Mahabat denilince Qazi Muhammed aklımıza gelir. Bir yıllık bir devrim sürecini yaşar. Qazi Muhammed...Tarihi oldukça zengindir. Med ve Pers ittifakı vardır. Kürtlere en yakın halktır. Yine yiğitliği ile dünyaya nam salmıştır. Rüsteme Zal buralıdır. Zerdüştlük burada doğmuştur.
Mazlum arkadaş Mahabat’ta dünyaya gelir. Küçük yaşta peşmergelerle tanışır. Annesi ve dayıları ise peşmergedirler. Bunlardan bol bol Kürt tarihi ile ilgili ders alır. Köylerinde çıkan bir çatışmada annesi şehit olur. Annesi İran muhafızları tarafından vurulur. Bu yüzden küçük yaşta annesini kaybeder. Düşmana karşı kini ve nefreti artar. Ama İran KDP’sine ilgi duymaz. Kendisi daha güçlü bir örgüt düşünür. Kürtleri daha iyi temsil eden bir örgüt arar. Çocuk yaşta oldukça içe kapanıktır. Daha çok sessiz bir kişiliktir efendi biridir. Aynı zamanda oldukça emekçidir. Genç yaşta traktör kullanır. Sürekli çalışır. Eve her türlü desteği sunar. Babası evlenmek ister ve buna karşı çıkmaz. Babası evlendikten sonra üvey annesine en iyi desteği verendir. Ona bir arkadaş gibi yaklaşır. Üvey annesinin sevgisini kazanır. Hem evde hem de köyünde ve çevresinde çok sevilen bir arkadaştır. Herkes onu oğlu gibi görür. Dayılarını çok severdi. Çünkü dayıları peşmergedir. İlk kez PKK’yi dayılarından duyar. Gerçekten savaşmak istiyorsan PKK’ye git diyen dayılarıdır. Kürdistan’ın dört parça olduğunu ve İran parçasının ikinci büyük parça olduğunu dayılarından öğrenir. Onun için gizliden sempati duymaya başladı PKK ye. Kendi antlaşmasını doktor olan kuzeni ile yaptı. Savaşmak için dağa gitme kararını alır. Amcasının oğlu ile birlikte Xakurke’ye gelir. Mazlum arkadaş oldukça çok gençtir. Gelir gelmez hemen savaşmak ister. Dört parçadan arkadaşlarla tanışır. Onu ikna ederek eğitime alırlar. İlk eline aldığı silah BKC‘dir.’ Ben büyük silahlarla savaşmak istiyorum’der. eğitimden sonra taburlara gider. Burada sürekli çalışır. Bakurê Kürdistan halkına ilgi duyar. Kendisinde ulusal duygular gelişir. Onun için Bakura gitmeyi aklına koyar. Daha sonra Xakurke’den Behdinan alanına geçer. Burada Zap, Metina, ve Gare’de kalır. Genelde arkadaşlar tarafından sevilir. 2003’te Bakur sahalarına gitmek için grup oluşur. Mazlum arkadaş bu gruplarda yer alır. Der ki ben başkentte doğdum ve başkente gideceğim. Böyle diyerek Amed grubunda yer alır. Ben başkentlerin çocuğum deyip kendi kararını verir. Bu grup Gare’de kuruldu. Sorumlusu Vedat ve Brusk arkadaşlardı. Mazlum arkadaş zaten Vedat arkadaş ile birlikte gelir. Kendisi zaten tim komutanı idi. Yine yaşamda her türlü fedakarlık yapar. Kendisi sorumlu olduğu için ilk başta hep kendisi önde giderdi. Sorumlu bir kişi asla kendisini geri vermez derdi. Eğitimde oldukça katılımcı idi. Resmiyeti asla ihlal etmezdi. Kendisini Bakura tam hazırdı. Askeri eğitimlere hep önem verirdi. Kuralları çok dikkat ederdi. Kendisi hep karar gücü idi. Kararını verip uygulamaya koyulurdu. Oldukça pratikçi idi. Her işe koşar ve çözüm bulurdu. İnsanları çok iyi tanıyordu. Ortamı çok iyi gözlemliyordu. Genelde değerlendirmeleri objektifti. Gözlemlerinde kolay kolay yanılmazdı. Ona göre tedbir alırdı. Bir aylık yol sürecinde oldukça enerjikti. Yolda düşen arkadaşların çantasını ve silahını alırdı. Aralarda hemen şaşalını çıkartıp arkadaşlara su getirirdi. Noktaya vardığımızda hep ilk nöbeti o tutardı, oldukça çok duyarlı idi. Yol sürecinde bir çok defa şakalaşırdık. Bana hep derdi ki; dağlara ve taşlara iyi bak. Bir daha buraya gelmeyeceğiz. Biz devrimi yapacağız. Bunda oldukça kararlıydı. Vardığımız birçok noktada hep önde arkadaşlardan önce bulurdu. Hep derdi ki; önce yoldaşlar, ben zaten ne yapıyorsam arkadaşlar için yaparım. Arkadaşlardan başka kimim var bu dağlarda.
