BATMAN GENÇLİĞİNDEKİ RUHU CANLANDIRMAYA GİDİYORUM

Bir ayrıcalık değildi bir haktı istemi. Hakkın aşkıyla Kuzey Kürdistan'a doğru hiç yaşayamadığı çocukluğunun heyecanıyla yürürken esir düştü. İhanet çağrılarına karşılık, direnişle cevap verdi. Yüreği kanlılar hiç bir şekilde teslim alamayacağını anlayınca vahşice katletti.

 Kürdistan... Toprağına kendine yabancı bırakılmak için her türlü insanlık dışı uygulamalarla yüz yüze kalan halkların ülkesi. Zulmün, acının, gözyaşının dindirilmek istenmediği topraklar... "teslimiyete hayır direnişe davet var" diyen halkının kutsal ülkesi...

Yiğit anne ve babaları gibi yiğitçe savaşan evlatları var bir de bu güzel coğrafyanın...

“Yaşamak direnmektir” diyerek Newroz’laşan Mazlumları...

Gençliğinin en güzel yıllarını devrime adayıp, son nefesine kadar direnmesine rağmen “Mezar taşıma borçlu yazın” diyen M. Hayrileri…

“İnsanlığın özgürlüğü için mücadele veren Önderliğime dokunursan, bomba olur patlarım içinde” diyen Zilanları…

“Bir yürekte iki güneş olmaz” sözüyle bedenini ateşe vererek her türlü sahte sevgi ve aşkı ret eden Sema’ları ve Fikri’leri.

Şehir direnişlerinde halkına öncülük ederek,  “diz çökmeyeceğiz” diyen Mehmet Tunçları...

“Ne olursa olsun son muhteşem olacak” diyen Çiyager’leri...

Ve Koçerleri...

Özgür yaşamlar uğruna yiğitçe savaşan komutanlarının izinde yürüyen Koçer. Teslimiyet çağrılarına direnişle karşılık veren Koçer… Teslim alamayacaklarını anladıkları anda “o zaman bize iyi davrandılar” diyen deccallara “hayır” cevabını veren Koçer. Çıplak göğsüne dayatılan silahlarla etrafını saran kan emicilere rağmen, göğsünü gererek ve korkusuzca “siz bana iyi davranmadınız ve iyi davrandığınızı söylemeyeceğim” cevabını veren, halkına ölümüne bağlı yiğit Koçer...

Kuzey Kürdistan'a gitmeden hemen önce sarf etmişti şu sözleri: “Garzan'a gidiyorum. Büyük planlarım var. Özelde Batman için planlarım var. Gençliğimiz düşmanın pençelerinde. Düşman orada özellikle onlar üzerine çok kirli politikalar yürütüyor. Ben, Garzan’a, Batman gençliğindeki savaşçı ruhu canlandırmaya gidiyorum.”

Yüreğinden akan bu sözleri söylerken, gözleri okunmalıydı her şeyden önce. Öfke vardı O gözlerde. Evladını yitiren anne ve babanın öfkesi… Masumiyet vardı. Oyunları yarıda bırakılıp, teröristtir diyerek mermilere tutulan çocukların masumiyeti. Hüzün vardı. İntiharın eşiğinde olan genç kızların hüznü… Yüz yıllardır güzel coğrafyasına saldıran, talan edenlere beslediği intikam vardı. Heyecan, sevinç, umut ve cesaret vardı.

Gözleri fısıldıyordu yaşama sevdası ve umudunun, yüreği kadar büyük olduğunu.

Esir düştükten sonrada çok şey anlatıyordu aynı gözler.

Halkına özgür bir yaşam sunma sözü verirken yolun yarısında savunmasız kalmasının üzüntüsü sarmıştı bakışlarını.

Ve son sözleri...

“Bana iyi davranmadınız ve ben iyi davrandığınızı söylemeyeceğim” diyen o sözler. Yaşadığı işkencenin yanı sıra deccalın yüzüne yılların cevabını haykırıyordu. Yüz yıllardır Kürdistan topraklarını işgal ediyorsunuz, halkımı katlediliyor ve her türlü insanlık hakkından mahrum bırakıyorsunuz. Ben nasıl iyi muamele etiğinizi söyleyebilirim” diyor O asi, yiğit bakışlar.

Anlatamadım seni biliyorum yoldaşım. Mahalleye gidip arkadaşları örgütleyeceğim. Baharda senide orada bekliyor olacağız derken, yaşadığımız heyecanı anlatamadım. Üzgünüm, seni ve senin gibi nice yiğit delikanlı yoldaşımı anlatamadığım için. Ama sözümdür, bu yaşamda size olan bağlılığımla hep mücadele edeceğim.

 

JİYAN AMARGÎ

Kod Adı: Karker Amed 

Adı Soyadı: Mehmet Reşit Vançin         

Şahadet Tarihi ve Yeri: 15 Ekim 2008’de Botan Cudi’de Operasyonda çıkan çatışmada şehit düştü