'‘Özgürlük kolay olsaydı Ronahiler, Berivanlar kendini yakmazdı’' (Reber APO)
Savaş gülüm sıkı savaş
Savaştıkça varız biz
Savaştıkça çoğalır
Savaştıkça severiz
Sabahta güneşten
Ateşin çocuklarından
Korkan düşmanı vurmaya gidiyorum.
Şehit Beritan
Çarçella’nın göz kamaştırıcı çiçekleri içinde daldan dala konan serçe kuşları vardır. Serçe kuşları kartallar gibi yüksekten uçmanın çabasını verirler. Bu nedenle çok çalışır, daldan dala kanat çırparlar ki kanatları güçlensin. Beritan yoldaşta bir serçe kuşu gibiydi. Kanatlanmaya ve uçmaya ihtiyacı vardı. Saflara yeni katıldığı dönemler bunun çabasını çok vermişti. Bir an önce kanatlanıp uçmak istiyordu. Uçmanın ve kanat çırpmanın ilk tecrübelerini Gare’de yaşamıştı. Beş yıl kaldığı Gare’de mücadelenin dilini ve partinin ilkelerini tanımış kendinde içselleştirmişti. Zağroslara gelmeden önce Şehit Beritan Akademisinde eğitim görmüş uçmaya hazırlanmıştı. Zağroslar yükseklere kanat çırpacak ilk mekandı. Bu nedenle onun için ilklerin ilk mekanı ve özgürlük arayışlarının derinleştiği yer olmuştu. Bunun heyecanı içindeydi. Beritan yoldaş aslen Bitlisli olup Adana da doğup büyümüştü.
Feodal yönleri olan yurtsever bir ailenin tek kızıydı. Okumuş, belli bir kültür düzeyi olan, ahlaki yönü güçlü, saygılı yönleri vardı. Yaşı küçüktü ama erkenden serpilmişti boy vermişti. Duruşu olgundu ama aynı zamanda onun çocuksu yanları çok canlıydı. Sessizmiş gibi görünse de bir çocuk gibi moralli, coşkulu katılırdı.
Kendini çok sorgular ve yönelirdi. İç savaşımı büyüktü. Eski değildi ama aldığı karakter ve önüne koyduğu hedefler çok büyüktü. Devrim yürüyüşünde sabırsızdı. Her şeyi hemen öğrenip yapmak isterdi.
Saflara Şehit Beritan yoldaştan etkilenerek katılmıştı. Büyük komutanın ismini almıştı. Aldığı ismin yüklediği sorumlulukları bilir, bu bilinçle katılırdı. İsmine layık olma çabası büyüktü. Akademi de Şehit Beritan yoldaşın asılı duran fotoğrafını saatlerce seyrederdi. ‘Bu fotoğraf benimle konuşuyor’ derdi. O fotoğraf arkadaşa çok güçlü bir savaşçı ve özgürlük militanı olma hayalini veriyordu. Sürekli Şehit Beritan yoldaşa atfen yazılar yazar ve duygularını paylaşırdı. Onun ardılı olmak onurluca yürüyebilmek tek gayesiydi. Zağroslar'da pratiğe geçmiş, eylemlere katılmak için kendisini dayatmıştı. Ama hem alanda yeni oluşundan dolayı hemde savaş tecrübesi olmadığından dolayı arkadaşlar onu eyleme katmayı uygun görmüyorlardı. Gittiği bir görevde düşmanın pususuna girmiş ve 5 arkadaştan 2 arkadaş (Dılocan ve Başur) arkadaşlar pusudan çıkabilsin diye savunmalarını yapıyorlar, çatışma ilerledikçe arkadaşlar yaralanıyor. Düşman bütün tekniğini kullanarak bu 4 yoldaşa yöneliyor. Beritan ve Sarina arkadaş yaralandıkları halde büyük bir moralle birbirlerine sıkıca sarılarak ölümü karşılıyorlar. Kendilerinden önce alanda şehit düşen arkadaşları düşünüyorlar. Bedeve eyleminde ağırlıkta taburlarında yönetim arkadaşların şehit düşmesinden dolayı yanlarında yönetim olan diğer arkadaşların kendisini arkadaşlara ulaştırmasını istiyorlar. Beritan arkadaş büyük bir sorumluluk anlayışıyla “taburda yönetim arkadaş kalmadı, kendini ulaştırman gerekiyor” diyor. Artık Beritan yoldaş sıkı savaşmış, çoğalmış, yükselmişti. Artık o da yükseklere kanat çırpmanın sırrını çözmüş ve yükseklerde şehit yoldaşlarıyla buluşmuştu.
Mücadele Arkadaşları