Amed’e ilk vardığımızda sevinçten uyuyamıyordu. Dürbünle etrafımıza bakıyordu. Sanki daha önce buralarda doğmuş gibi bir durum vardı. Mazlum arkadaş Soran bir arkadaştı. Kırmanck’yi zar zor öğrendi. Tam olarak bu dile hakim değil. İlk düzenlemesi Akdağ’a oldu. Burada halk Zaza’dır. Mazlum köye gidince şaşırdı. Bunlar hangi dili konuşuyor. Ben Zaza’ca deyince şaşırdı. Ben zar zor Kırmanck’yi öğrendim. Ben Zazaca’yı nasıl öğreneceğim. Bana öğretecek kimse de yok. Farsça bildiğinden dolayı bu dilden kısmen anlıyordu. Zazalar’la anlaşmanın tek bir yolu Türkçe öğrenmekti. Mazlum arkadaş Türkçe dilini sevmiyordu. Ama ihtiyaçtan dolayı öğrendi. Daha sonra kitap okuyordu. Yazıyı çok kolay öğrendi. Böylece dil sorununu kendi çabasıyla çözdü. Akdağ coğrafyasına bayılıyordu. Oldukça ormanlık bir alandır. Akarsu olarak Murat geçiyor. Tren rayları bu suyun kenarında geçiyor. Çeşmeleri oldukça soğuktur. Kışları oldukça kar yağar ve soğuk bir alandır. Mazlum arkadaşın en çok sevdiği yer ayı ormanıdır. Burada ayılar çoktur. Burası bir stadyum gibidir. Etrafı dağlarla çevrilidir. Ortasında orman vardır. Orman gece sıcak, gündüz serindir. Orman içerisinde gökyüzü görünmez. Bu yer oldukça yüksektir. Burada Amed, Elazığ, Bingöl görünür. Oldukça güzel bir yerdir. Hem araziyi tanıdık hem de hedefleri tanıdık. İlk yıl böyle geçti. Kış kampına geldik. Beraber bir kamp yaptık. Gündüzleri kamp yapardık ve gece erzak taşırdık. Kolektif olduğu için yaşam zevkli idi. Her şeye dikkat ederdik. Daha çok iz , ateş, görüntüye dikkat ederdik. En çok hassasiyet üstlenme sürecinde dikkat edilirdi. Ara sıra Mazlum yoldaş şakadan ‘biz Amed’e geldik ama örgüt bizi Bingöl’e getirdi. Ben Amed’e gitmek istiyorum’ derdi. En büyük özlemi ise Şehit Brusk bölgesine gitmekti. Oraya hiç gitmedi. İlk kışımız çok renkli idi. Odun sobası kullanırdık. Rüzgar estiği zaman duman ederdi. Biz duman altında kalırdık. Sobalar genelde akşam yakardık, koşullardan dolayı yemekleri akşam yapıp gündüz közler üzerinde ısıtırdık. Televizyon vardı. Her rüzgar vurduğunda çanak bozulurdu. Suyumuzu karı eriterek elde ediyorduk. Kar yağdığı gün oduna giderdik. Burada güreş tutma ,kar topu oynama bizim için bayramdı. Bizim geçirdiğimiz en uzun kış idi. Biz altı ay yerin altında kaldık. Baharda kar erimeden dışarı çıktık. Daha çok tim tim hareket ediyorduk. Burada tim komutanımız Mazlum arkadaştı. Her sabah kalkar keşif yapardı. Ateşi ilk o yakardı. Ateş yakmayı çok severdi. Ateşten sonra közlerin başında otururdu. En çok sevdiği müzik Nasır Razazi ve Merzi’ye dinlemeyi çok severdi. Artık yapraklarda açmıştı. Sabah kalktığımızda düşman araziye çıkmıştı. Korucular önde ve askerler arkada idi. Her tarafta ateş yakmışlardı. O gün yağmur yağıyordu. Keşiften gelen mazlum arkadaştı. İlla da korucuları vuralım. Onlar askerleri