Bugün size sarı saçlı kızdan bahsedeceğim. Çok uzaklarda bir köy vardı; susuz, elektriksiz, tarım imkânı kıt vb. gibi sorunların olduğu bir köy. Akıllı ve becerikli bir çocuk grubuna da sahip. Dedim ya birçok imkânsızlık. Okul da yok. Hayvancılıkla uğraşılıyor. Geçimini sağlayan birkaç ev ve sarı saçlı kız. Okumaya hevesli olan bu kız ne yapar, ne eder okul okumak için bir çare bulmaya çalışır. Aynı zamanda çocuk grubunun da başkanı diyebiliriz. Ondan küçük 5 kardeşi var. Birbirinden sevimli ve afacan; ama saf ve temiz huylu çocuklar.
Sarı saçlı kız, okul okumak için il merkezine gitmeye karar verir; ama babası izin vermez. Yani sarı saçlı kız, şehre giderse “çocuklara kim bakar, onların derdini, çilesini kim çekecekti?” Bundan kaynaklı sarı saçlı kızın okumasına sıcak bakmıyorlardı.
Köyde kış olunca, zorlanmalarda söz konusu olunca sarı saçlı kızın ailesi şehre gitmek zorunda kalır. Sarı saçlı kıza adeta bir fırsat doğmuştur. Bu kaçınılmaz bir fırsat. Teyzesi okumasından yana, onun sessiz sedasız okula kaydını yapar ve birçok okul ihtiyacını da annesinin yardımıyla hazırlar; ama baba isteksiz. Tabi şu an köy koşulları durgun olduğu için sessizce takip etmekle kalıyor. Sarı saçlı kız okumaya inat, okula başladı derken arada tam dört yıl geçti.
5.sınıfta babası suskunluğunu bozdu ve onu köye götürmeye karar verdi. Annesi ne yapsın. Baba zaten otoriter, bakmakla kalır. Sarı saçlı kızın çırpınışları çare etmez. Tekrar köye gider. Hayat yeniden başlar. 5. sınıftan sonra kıt bir köyde; okul sevdasını gidermek ister. Güzel olan şeyde köydeki çocuklara eğitimin önemini yansıtması.
Her bir yüreğin sevdası gerilla ve dağlardır. Okul sevdasından, dağ tutkunluğuna geçti. En büyük hayali bir gerilla olmaktı; silah omzunda, raxtı belinde o yücelecekti, ona güç verecekti. Hem de bir kadın olarak devrim ateşiyle yanan yüreği adeta onu dağlara itiyordu.
Zaten ben 2006’da katılmak isterken, O da arkadaşları örgütlüyor ve randevu veriyor, hem de benim katılacağım gecede; tabi ki onun zamanlaması değil, arkadaşların işi. Ben katıldığım gece arkadaşlar dediler “bizim gidip Axin ve Jiyan’ı almamız lazım” yani “Leyla ve Slav” dediler. Yerimde dona kaldım ve aniden müdahale ettim. “Onlar şimdilik olmaz, daha çok erken” dedim. Şehit Merivan arkadaş çok mütevazı bir şekilde “tamam” dedi.
Ta 2010 yılının bahar ayında katılana dek Şehit Axin’i görmemiştim. Ben Botan’dan Amed’e gelirken, “Garzan’da bana ‘Leyla’ adında birinin, senin yeğenin olduğu’nu söyleyen iki kişinin katıldığını söylemişlerdi.” O an anladım ki, bunlar Leyla ve Slav arkadaşlar olmalıydılar. Zaten tahminim doğru çıkmıştı bile. Köyden katılmışlar bir ay Şehit Kendal'da arkadaşların yanında kaldıktan sonra yeni savaşçı eğitimlerini görmüşler. İki tane cesur Hendes gerillası daha dağlarla sözlenmişlerdi.
Ben ilk olarak Axin ve Jiyan’ı Şehit Remzi’de gördüm. Onlarla bir ay birlikte kaldım. Biraz tartıştık. Onlara hem dayı hem de yoldaş nasihatlerini verdim.
Onun için sizde bizim anlam yükleyerek çıktığımız bu dağlara destek olun! Sahip çıkın ve yılmayın daha da güçlenin! O zaman şehitlerimizin gözü arkada kalmaz. Kimse ölümden kaçamaz. Ölüm bizden kaçabilir; çünkü ölümü umursamıyoruz. Biliyoruz. Öleceksekte onurlu bir ölüm olsun! diyoruz.
DOĞUM TARİHİ VE YERİ: 1993 AMED
KATILIM TARİHİ VE YERİ: 2010 AMED
ŞAHADET TARİHİ VE YERİ: 27 KASIM 2010 AMED
Mücadele arkadaşları