KARI GÖRDÜKÇE BENİ ANIMSA

Kış her zamanki gibi bizlerle ve biz gerillalar da geçen kışları anımsarız her yaşadığımız kışta… Gerillayı tanıyan duyan herkes olağandışı hikayeleri ile gerillayı hayal eder. Tıpkı hepimizin dağda olmadan önceki bildiği gerilla gibi. Daha sonra gerillaya katılan herkes, bu kimi zaman zor kimi zaman duygu dolu kimi zaman da komik olan hikayeleri hayranlıkla dinler. Çünkü bu anılar da yaşananlar bir tek gerillaya aittir. Bunu yazmaya başlarken bile kendi içimde dedim ki durmadan devam eden gerilla serüveninde şimdi bile uzağımda ya da yakınımda bir yerlerde arkadaşlarımız unutulmayacak güzel anıları topluyorlardır. Eski yeni fark etmez bütün gerillalar için bu böyledir tek fark kimisinin daha fazla kimisinin de yeni birikmeye başlamıştır anıları… Ben de gerilla yaşamımın ilk aylarında yaşadığım heyecan ile masum bakışlı ve güler yüzlü olan Ezda arkadaş ile tanıştım. Çok genç yaşta olmasına rağmen, zamanında olgun yaklaşıp yine zamanında ağız dolusu gülerdi. Yeni savaşçılardan sonra birbirimizi göremedik. Ayrılışımızdan bir yıl sonra düzenlemesi ikimizin de çok sevdiği Govendê’ye oldu. Artık güzel yoldaşımla aynı taburdaydık, birbirimizi görünce her zamanki sıcaklığı ile gülümsedi ve birbirimize sarıldık. Bir pratik boyunca beraber kaldık. Govendê sevdası onda da büyük ve anlamlıydı. O kayaların her karışında kahramanların izleri canlılığını korurken Ezda arkadaşın da bu dağın her taşını sevmemesi mümkün değildi. O kayalara bizlerden önce ekilen tohumların filizleri daha ilk gününden itibaren onun yüreğinde koca bir dağ oluvermişti. Ezda arkadaşta o filizlerin tohumlarıyla yer edinmişti hepimizin yüreğinde. Govendê’ye çıkan her patika birçok arkadaşımız gibi onun dalından dökülen ter damlalarıyla ıslanmıştı. Her damla terin emekle yoğrulan anlamı onda da derinlik taşıyordu. Ve o da bütün yoldaşları gibi verilen bütün emeğin arkasında devrimle buluşacağımız gerçeğine büyük bir inanç beslediğinden yorulmayı da emeği de severdi. Bunun için fedakar bir şekilde yaşamın her anında her yerinde bulunurdu. Birçok rahatsızlığı olmasına rağmen hiçbir zaman çalışmaktan geri durmazdı.

 Sonbahar da üslenme vaktinde bölük olarak hızlı bir şekilde Mamreşo’ya taşınıyorduk. Bir gün ikimiz beraber eşyalarımızı almak için Govendê’nin aşağısında bulunan Herguş köyüne gittik. Erkek arkadaşlar Govendê’den bize katır getirdiler. Bizde eşyaları yükledikten sonra yürümeye başladık. Ancak katır çok aç olduğu için yürümüyordu. Katırın otlanması için biraz bekledik sonra yola koyulduk. İki saatlik yoldu ama katır yavaş yürüdüğünden ilerleyemiyorduk. Kasım ayının ortasıydı, önce yağmur yağdı sonra da kar yağdı ve katır bir anda yürümemek için kendisini araziye vurdu tabi o sırada da karanlık olmuştu ve biz karakolun karşısında Mamreşo tepesinin ormanında patikayı kaybettik. Katır çok zorlandığı için yükü indirdik. Kar gittikçe çoğalıyordu üşüyorduk ama karakolun karşısında hareket edemezdik.  Artık geceyi karların arasında geçireceğimizi anlamıştık. Katırı bağlayıp yan yana oturduk. Hava gittikçe soğuyordu biz de o esnada birbirimize arkadaşlardan öğrendiğimiz anıları anlattık. İkimizin de ilk defa karda yaşadığımız bir anıydı hep koruyacağımız. Artık bizim de çok üşüdüğümüz ama içi yoldaşlık sıcaklığı ile dolu bir anımız olacaktı. Sabaha kadar öyle bekledik ve bir konuşup bir sustuk. Sabah olunca da Ezda arkadaş hemen kampa gitti, ben katırın yanında bekledim bölükten arkadaşlar geldiler katır ile yükleri beraber alıp kampa gittik ve ikimiz de tekrar arkadaşlarımıza ulaştığımız için sevindik. Daha sonra defalarca başımıza gelenleri anlatıp durduk çok fazla üşüdüğümüz halde Ezda arkadaş her olaya olduğu gibi buna karşı da gayet sakin ve olgun yaklaşmıştı, bu şekilde ben de sevgili yoldaşımdan güç almıştım. Daha sonra ayrıldık ve hiç görüşemedik en son bana bir not göndermişti. Güzel günlerimizi, umutlarımızı, sevdalarımızı bir bir yazmıştı küçük bir yaprağa. O küçük yaprakta yaşamımızı ve bizleri var eden bütün değerlerimizi dökmüştü satırlarına. Notun sonunda ise tırnak içinde o hiç unutamadığım Ezda arkadaş şu cümleyi yazmıştı ‘‘Karı gördükçe beni anımsa ’’…

ZENDA DİROK

Kod Adı: EZDA GEVER

Adı Soyadı: ŞİLAN GÜDER

Şehadet yeri ve tarihi: 30  Temmuz Şengal