Çalıların içinde sızarak ilerliyorlardı. Büyük bir dikkatle önlerindeki düzlük yerlerden sürünerek dikkatle hedef doğru gidiyorlardı. Onları seyreden arkadaşların heyecanı doruktaydı; çünkü sızma grubu mevzilere 10 metrelik mesafeye yaklaşmışlardı. Oradan itibaren tehlike daha da büyüktü; ama sızma grubunun çekmeli mayınlarından haberi yoktu. Serxwebun arkadaş el bombasını eline alarak pimini düzeltti. Cihazda, tepede olan (düşman yerine mevzilere konulmuştu) arkadaşlara “tepeyi bırakın” denildi. Serxwebun arkadaş bombayı mevziye fırlattığı gibi çekmeli mayına takıldı. Önce ses mayını büyük bir gürültü ile patladı, ardından diğer ferdi silahlar çalışmaya başladı. Gerçek bir eylemden farkı düşmanın olmayışıydı. Tatbikat sona ermişti. Tatbikatın başarısı için tepede olan arkadaşlar sızma grubunun görüntüsünü ve sesini duymayacak diğeri de mayınlı bölgeden gidilmeyecekti. Birincisinde eksiklik yapılmıştı; ama ikinci engele takılmıştı. Serxwebun yoldaşın sızma timi geldiğinde herkes yanlarına koştu; çünkü mayın çok yakınında patlamıştı. Serxwebun yoldaş “bir şey yok” dedi. Çok heyecanlıydı. Göğsü inip kalkıyordu. Nefes nefese kalmıştı. Bütün hırsı, ısrarı ve kararlılığıyla bir gün düşman karşısında böylesine savaşmayı sabırsızlıkla bekliyordu ve çok ısrarlıydı.
Serxwebun yoldaş Özel Kuvvetlere katılmıştı. Temel ve ikinci devreleri başarıyla geçmişti ve daha üst bir aşama olan Özel Operasyon branşına katılmıştı. Mardin’in Kızıltepe (Qoser) ilçesindendi. Liseyi bitirmişti. Edebiyat okumuştu; ama Serxwebun yoldaşın ilgi alanı devrimci ve onun silahlı savaşımı olmuştu. Sarışın, beyaz tenli simasıyla yoldaşlarının büyük sevgisini kazanmıştı. Coşkusu, heyecanı ve fedakarlığıyla.
Mayın olmasaydı başaracaktı; ama savaşta bütün olasılıkları gözden geçirmek, ince ayrıntısına kadar hesaplamak gerekiyordu. “Onu hesaba katsaydım o çalılıklarda çekmeli tuzak hesabını yapsaydım başaracaktım. Bu bana büyük ders oldu” diyordu Serxwebun yoldaş.
Özel Operasyon branşını da başarıyla bitirdikten sonra 2008 yılı baharında Zağros’a pratiğine gider, düşmana karşı savaşır, ektiklerini biçmeye başlar. Kışın tekrar Özel Kuvvet karargahına döner. 2009 yılı baharında Mardin alanına geçmek için Zap vadisinden ayrılır, kuzey yolculuğu başlar.
Özgür maratonunda durmadan koşuyordu Serxwebun yoldaş. Bir değil, birçok başarıya koşma heyecanını yaşıyordu. Nefes nefeseydi, soluksuz bir mücadeleye katmıştı kendini. Kendi hayallerine koşuyordu. Bunları fedai kişiliğinde, yoldaşlığında, bağlılığında yaşayarak, yaşatarak ilerliyordu. Zap’tan kızıl karanfiller taşıyordu Botan’a. Mardin, Gabar onu bekliyordu kucaklamak için.
Dağları selamlayarak Gabar’a vardılar. Her gerillanın varmak istediği bir menzildir Gabar; ama Serxwebun yoldaş orayı da aşıp, Bagok’a mesken kuracaktı. Talihsizlik yakasını bırakmıyordu. Düşmanın keşif uçaklarına takılmıştı grupları. Önce uçaklarından ardından da savaş helikopterlerinin saldırısı oldu. Kobra atışlarında Serxwebun yoldaşta şehit düşer.
Yarına kalan bir aşktı Bagok’tan yankılanan. Ağıt ulaştıramadan bana Serxwebunumu sımsıkı sar onu bedenine Gabar!
Ruhunuz, ruhun şad olsun yoldaşı yoldaşlar! Sizlerin zafer yolunda bizlere devrettiğiniz özgürlük bayrağını Amed surlarında dikene dek ışıklı yolunuzda uslanmadan ilerleyeceğiz!
Hakikat Yolunun Savaşçıları
Kod Adı: Serxwebun Koser
Adı Soyadı: Fahrettin Kuzu
Şahadet Tarihi ve Yeri: 11 Temmuz 2009 Gabar’da operasyonda kobra saldırısında şehit düştü.