Başta Kürdistan’ın görkemli dağlarından bir kadın gerilla olarak selam, saygılarımı ve bağlılığımı size sunuyorum. Bu gün güney Kürdistan’da ortaya çıkan tarihi kazanım ve başarılar için mutluyum ve bu başarılardan dolayı sizi kutluyorum. Bu başarı binlerce şehidin kanı ve yüzyıllarca süren halkımızın emek mücadelesiyle oluşmuştur. Kürdistan’da bugün yaşanan ve siz yurtseverleri sevindiren gelişmeler Halepçe, Enfal, göç, ölüm ve talan gibi büyük bedel ve kurbanlarla elde edildi. Bu nedenle Kürt halkının iradesini koruma, geliştirme ve Irak’ın demokratikleşme meselesi ve demokratik sistemin geliştirilmesinde onurlu ve şerefli olan her Kürt üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Tersi bir duruş içinde olmak talihsizlik olur. Burada en önemli nokta halkımızın bu kazanımlarını büyük bir duyarlılıkla koruması ve onların geliştirilmesi için çalışmasıdır. Çünkü şu iyi bilinmelidir ki, hâlâ bölge ve Kürdistan’da Kürt halkı üzerindeki tehlike ve savaş çanları ortadan kalkmış değildir ve buna karşı genel bir tutuma ihtiyaç var.
Tarihte batılı devletler, özellikle de Amerika’nın kendisi Kürt sorununun oluşumunda bir sebep olmuştur. Buna rağmen utanmadan halkın emeği ve şehitlerimizin kanı üzerinde büyüklük taslamaktadırlar. Kendilerini tarihte Kürdistan’da yaratılan kazanımların sahibi olarak görüp Güney Kürdistan’ı Ortadoğu’daki siyasetlerinin ve çıkarlarının önüne bir savunma kalesi gibi koymak istiyorlar. Bir yandan kirli planları içerisinde Güneydeki Kürtleri Türkiye, Suriye ve İran’a karşı ne zaman ve nerede kullanacaklarının hesabını yaparken, diğer yandan da Kürtlerin sınırı aşmaması için hep kontrol altında tutacaklardır. Güney Kürdistan’ı diğer parçalardaki Kürtler için bir tuzak haline getirerek Kürtleri birbirine kırdırtmak istiyorlar. Bir taraftan PKK’yi terör listesine koyup, Başkan Apo’yu yakalatmaları diğer yandan da Güneydeki liderlere ve Kürt federasyonuna evet demeleri tesadüfü bir şey değildir. Bunu iyi görmeli ve Güney halkı olarak da onaylamamalısınız. Suriye, İran ve Türkiye Güney Kürdistan’daki kazanımları yok etme çabasına devam ederek düşmanlık ve karşıt siyasetlerinden geri adım atmamaktadırlar. Kürt egemen sınıfları ve çıkarcıları özellikle hizip, aile ve partilerden oluşan güçler Kürtlük siyaseti adı altında yüzlerini maskelemiş ve halkın kanı üzerinde pazarlık yapıyorlar. Bu kadar nazik ve hassas bir süreçte Kürdistan’ın dört parçasında ve Kuzey Kürdistan’da özellikle siyasi çözüm diyalogu ve Kürt sorununun çözümü tartışılırken, Mam Celal’in Türkiye ve Amerika’ya söylediği “Apo’yu susturun!” sözü büyük bir utanç olup, onaylanmamalıdır. Artık Kürtler için birbirine karşı plan yapmak, savaşmak utanç vericidir. Çünkü bütün parçalardaki Kürtlerin sorunu tüm Kürdistan’ın sorunu olmaktadır. Kürdistan’ın her dört parçasının kaderi et ve tırnak gibi birbirine bağlıdır. Özelliklede Kürdistan’ın en büyük parçası olan Kuzey Kürdistan Kürtlerinin sorunu çözülmeden Kürdistan’ın diğer parçalarının şerefli ve özgür yaşamaları mümkün değildir. Bu temelde Güney Kürdistan’daki tüm Kürtlere Kuzey Kürdistan devrimine yönelik sessizliği ve sorumsuzluğu onaylamamaları çağrısında bulunuyorum. Çünkü sessizlik ölüm anlamına gelmektedir ki, Güney Kürdistan’da yeni kazanımların ve gelişmelerin ölü doğmasına neden olacaktır. Dolayısıyla kadın, çocuk, genç, yaşlı ve aydın hep birlikte demokratik referandum ve Başkan Apo’yu korumaya ve onu Kürtlerin siyasi iradesi olarak kabul etmede oyunuzu kullanın. Bütün imkan ve kazanımlarınızı Kürdistan’ın diğer parçalarındaki eylemlerle dayanışma için kullanmalısınız. Bu konuda halkımızın direniş iradesine inancım vardır. Çünkü Güney halkı fedai bir halk olup, Halepçe, başkaldırı ve özgürlük serhıldanın halkıdır.
Bende sizin bir kızınız olarak on yıldır sizden aldığım direniş kültürü, PKK ve Başkan Apo’dan, özgür kadın hareketinden aldığım irade ve bilinç ile Kürdistan dağlarında Kürt halkı ve Kürt kadınının özgürlüğü için çaba ve mücadele veren bir kadınım. Bütün amaç, umut ve çabam dört parçadaki Kürtlerin özgürlüğüdür. Güney Kürdistan’ın demokratizasyonu ve zihniyet özgürlüğü, intiharların, çaresizliğin, kadın köleliğinin, gençlerin kaçışının ve diğer tüm toplumsal sorunların sona erişi olacaktır. Bu temelde eylemimle bu amaca olan bağlılığımı göstermek için kendimi feda ediyor ve siz değerli insanlara bir mesaj vermek istiyorum. Bu eylemim çaresizlikten ve acıdan kaynağını alarak intihar eden kadınlarınki gibi değildir. Ama bu eylem yaşam aşkının, zihniyet gelişimi ve özgürlüğün eylemidir. Aynı zamanda Leyla KASIM, Zilan ve Semaların direniş çizgilerinin bir devamıdır. Bu mesaj ve eylemimi tüm halkımızın ve bütün Kürt kadınlarının kulaklarının duymasından dolayı çok mutluyum. Güney Kürdistan’daki halkın içinde gelişen mücadeleye ve yeni örgütlülüğe az da olsa güc katacaktır. Sonuç olarak da Güney Kürdistanlı bir kadro olarak özeleştirimi veriyorum. Yeteri kadar güçlü bir öncülüğü yerine getiremedim. Başkan Apo’nun kadın özgürlüğünü Güneyin toplumsal devrimi olarak gördüğü ideolojisini yeteri kadar tanıtamadım.
-YAŞASIN BAŞKAN APO!
-YAŞASIN PKK VE PAJK!
-YAŞASIN KJB VE KKK!
-BİJİ HPG VE YJA-STAR!
-YAŞASIN ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN YOLU OLAN TÜM ŞEHİTLERİMİZ!
-KAHROLSUN İHANET VE ULUSLAR ARASI KOMPLO!
-KAHROLSUN HER TÜRDEN GERİCİLİK VE EGEMENLİK!
Selam ve Saygılarımla
01 Şubat 2006