, sabotaj, operasyon bölümlerinde de eğitim alarak önemli birikimler edinerek kuzeye geçmişti. Ve bu onu daha iddialı kılmıştı.

Gabar’da bu iddiasıyla önemli çalışmalarda yerini alır ve başarılı bir performans gösterir. Ne var ki 2009 yılının bir 12 Mart gününde düşman güçleriyle girdiği bir çatışmada şehitler kervanına katılır. Aramızdan ayrılarak sonsuzluklar diyarına göç eder.

Evet, çok güzel bir insanı sonsuzluklara gönderirken onun bir yoldaşı olmak gururunu her zaman en yükseklerde dillendireceğim gibi onu bize bıraktığı yoldaşlık bayrağını her zaman en zirvelerde dalgalandıracağız.

Sözümüz sana budur yoldaş. Sözümüz sana budur.

Şehit Serhat yoldaşın sözleri:

“Savaş benim için; yıkım, felaket, acı, gözyaşı, sürgün ve ölüm anlamına geliyor. Diğer bir yandan da bunların önlenmesi, yaşamın devamı, umudun kaynağı olan kutsal direnme görevinin yerine getirilmesidir.”

Başka bir yerde ise: “Savaş; şiddet, kan, ölüm anlamına gelse de; özgür yaşam, hak, adalet ve hukuk için verildiğinde bir araç olarak yaşamak kaçınılmazdır” diyecektir.

“En çok sevdiğim ve hâkim olduğum silah kleştir.”

“Dağları, yüksek duyguların ilham kaynağı ve özgürlüğün teminatı olarak görüyorum.”

“Şehit; yaşamını inandıkları uğruna feda eden, kendini gelecek yaşamın harcı yapan ve yok olmayandır.

Şehit gerçeği; bir insanın kendi yaşamını gelecek nesillerin harcı yapıp feda etmesi, ilkeli olmanın, yaşamın gerçek anlamını bilmenin ifadesidir.”

“Düşmanı; geriliği, esareti, köleliği, kişiliksizliği dayatan, bu bakımdan savaşılıp değiştirilmesi gereken olarak görüyorum.”

“Kin, intikam ve nefreti; düşman olarak tabir ettiğim şeylere karşı gelişmesi gereken duygular olarak görüyorum.”

“Yaşam; nefes alıp verme ya da yiyip içip çoğalma, uzun ya da kısa olmasından ziyade anlamlı kılmak, irade olabilmek. ”

“Ölüm; yeri ve zamanı geldiğinde ve bunu belirleyecek olanın sen olduğunda anlamlıdır. Ot gelip saman gitmemek önemlidir. Ölüm; Amaçsız yaşamaktır. Kendi ve çevresinin farkına varmamaktır.”

“Özgürlük; kimseye zarar vermeden, düşündüğün gibi yaşamadır.“

“İrade; düşüncelerini ortama yansıtabilme, kendini hissettirmedir.”

“Sevgi; en sade ve saf duygularla yüceliğe ulaşmaktır.”

“Başarı; hedeflediğin amaca ulaşmaktır.”

“Önderlik benim için insanlığın kurtarıcısıdır. Önderliğe bağlılık; felsefesini anlamaya çalışmak ve gerekeni yapmaktır.”

 

Kod Adı: Serhat Berxwedan

Adı Soyadı: Samed Gülşen

Şahadet Tarihi: 12 Mart 2009’da Bagok'ta Çıkan Çatışmada