koruyor. Hava koşulu uygundur. Arkadaşlar bu öneriyi kabul ettiler. Herkes eyleme gitmek istiyordu. Sonunda iki kol şeklinde çıkarıldı. Bir kol Mazlum arkadaş ve diğer kolda Yaşar arkadaş gitti. Mazlum arkadaş sızma yapıp mevzinin dibine gidiyor. Ve orada oturuyor. Korucular ateş başında oturmuş, sohbet ediyorlar. Sohbetlerinde ‘bu Apocular işe yaramaz. eski Apocular insanın karnına silah dayatıyorlar ve cebine bomba koyuyorlardı’ diyorlardı. O esnada bu mevziye arkadaşlar bomba atarak silahla vuruyorlar. Toplam burada üç korucu öldü. Savunması olduğu için silah alamıyorlar. Diğer grupta kendi mevzisini kaldırıyor. Bir hayalet gerilla gibi ortadan kayboldular. Düşman helikopterleri cenazeleri alıp geri çekiliyordu. Mazlum arkadaş bize ulaştı. Ve közün başına oturup çay içiyordu. Diyordu; oturmuş eski ve yeni Apocular’ı tartışıyordu. <Gösterdik onlara eski ve yeni Apocular’ı sonra gülerek öz aynıdır’ dedi. Yaklaşık olarak üç yıl Akdağ’da kaldı. Burada bir çok eyleme katıldı. Arazide birçok eylemi o gerçekleştirdi. Hiçbir görev ayrımı yapmazdı. Kendisi şehit düştükten sonra Akdağ bölgesi Şehit Mazlum noktası oldu. Onun yaşamı oraya damgasını vurdu.
Bu bölgeden sonbahar da ayrıldı. Şehit Remzi bölgesinde eğitim görmek için gitti. Burada üslenme çalışmalarına katılır. Araziye adapta olma sorunu yoktu. Yalnız üslenmeyi şehit Rızgar arkadaş yapmıştı. Kışın gelmesi ile birlikte kampa girerler. İlk kamp deşifre olur. Bu kampı değiştirirler. Karın içinde ikinci bir kamp yaparlar. Düşman operasyona çıkar ve burası deşifre olur. Çatışmaya girerler. Rızgar Maraş arkadaş çıkışta ilk şehit olan arkadaş olur. Bu kahraman arkadaşlar bir gün boyunca o karda ve soğukta çatışırlar. Düşman kampa giremez. Kampı bıraktıkları anda pusuya düşerler. Mazlum, Ferhat , Navdar yaralanır. Yine de köye ulaşmak için çabalar ve düşman onları takip eder. Yolu tek bilen Ferhat arkadaştır. Yolda yarası ağır olduğundan düşman bir tepede oyalar ve arkadaşlara yönünü gösterir. Düşmanla epey çatışır. Birkaç kişiyi vururlar. En son ölü numarası yapar. düşmanın yakınlaşmasını ister. Düşman yaklaşır. Ve bir uzman çavuşu vurur. Düşman onu elde edemeyeceğini anlayınca helikopterle şehit düşürür. Diğer arkadaşlar bir köye ulaşırlar. Köylüler onlara yardım ederler. İlaç getirmek için köylüler şehre giderler. Onları takip eden düşman köyde onları bulur. Köyün etrafını çevirir. Arkadaşlar akşama kadar çatışarak şehit düşerler. Bu kahraman arkadaşlar, arkadaşlarını kurtarmak için kendilerini feda ederler. 1 Haziran Hamlesi’nin en aktif militanıdır. Hem yaşamı hem de savaşı ile örnektirler. Onları tekrar saygıyla anıyorum.
Kod adı: Mazlum Mahabad
Adı soyadı: Mevlüt İsmailzade
Doğum tarihi-yeri: 1980 / Mahabad
Anne-baba adı: Sogra - Ömer
Katılım tarihi: 1999 / Mahabad
Şahadet tarihi: 16 Ocak Amed / 2007